Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ W ] / We can't leave

We can't leave перевод на турецкий

2,206 параллельный перевод
Yeah, well, we can't just leave it, either.
Evet ama, işin peşini de öylece bırakamayız.
We can't leave you here without backup.
Sizi burada desteksiz bırakamayız.
We can't leave them alone for that long.
Onları bu kadar uzun süre yalnız bırakamayız.
- No, we can't leave them.
- Hayır, onları bırakamayız.
We can't leave here without him.
O, olmadan buradan ayrılamayız.
- We can't just leave him here.
- Onu burada bırakamayız ki.
I'm sorry, Nick, but we can't let you leave.
Kusura bakma Nick, ama gitmene izin veremeyiz.
- We can't leave.
- Ayrılamayız buradan.
No, they slapped a ticket on us, we can't leave Earth.
- Öyle, o bileti bize fırlattılar. -...
We can't leave without the weapon.
- Silahı almadan gidemeyiz.
- What's wrong? - We can't leave it. it's dangerous.
Sorun nedir?
Now, we can't force you to leave with us.
Bizimle gelmen için seni zorlayamayız.
Yeah, we can't get the guy to leave.
Evet, adamı oradan çıkaramıyoruz.
This isn't something we can leave to God.
Bu Tanrı'ya havale edilebilecek birşey değil.
No way, we can't leave a paper trail.
- Öyleyse bana bir kredi kartı lazım. Olmaz!
He said we can't leave without him.
Ben gelmeden bir yere ayrılmayın dedi.
- We can't leave him like this.
- Onu böyle bırakamyız.
Don't leave. I bet Stephen can get the Jeep started... - and we'll be out of here, okay?
Luke, eminim Stephen cipi çalıştırır, sonra da buradan gideriz.
If he can't do it, we can just leave him in the car.
Yapamazsa onu arabada bırakırız.
But we can't leave yet.
Ama onu bırakamayız.
We can't just leave her there.
Onu orada, öylece bırakamayız.
We can't leave Hermione alone with her.
Hermione'yi onunla yalnız bırakamayız.
We can't leave him alone.
Onu burada yalnız bırakamayız.
We can't leave her.
Onu bırakamayız.
Yes, it's odd she hasn't come to ask if we can leave.
Evet, ne kadar garip, bana gelip hadi eve gidelim demedi.
We can't leave them.
Onları bırakamayız!
But, Glenda, we can't just leave him there.
- Onu öylece orada bırakamayız.
You think we can leave any witnesses? Even I can't get us out of this one.
Lütfen, lütfen...
- We can't leave him!
- Onu bırakamayız!
We can't leave John out there.
Buradan ayrılamayız, John.
We can't leave him by himself in a hole.
Onu bir delikte tek başına bırakamayız.
- We can't just leave them.
- Onları böyle bırakamayız.
We can't leave a child out of Christmas.
Noel'de bir çocuğu hediyesiz bırakamayız.
밒t's clear we can't continue, I can leave, goodbye! ?
Devam edemeyeceğimiz açık... gidebilirim, hoşçakalın!
Hey, we can't leave.
Hey, gidemeyiz.
We can't leave yet.
Henüz gidemeyiz.
We know we're safer in here because they can't leave the field.
Tarladan çıkamadıkları için burada güvende olduğumuzu biliyoruz.
All right! So we can't just leave him here because I turned off the alarm and the old man knows I got the code so I'm gonna be a suspect.
Pekâlâ....... onu burada bırakamayız çünkü alarmı kapattım..
We can't leave Nina in this dump.
Nina'yı bu çöplükte bırakamayız.
We can't leave now.
Şimdi gidemeyiz.
We can't leave him.
Onu bırakamayız.
We can't just leave him there.
Onu burada bırakamayız.
My mom is sick and we can't leave her alone too long.
Annem hasta olduğu için onu uzun süre yalnız bırakamayız.
Walter, you know we can't leave.
Walter, bunu yapamayacağımızı biliyorsun.
We can't just leave him here.
Onu orada öylece bırakamayız.
He'll be fine. We just can't let him leave.
Bir şeyi yok ama hemen taburcu edemeyiz.
We can't just leave the bodies here.
Cesetleri böylece bırakamayız. Benzin getir.
- We can't leave her behind.
- Onu gözden çıkarmak demek bu.
If you don't like it, we can leave.
Eğer beğenmediysen, gidebiliriz.
We can't leave Jeremy without a family.
Jeremy'i kimsesiz bırakamayız.
We can't leave him where he is.
Onu şu anki okulunda bırakamayız.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]