Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ W ] / We're going to find her

We're going to find her перевод на турецкий

103 параллельный перевод
We're coming, and if you don't find me a gas station soon, this little old snowflake's going to wet her pantaloons!
GeIiyoruz ve hemen bir benzin istasyonu buImazsan bu prenses donuna edecek.
And we're going to find her, I promise.
ve onu bulacağız, söz veriyorum.
We're going to her sister's for the night, and then we've got to find somewhere else.
Kız kardeşine bir gece için gideceğiz, sonra başka bir yerde bulmamız gerekiyor.
We're going into battle, little ones. Find a woman to take care of her.
Biz savaşa gidiyoruz minikler Ona bakması için bir kadın bulun
Well, you know we're going to find her. It's just a matter of time.
Onu bulmamızın sadece bir an meselesi olduğunu biliyorsunuz.
We're going to find that college girl, tell her to get her ass back into town.
O üniversite öğrencisini bulup kasabaya gelmesini söyleyeceğim.
Before I leave this shitty town... I'm going to find someone who's going to come clean... and we're going to dismiss your bullshit claim.
Bu lanet kasabayı terk etmeden önce her şeyi anlatacak birini bulacağım ve sizin şu saçma iddianızı düşüreceğim.
We're going to find her.
Onu bulacağız.
It's going to be lke this everywhere we go as soon as people find out we're not married.
Gittiğimiz her yerde, insanlar evli olmadığımızı öğrenir öğrenmez, bu manzarayı yaşayacağız.
Homer, if you're going to do this to every applicant, we're never going to find one.
Homer her adaya bunu yapacaksan hiç bir aday bulamayacağız.
So unless you want to sit on no furniture... and watch Harvey Fierstein impersonators rip up the carpet... paint everything white and call it'Angel's Kiss'... then we're going to have to find somebody else's house.
Mobilyasız bir evde oturmak istemezsiniz herhalde. Üç Harvey Fiorstein taklitçisi, halıyı parçalıyor ve her şeyi beyazın garip bir tonuna boyuyor. Buna da Meleklerin Öpücüğü diyorlar.
We're going through her checkbook in an attempt to find out who she is
Hem burasının adı ne?
We're never going to find her.
Onu hiç bulamayacağız.
We're gonna find something, we're gonna figure it all out... and we are going to be... fine.
Bir yolunu bulacağız, her şeyi çözeceğiz... ve iyi olacağız.
We're not going to find her by psychoanalyzing the last 60 years of her life.
Hayatının son 60 senesini analiz ederek onu bulamayacağız.
She's my daughter, and we're going to find her.
O benim kızım. Onu bulacağız.
We are going to find our missing pilot and we're going to bring her home.
Kayıp pilotu bulacağız ve onu eve geri getireceğiz.
We're going to find her, I know it.
Onu bulacağız, biliyorum.
We're going to find the people who killed her, I promise.
Onu öldüreni bulacağız. Söz veriyorum.
But we're going to do everything we can to find her.
Ama kızınızı bulmak için her şeyi yapıyoruz.
We're going find out everything the brothers know, like we were originally going to.
Elric Kardeşlerin her yaptığından haberdar olmak ilk önceliğimiz olmalı.
Hey, we're going to find her, Russ, okay?
Hey, onu bulacağız, Russ, tamam mı?
I knew her hop, skip, and jump over the Atlantic wasn't because she missed her big sister, and if this guy is bothering Lucy, then I'm going to find him, we're going to have a little talk.
Beni özlediğinden Atlantik'i aşmadığını biliyordum. Bu adam Lucy'yi rahatsız ediyorsa, onu bulup konuşurum.
We're going to find her, my little Coquelicot.
Anneyi bulacağız. Nerede bu?
We're going to- - We're going to... find her, and everything's going to be fine.
Onu... Onu bulacağız ve her şey yoluna girecek.
There's so many people here. How're we going to find her?
Burda bir sürü insan var Onu nasıl bulucaz?
So, we're going to go over anything we know, old and new, and hopefully we find him before we find another body.
Yani eski ve yeni bildiğimiz her şeyin üstüne gideceğiz ve umarım onu başka bir ceset bulmadan önce bulacağız.
We're never going to find her at this pace.
Bu süratle bulamayacağız.
I would say that although the system has some poor accounting practices, in the end we're going to find that most of the money was properly spent on programming.
Sistemin muhasebesi her ne kadar zayıf olsa da sonunda bu paranın uygun bir şekilde harcandığını bulacağımızı düşünüyorum.
Whatever happened to my son, it happened because of Kelly. We're going to find her, and we're going to talk to her.
Kızı bulup onunla konuşacağız.
We're going to find the man who did this.
Bunu yapan her kimse onu bulacağız.
We're going to find her, Gibbs.
Onu bulacağız, Gibbs. Biliyorum.
We're going to find her, Gibbs.
Onu bulacağız, Gibbs.
We're going to find her.
Bulacağız.
- Don't worry, we're going to find her.
- Telaşlanmayın, onu bulacağız.
We're not going to fucking find her in the dark!
- Onu karanlıkta bulamayacağız!
We're going to find her, Major.
Teyla'yı bulacağız, Binbaşı.
We're going to find whoever did this.
Bunu her kim yaptıysa bulacağız.
Which makes it all the more likely we're not going to find Alison until some hiker stumbles on her body months from now.
Bu da Alison'ı, bundan aylar sonra bir yürüyüşçü cesedine takılmadıkça bulamayacağımız anlamına geliyor.
We're going to find her.
Onları bulacağız.
We're going to find her.
- Onu bulacağız.
I don't think we're going to find much of anything under her fingernails.
Tırnaklarında pek bir şey bulacağımızı düşünmüyorum.
We're going to help you find her.
Onu bulmana yardım edeceğiz.
That's why any and every son of a bitch we find wearing a Nazi uniform, they're going to die.
İşte bu yüzden Nazi üniforması giydiğini gördüğümüz her it ölecek.
We deeply regret not being able to find your daughter, but I promise you, we're going to do everything in our power to recover her.
Kızınızı bulamadığımız için gerçekten çok üzgünüz, ama size söz veriyorum onu bulmak için elimizden gelen her şeyi yapacağız.
Whateverthe secret Prats entrusted to his daughter, we're not going to find it in her subconscious.
Prats'ın kızına verdiği sır her neyse bu şekilde bilinçaltında bulamayız.
We're going to do everything we can To find your wife and get you out of here safely.
Sizi buradan güvenli bir şekilde çıkarmak ve karınızı bulabilmek için elimizden gelen her şeyi yapacağız.
I know we're going to find her.
Onu bulacağımızdan eminim.
Not only are we going to find her ; we're going to find her, and then we're going to squeeze her to flip on her partners.
Onu bulmakla kalmayacağız. Onu bulup ortaklarını ele vermesi için onu sıkıştıracağız.
We're going to do everything we can to find her killer.
Katilini bulmak için elimizden gelen her şeyi yapacağız.
Hey, listen. We're going to do everything we can to find out who did this to him, and to you, all right?
Bakın, bunu ona ve size yapanları bulabilmek için elimizden gelen her şeyi yapacağız, tamam mı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]