We've been made перевод на турецкий
257 параллельный перевод
I've been thinking, and I believe it would be better for both of us... if we admitted we made a mistake and got a divorce.
Düşünüyordum da hata yaptığımızı kabul edip boşanmamızın, ikimiz için de iyi olacağına inanıyorum.
If only once we could have made it for 5 and sold it for 4. That would've been a welcome switch.
Bir kereliğine 5 sente yapıp 4'e verseydik işte bu beni burada tutardı.
Made me feel as though we've been blind.
Kendimi adeta kör gibi hissettirdi.
Max, no offense. We've been friends a long time. You never made much of a living as a lawyer.
Sabırlı ol, çok eski arkadaşız, ama hayatını bir avukat gibi kazanmadın.
We've been made very late for the party!
Gece gece ne güzel eğlence oldu.
We've already been made to look a fool.
Zaten gülünç duruma düşürüldük.
Do you think all the things of the Earth and the heavens have been made for no other reason except we should eat and make money and spawn children and kill and die?
Dünyadaki ve cennetteki her şeyin sadece yemek yemek... para kazanmak, çocuk yapmak, öldürmek ve ölmek için... yapıldığını mı sanıyorsunuz?
We're not going to leave the ship until all tests have been made... checked, and double-checked.
Tüm testler yapılıncaya kadar gemiyi terketmeyeceğiz... Kontrol ve çifte kontrol.
Alright, what's your theory then? That these things haven't been made bigger, we've been made smaller!
Pekala, teorin nedir o zaman?
We made our rendezvous out in the snow and it was only at the last moment that he realized what a fool he'd been.
Dışarıda karda buluşmak üzere anlaştık ve ancak son anda ne kadar aptal olduğunu fark etti.
We regret that you've been made uncomfortable.
Size tedirginlik verildiği için üzgünüz.
We've been over it and over it, we've made every conceivable test.
Düşünülebilir her testi yaptık.
Meanwhile, it's been days since we've made a mark on the tab.
Tahtaya çentik atmayalı uzun zaman oldu.
Even though they know in their subconscious that it's right it's kind of normal and natural, but we've been made to feel that it's wrong.
Bilinçaltında bunun yanlış olmadığını bilseler bile, bu normal ve doğal birşey, fakat yanlış olarak öğretilegelmiş.
We've been through these hard times before, Nathan Lee and we made it.
Daha önce de zor zamanlar yaşadık Nathan Lee. - Ama hepsini atlattık.
Is this or isn't it the first good collar we've made on that pair of mutts... in all the time we've been looking to drop them?
Bu iki tane itin kolayca yakalanması... hep düşsün diye beklediğimiz o yakalama mı değil mi?
We've been expecting a group of young ladies... to work in the brothel house and the boys made a mistake.
Biz, bir grup genç hanım bekliyorduk... Genel ev çalışanları. Çocukların hatası.
The motion has been made and seconded that we immediately constitute ourselves as the bona fide Communist party and that we call ourselves the Communist Labor Party of America.
Kendimizi gerçek Komünist Parti olarak tayin edip Amerikan Komünist İşçi Partisi adında bir parti kurmamız teklif edildi ve desteklendi.
We've been expecting him to call us to negotiate, and as he did not... five days before we're supposed to go to court... we made him a rather generous offer, which he refused.
Anlaşmak için bizi aramasını bekliyorduk ama aramadı. Mahkemeye çıkmamız beklenen tarihten beş gün önce, ona cömert bir teklif yaptık, ama reddetti.
I'm known because of the time of the struggle of the Jewish people I was one of the # # # # that made it possible to have what we have,... what we've been able to defend by the skin of our teeth.
Tanınıyorum çünkü Yahudi halkı için çabaladığımız dönemde şu an elimizde olanları sağlayan grubun bir üyesi olarak her şeyimizi ucu ucuna savunmuştuk.
- We've been made.
- Tespit edildik.
Look, I'm sorry, but we're looking... for some very good jazz dancers... and it's been made very clear to me... that those people don't fit in to that particular category.
Bak, üzgünüm, ama biz iyi caz dansçıları arıyoruz ve bu o kadar açık ki bu insanlar bu kategorideki yapıma uymazlar.
Up to them, we've been forgiven'cause we were in the corn... the day that "He Who Walks Behind the Rows" made himself known.
Onlara göre biz affedilmiştik çünkü "Tarlalarda Dolaşan" kendisini bilinir kıldığında mısırların içindeydik.
I mean, all our lives we've been laughed at and made to feel inferior.
Yani, hepimizin hayatı gülünç ve bu bizi önemsiz hissettiriyor.
- We've been made. Damn.
- Bizi fark ettiler, lanet olsun.
The new tranquillizer we've had under research has been successfully made.
Yeni bir sakinleştirici çeşidi geliştirmeyi başardık.
Every time we've been up against the wall, you made us believe anything was possible.
Ne zaman başımız sıkışsa, bizi her şeyin mümkün olduğuna inandırdın.
It's made everything we've been through worthwhile.
Bu olay, yaşadığımız tüm zorlukları bize unutturdu.
We're pleased to announce an arrest was made in the series of unfortunate killings, that've been plauging the city recent weeks.
Geçtiğimiz birkaç hafta boyunca şehirde terör estiren ve birçok cinayet işleyen katili yakaladığımızı bildirmekten dolayı mutluyum.
Ever since I was a student in college, we used to do a thing before every production, and since I've been making films, we did it, and it made those films have good luck.
Üniversite öğrenciliğimden beri her çekim öncesi bir şey yapardık. Ve bu film çekmeye başladığımdan beri bunu yaptık. ve bu her filmime şans getirdi.
We've been made.
Yakalandık.
We have been joined by Dr Kila Marr, a xenologist who has made studying the entity her life's work.
Bir ksenolojist olan ve kristal varlığı incelemeyi hayatının işi yapan Dr Kila Marr, bize katıldı.
Man, we've been made.
FÜZE YERDEN HAVAYA Yakalandık.
We made a lot of money and until now it's been great.
Bir sürü para kazandık ve şu ana kadar harikaydı.
You made a mistake. We've all been young enough to make one.
Bir hata yapmıştın, hepimiz hata yapacak kadar genç olduk bu hayatta.
We've been made aware of a Kobliad plot to hijack the deuridium.
Deuridium kaçırması hakkında Kobliad pilotunu haberdar ettik.
It has been 15 centuries since he made that promise, and still we wait.
Bu vaadi vereli 15 yüzyıl geçti, ve hala bekliyoruz.
And we'd all been in the motion-picture business for some time and we'd all made many, many motion pictures.
Hepimiz bir süredir film işindeydik... ve birçok film çekmiştik.
We had this thing, when we hurt, we sung for trial and tribulation, and for relief, we sung songs to God and this music that you hear today is the same songs that have been made popular around the world without any volition.
Elimizde bu vardı, incindiğimizde sıkıntı ve dertlerimiz için şarkı söyledik ve rahatlamak için Tanrı'ya şarkılar söyledik ve bugün duyduğunuz, herhangi birinin etkisi olmadan kendiliğinden dünyanın dört bir yanında popüler olmuş bu müzik de aynıdır.
We've only been here 10 minutes, you made a new friend.
Burası harika bir yer. Daha geleli 10 dakika oldu ama kendine bir arkadaş bile yaptın.
We've made over 100 attempts to reverse the symbiogenesis using the medical transporter, and each time, this has been the unfortunate result... complete cellular collapse.
Tıbbi ışınlayıcı kullanarak, simbiyogenetik işlemini tersine çevirmek için yüzün üstünde girişimde bulunduk, ve her seferinde, kaçınılmaz son olarak hücre çökmesini yaşadık.
We understand now, we've been made to understand and to embrace the understanding
Artık anlıyoruz... Anlamamız ve kim olduğumuzu anlamanın yolunun
It's been a long day... but we've made a good beginning.
Zorlu bir gündü ama iyi bir başlangıç yaptığımıza inanıyorum.
The past couple of weeks have been uneventful, but we've made excellent progress on the new Astrometrics Lab.
Olaysız iki hafta geçirdik ama bu arada yeni Astrometrik Labaratuarda, mükemmel ilerlemeler sağladık.
Good wine, we've got to spend the night... and I don't mean to be crass because the point is... maybe we've been made fools of by our own sophistication.
Güzel şarap. Sonra geceyi birlikte geçirdik. ve kabalık ima etmek istemiyorum çünkü belki biz burda, kendi pişkinliğimiz tarafından sersem yerine konduk.
Every attempt we've made to communicate with them... has been rebuffed.
Bütün iletişim taleplerimiz, dinlenmeden geri çevriliyor.
We've been made.
Hilemiz anlaşıldı.
Whereas before we went to prison they had not been nearly as scared and there were plenty of undercover arrangements that were made to write scripts under pseudonyms for a good deal less money than you were accustomed to being paid.
Oysa biz hapse girmeden önce bizim kadar korkmuyorlardı ve normalde kazandığımızın çok altında paralara takma adlarla senaryolar yazdırmak için bir sürü gizli tertip etrafta dolanmaktaydı.
You made progress in the time we've been together.
Ama beraberliğimiz sırasında büyük gelişme kaydettin.
The arguments have been made and we're running out of time.
Tartışma yapıldı, ve zamanımız tükeniyor.
- You've made what we've been saying the truth - that you can't keep people back who refuse to be kept back.
Gerçeği söylediğimize inanmayabilirsin. Ama uzak durmak istemeyen insanları uzak tutmaya devam edemezsin.
we've been together 23
we've been compromised 17
we've been set up 18
we've been over this 197
we've been robbed 25
we've been waiting for you 81
we've been through this 160
we've been busy 20
we've been married for 28
we've been watching you 22
we've been compromised 17
we've been set up 18
we've been over this 197
we've been robbed 25
we've been waiting for you 81
we've been through this 160
we've been busy 20
we've been married for 28
we've been watching you 22