We don't need him перевод на турецкий
377 параллельный перевод
Well, no, Charlie. I didn't even ask him. We don't need Potter over here.
- Buraya da teminat verdi mi?
So we don't need to waste no time speculating on his case... or feeling sorry for him.
Bu yüzden arkasından konuşmanın bir anlamı yok. Bu sadece vakit kaybı olur.
We don't need him.
- Doğru. Ona ihtiyacımız yok.
If a bullet don't stop him, we might need it.
Eğer kurşun onu durduramazsa, ona ihtiyacımız olabilir.
But we could put lots of things on top of him and then we don't need to divide him up, we could just drop him in.
Fakat onun üzerine eşya yığabiliriz ve böylece onu parçalara ayırmamız gerekmez, onu sadece içeri bırakabiliriz.
He'll come. But we don't need him now.
O gelecek ama ona şimdi ihtiyacımız yok.
We don't need him.
Ona ihtiyacımız yok.
We don't need him, then.
Ona ihtiyacımız yok o halde.
We don't need him any more.
Bu adama artık ihtiyacımız yok.
I don't know who is behind that mask but I do know when we need him.
Maskenin arkasındaki kim bilmiyorum... ama ne zaman ihtiyaç duyacağımızı biliyorum.
Tell him we don't need them, we have our own ideas about viruses.
Bunlara ihtiyacımız olmadığını, virüslerle ilgili kendi fikirlerimiz olduğunu söyle.
We don't need him - or you.
Sana da, ona da ihtiyacımız yok!
- We don't need him.
Ona ihtiyacımız yok.
But we won't. We don't need him.
Ona ihtiyacımız yok.
We sure don't need the likes of him around.
Ona buralarda ihtiyacımız yok.
We don't need to go against him so recklessly.
Onlara karşı bir oyun kuracağız!
If you think Tindle's out in the garden, for Christ's sake, why don't you go and dig him up! - We don't need to find him, sir.
Tindle'in bahçede gömülü olduğunu düşünüyorsanız, Tanrı aşkına neden gidip mezarı kazmıyorsunuz?
Well we don't need him do we?
Ona ihtiyacımız yok değil mi?
We don't need to do anything apart from just stop him entering the room.
Onu odaya sokmamak dışında yapacağımız başka bir şey yok
Mrs Baylock, we don't need a dog,..... and if we do, I'll pick him out myself.
Bayan BayIock, bir köpeğe ihtiyacımız yok,..... öyle olsa, kendim bir tane bulurdum.
We don't need assistance. I've got him in my sights.
Takip mesafesindeyim.
We don't need to talk to him.
Ona ihtiyacımız yok.
We don't need him, my queen.
- Ona ihtiyacımız yok, kraliçem.
We don't need him now, anyway.
Ona şimdi ihtiyacımız yok zaten.
- We don't need him, Elora.
- Ona ihtiyacımız yok Elora.
Look, we don't need him.
Ona ihtiyacımız yok.
We need your son... but we don't need him dead.
Oğluna ihtiyacımız var ama ölüsü işimize yaramaz.
- We don't need him.
- Ona ihtiyacımız yok.
- We don't need him!
- Ona gerek yok!
Don't kill him, we need him to be hostage.
Onu öldürmeyeceğiz.
We don't need him anyway.
Ona ihtiyacımız yok.
We don't need this guy, Don, we don't need him.
Ona ihtiyacımız yok. Onu gerek yok.
The kid's gonna die when we don't need him anymore.
O çocuk ona ihtiyacımız kalmadığında ölecek.
We don't need him or his stinky little restaurant.
O pis restorana ihtiyacımız yok.
We don't need him or his trophy.
Ne ona ne de kupasına ihtiyacımız yok.
- We don't need to kill him.
- Onu öldürmemize gerek yok.
No, we don't need him all messed up for the shoot tomorrow.
Yarınki çekimden önce ona ihtiyacımız yok.
We need that part of him... so I don't want to risk tampering with it.
Bu yönlerine ihtiyacımız var o yüzden üzerinde fazla oynamayalım.
OZ was designed to punish the young, to keep them in line, to keep them down, but with a guy like Rebadow, we don't need to keep him down.
Doğru, Oz gençleri cezalandırmak için tasarlanmış. Onları hizada tutmak için, baskı altında tutmak için. Ama Rebadow gibi birisini, onu baskı altında tutmamıza gerek yok.
See, the only thing we need to do is get him out into open terrain and use weapons that don't rely on heat-seeking technology...
Tek yapmamız gereken onu açık bir araziye çekmek ve ısı güdümlü olmayan silahlar kullanmak...
I don't see what we need him for.
- Ona ihtiyacımız olduğunu sanmam.
I don't think we need him.
Ona ihtiyacimiz oldugunu zannetmiyorum.
- We don't need him.
- Ona ihtiyacımız yok, Edgar.
He's all show-off. We don't need him.
Bunun tek bildiği gösteriş.
I don't know if he had a heart attack... or just a horrifying experience... but we need supplies, and I've got to stay with him.
Kalp krizi mi geçirdi yoksa korkunç bir acı mı bilmiyorum.. ... ama erzağa ihtiyacımız var, ve benim onunla kalmam gerek.
We don't need him!
Ona ihtiyacımız yok!
I mean, we don't really need him.
Ona gerçekten ihtiyacımız yok.
We don't need him.
Hem ona ihtiyacımız yok.
We don't need him anymore.
- Ona gerek kalmayacak.
I say if his pupils don't dilate, then we don't need him.
Eğer o manyak dostu aramazsa ona ihtiyacımız olmaz.
We don't need him.
- Tamam. Olur.
we don't know each other 51
we don't have much time 440
we don't have one 55
we don't have 70
we don't have any 57
we don't 1406
we don't have anything 45
we don't have time for that 61
we don't care 92
we don't know 1067
we don't have much time 440
we don't have one 55
we don't have 70
we don't have any 57
we don't 1406
we don't have anything 45
we don't have time for that 61
we don't care 92
we don't know 1067