We have to go back перевод на турецкий
1,090 параллельный перевод
To find out, we have to go back down.
Bunu bulmak için, oraya gitmeliyiz.
We have to go back to the temple.
Tapınağa geri dönmeliyiz.
- We have to go back.
- Geri dönmemiz gerekiyor.
We have to go back. - No, listen. Can't we just pretend that, um...
Hayır, dinle bir dakika Şeymişim gibi yapamaz mıyız, şey.
- Uh, let's- - I think we have to go back in- -
- Galiba içeri girmemiz lazım. - Annie!
Holli, why do we have to go back?
Holli, neden geri dönmek zorundayız?
We have to go back.
Geri dönmeliyiz.
All that's left is we have to go back on the show and she chooses between me and that latent Latin, Rodrigo.
Geriye sadece şova gidip, benim ve o gelişmemiş Latin Rodrigo'yla aramızda seçim yapması kaldı.
sultan! We have to go back, Carpet.
Geri dönmeliyiz Halı.
- That's why we have to go back tonight.
- İşte bu yüzden bu gece geri gitmek zorundayız.
We have to go back to a planet, Veridian III. We have to stop a man called Soran from destroying a star.
Veridian 3'e geri dönmemiz ve Soran denen adamı bir yıldızı yok etmeden durdurmamız gerekiyor.
We have to go back.
Geri dönmemiz lazım.
We have to go back!
Geri dönmeliyiz!
We have to go back and save my Dad.
Geri gidip, babamı kurtarmak zorundayız.
- We have to go back to get through that door.
- O kapıdan geçmek için, geri dönmemiz lazım.
We have to go back through that door.
- O kapıdan geçmek için, geri dönmemiz lazım.
- We have to go back. - How can we?
- Geri dönmek zorundayız.
We have to go back.
Geri gitmeliyiz.
Um, we have to go back.
Geri dönmeliyiz.
We have to go back across the river!
Nehrin öte yanına geri dönmeliyiz!
We have to go back to before the Eye was opened, before we arrived.
Grace, Göz'ü kapatmak yeterli olmayabilir. Gözün açıldığı zamanın öncesine gitmeliyiz belki bizim varmamızdan bile önceye.
- Wait. We have to go back for my father.
- Bekle, babam için geri dönmeliyiz.
We'll have to go back to the room-to-room.
Oda oda aramaya dönüyoruz.
We'll have to go back to the car in the morning anyway.
Sabah zaten arabaya geri dönmemiz gerekecek.
We don't have a house to go back to.
Gidecek bir evimiz yok.
We have to tell you again? Go back where you belong!
2000 kez mi söyleyeceğiz, ait olduğunuz yere dönün!
You put your shorts on the highway. We have to go back to Cincinnati and Kmart.
Cincinnati'deki Kmart'a dönmeliyiz.
We're gonna go to church now, then we'll gonna go buy the paper. And have a few people back to the house.
Şimdi kiliseye gideceğiz, sonra gazeteye uğrayıp birkaç insanla eve döneceğiz.
And why- - And why do we have to go all the way back like this?
Ne diye bize bunca yolu yürütüyorsunuz ki?
That means once we're back in 1985, you just have to go over to her house to wake her up.
1985'e geri dönünce evine gidip onu uyandırman yeterli.
We'll have to go back to art therapy.
Sanat terapisine dönmemiz gerekecek.
If we go back for Toby Bunny, we have to stay with Daddy.
Eğer Toby Bunny için geri dönersek, babayla birlikte kalmak zorundayız.
- or I'll go back to the pub! - A piece of bread is all we have left.
- Evde olan tek şey... bir parça ekmek.
- We'll have to go back.
- Geri dönmemiz gerek.
- We'll have to go back and get it.
- Geri dönüp almamız lazım.
If I have to tell you again to back off, we're gonna go'round and'round.
Ukalalık yapmana gerek yok, seni son kez uyarıyorum.
We're gonna have to go back.
Geri dönmeliyiz.
When that East German fellow go out and push my teammate, and blood fire, we have to fight back.
Doğu Alman sporcu takım arkadaşımı kızdırdığı zaman, kavga etmek zorundaydık.
Well, what we got to do is one of us has got to go up that hill and tell them boys that America can have its whooping cranes back.
Evet. şimdi birimizin gidip Amerika'nın turnalarını geri alabileceğini haber vermesi gerekiyor.
We'll have to back it up. Let's go.
Geri gitmeliyiz.
"So there, we have figured out, go back to bed America, your government has figured out how it all transpired."
İşte bu kadar. - Olayı çözdük. Yatağa geri dön Amerika.
Still we'd have to go back to the city to... to pick up the dog. We'd have to get our security deposit back.
Yine de köpeği almak için şehre geri dönmek zorundayız sonra, yatırdığımız depozitoyu geri almak için.
We can't go back to the Borg collective and we no longer have a leader here.
Borg kollektifine geri dönemeyiz ve artık burada da bir liderimiz yok.
We can't just go spouting crazy theories to the world until we have the hard evidence to back it up.
Yeterli kesin delilleri elde etmeden bunu dünyaya açıklamak istemiyoruz
No, look, we have got to go back there and talk to him.
Hayır, bak, onunla konuşmak için oraya geri dönebiliriz
And you have no idea how much I wish that I could go back... to that morning after we made love... and do everything different.
Seviştiğimiz ve her şeyin farklı olduğu o sabaha geri dönebilmeyi ne kadar istediğimi bilemezsin.
Now, I want you to just let them drift by, but if you see one that catches your eye, we can go back and have a second look.
Şimdilik bırakın geçsinler, ama gözünüze çarpan bir tane olursa, dönüp tekrar bakabiliriz.
Dude, ask a question, or we'll have to go back to class.
Bir soru sor, ahbap. Yoksa sınıfa dönmek zorunda kalacağız.
We just have to go back and try them one at a time.
Dönüp tekrar denemek zorundayız.
If Griff finds out that Grandma is Butter then he and the guys will stop calling and we'll have to go back to living on your income.
Eğer Griff Tereyağı'n annem olduğunu çakarsa O ve diğerleri aramayı kesecekler. Bizde senin maaşınla yaşamaya geri döneceğiz.
Look here, Keisha, why don't we go back to my place and have a little nightcap.
Bana bak, Keisha, neden evime gitmiyoruz ve yatak takkelerimiz giymiyoruz.