Wenke перевод на турецкий
56 параллельный перевод
- Yes? Hold it, Wenke.
Sen bir yere kaybolma.
If Your Honor please, for the first matter, the state would call case number 577-46898, State v. Robert Wenke.
Sayın yargıç izin verirse, ilk olarak... 57746898 numaralı, Robert Wenke'ye karşı açılmış davaya bakılacak.
Mr. Wenke, may I ask you to step forward, please?
Lütfen kürsüye çıkar mısınız Bay Wenke?
And how many times have you been before the bench, Mr. Wenke?
Bu kürsüye kaç defa çıktınız Bay Wenke?
What's the matter, Mr. Wenke? Can't you decide what you wanna be when you grow up?
Büyüyünce ne olacağınıza karar veremiyor musunuz?
I find the defendant, Ronald Wenke, guilty.
Sanık suçlu bulundu.
Your Honor, I would request that Mr. Wenke's bail be continued.
Bay Wenke'nin gözetim altında tutulmasını talep ediyorum.
Hold it, Wenke.
Sen bir yere kaybolma.
If Your Honour please, for the first matter the State would call case number 57746898, State versus Robert Wenke.
Sayın yargıç izin verirse, ilk olarak... 57746898 numaralı, Robert Wenke'ye karşı açılmış davaya bakılacak.
Mr Wenke, may I ask you to step forward, please.
Lütfen kürsüye çıkar mısınız Bay Wenke?
How many times have you been before the bench, Mr Wenke?
Bu kürsüye kaç defa çıktınız Bay Wenke?
I would like Mr Wenke's bail to be continued.
Bay Wenke'nin gözetim altında tutulmasını talep ediyorum.
Very nice.
Harikaydın Wenke.
Terrific, Wenke.
Sence buna ihtiyacım var mıydı?
We bought the car last week from Wenke Andresen.
Arabayı geçen hafta Wenke Andresen'den aldık.
- Wenke Andresen? - Yes.
- Wenke Andresen?
That's her ex-husband.
Wenke, onun eski eşi.
- By Wenke Andresen.
- Wenke Andresen tarafından.
- Is she your wife?
- Wenke, eşin mi?
- So you are Wenke Andresen?
- Siz de Wenke Andresen olmalısınız?
Wenke has to sort out this nonsense of hers herself.
Wenke her zamanki gibi saçmalıyor.
- Wenke claims the car is hers.
- Wenke, arabanın onun olduğunu söylüyor.
Give Wenke what she's entitled to, then she'll sign.
Wenke'ye evrağı ver, imzalayacaktır.
Wenke, can't you just sign it?
Wenke, şunu imzalar mısın artık?
Wenke, everything will be all right.
Wenke, her şey düzelecek.
Wenke, can you tell me what happened?
Wenke, ne olduğunu anlatır mısın?
Wenke, where is Roar?
Wenke, Roar nerede?
Wenke, perhaps you should read it first.
Wenke, belki önce bir okusan daha iyi olur.
- No, I'd like to see Wenke.
- Hayır, Wenke'i görmeye geldim.
No one. Or just Wenke.
- Hayır, kimse yoktu, sadece Wenke vardı.
Look, Wenke.
Bak Wenke.
Wenke Andresen, you are coming in for another questioning.
Wenke Andresen, başka bir sorgu için tekrar gelmeniz gerek.
- Is Wenke Andresen your client?
- Wenke senin müşterin mi?
At least it wasn't Wenke Andresen who knocked me out.
En azından bunu Wenke Andresen yapmadı.
- I'm waiting for Wenke.
- Wenke'yi bekliyorum.
- Take care then, Wenke. And Varg.
- İyi bak kendine Wenke, sen de Varg.
Wanted to know something about Wenke after all?
Wenke'yi suçlayacak bir şey bulabildin mi?
Wenke is my client.
Wenke benim müvekkilim.
I checked Wenke's situation when it comes to the inheritance.
Miras olarak Wenke ne alacak kontrol ettim.
Someone robbed the Racecourse and hid the booty in Wenke Andresen's car.
Birisi yarış pistinin kasasını soymuş ve ganimeti Wenke Andresen'in arabasına koymuş.
Hi, you've reached Wenke...
Merhaba, ben Wenke...
That she's no longer my client, I mean.
Wenke artık müvekkilim değil.
Did you know that Wenke's neighbor was Joakim's social officer?
Wenke'nin komşusunun onunla ilgilenen Sosyal Hizmetler Görevlisi olduğunu biliyor muydun?
But you should know, Wenke.
Ama şunu bilmen gerek, Wenke.
Now you are going to thank me, Wenke.
Şimdi bana teşekkür edeceksin, Wenke.
Now you are going to thank me, Wenke.
Şimdi edeceksin, Wenke.
Wenke.
Wenke.
- Why did you attack Wenke Andresen?
- Wenke Andresen'e neden saldırdın?
- Did Wenke know Joakim?
- Wenke, Joakim'i tanır mıydı?
I wanna thank you for your counsel. Very nice.
Harikaydın Wenke.
That's terrific, Wenke. You do know.
Yani biliyorsun...