What's going to happen to me перевод на турецкий
186 параллельный перевод
Billy, what's going to happen to me?
Billy, bana ne olacak?
Aren't you a little concerned about what's going to happen to me?
Bana ne olacağı konusunda fazlaca endişelenmiyor musun?
And about what's going to happen to me, too.
Bana ne olacağı konusunda da.
Let me tell you what's going to happen...
Neler olduğunu söylememe izin verin...
You can put me away, but you can't put away... what's going to happen to you and to this whole country...
Beni uzaklaştırabilirsiniz, ancak uzaklaştıramayacağınız sizin başınıza gelecekler ve bu ülkeye olacaklardır...
What's going to happen to me?
Bana ne olacak?
Look, Mr. Ross, what's going to happen to me?
Bak, Bay Ross, bana ne olacak?
What's going to happen to me?
Ne olacak benim halim?
If you don't tell me where it is, you know what's going to happen.
Nerede olduğunu söylemezsen, ne olacağını biliyorsun.
I don't know what's going to happen to me.
Bana ne olacak bilmiyorum.
- What's going to happen to me?
- Bana ne yapacaksınız?
Iwagoro, what's going to happen to me?
Iwagoro, bana ne olacak?
What's going to happen to me?
Bana ne yapılacak?
Let me stay here. I want to see what's going to happen.
Kalsam daha iyi.
I don't know what's going to happen, but from the minute you wake up you keep your eye on me.
Neler olacak bilmiyorum, ama uyandığın andan itibaren... gözünü benden ayırma.
I think to myself, what's going to happen to me?
Kendi kendime düşündüm, "Bana ne olacak?" diye.
What's going to happen to me, then?
Ben ne olacağım o zaman?
But I can't imagine what's going to happen to me, if I maybe come home in time to see in the New Year.
Ama zamanında eve gidemezsem halim nice olur düşünemiyorum.
What...? What's going to happen to me?
Senden kurtulmak isteseydim, kendim mi yapardım sanıyorsun?
I mean... What's going to happen to me?
Yani... bana ne olacak?
I don't know what's going to happen... With Bob and me, Luke.
Bob'la benim ne olacağımızı bilmiyorum, Luke.
What's going to happen to me, Nate?
Bana ne olacak Nate?
Where do I go, tell me, what's going to happen to me?
Ben nereye gideyim, söyle, ben ne olacağım?
The thing that terrifies me is what's going to happen to Elizabeth.
Beni asıl endişelendiren şey, Elizabeth'e ne olacağı.
All right, tell me what's going to happen when we get to Venice.
- Ne olacak Ven? ...
I, for one, am very interested... to see... what's going to happen next. Somebody help me!
Özellikle ben şimdi neler... olacağını... çok merak ediyorum.
If I ever think about what's going to happen to me, then I lose control of my muscles.
Bana ne olduğunu düşünmeye başladığımda kaslarımın kontrolünü kaybediyorum.
What's going to happen to our baby with me in jail?
Ben hapse girersem çocuğumuza ne olacak?
- What's going to happen to me?
- Bana ne olacak peki?
Tell me. What's going to happen with your prisoners?
Tutuklulara ne olacak?
So what's going to happen to me now?
Şimdi bana ne olacak?
So let me tell you what's going to happen here
Size burada neler döndüğünü anlatayım.
So what's going to happen to me?
Bana ne olacak?
Daddy... what's going to happen to me?
Babacığım... Bana ne olacak?
Tell me what's going to happen.
Ne olacağını söyle bana.
What's going to happen to me now?
Şimdi bana ne olacak?
I want you to tell me honestly- - what do you think's going to happen now?
Bana dürüstçe söylemeni istiyorum- - Şimdi ne olacağını düşünüyorsun?
Do you have any idea what's going to happen to me?
Bana neler olacağı konusunda en ufak bir fikriniz var mı?
So... What's going to happen to me?
Öyleyse bana ne olacak?
Let me tel you what's going to happen. If you want, only if you agree to it, you can stay here for eight days.
Eğer istersen eğer kabul edersen burada sekiz gün kalabilirsin.
And what's going to happen to me now?
Şimdi bana ne olacak?
I'm doing this because I feel that it's the right thing to do, and because I know what you're going through, and I wouldn't want to happen to you what happened to me.
Çünkü doğru olduğuna inanıyorum. Çünkü neler hissettiğinizi biliyorum. Benim başıma gelenlerin sizin de başınıza gelmesini istemiyorum.
Well, I'm still me, and this is still my ship, so no more talk about what's going to happen until I decide otherwise, understood?
Şey, ben hala benim ve bu da hala benim gemim, yani ne olduğunu öğrenmeye kara verene kadar daha başka konuşma olmayacak, anlaşıldı mı?
Armageddon is what's going to happen to you if you wake me up.
Armageddon da beni bir daha uyandırırsan sana olacakları anlatandı.
My sister's going to the same high school that tried to kill me, I can't change districts, I can't afford private school, and I can't begin to prepare her for what might happen.
Kız kardeşim, üç yıl önce beni öldürmeye kalkan liseye gidiyor. Bölge değiştiremiyorum. Özel okula verecek param yok.
Why can't you tell me how you know what's going to happen to me.
Bana ne olacağını nereden bildiğini neden söylemiyorsun bana?
I can't change what happened to him... but maybe I can change what's going to happen to me.
Onun başına geleni değiştiremem... fakat belki bana ne olacağını değiştirebilirim.
- What's going to happen to me?
- Bana ne olacak?
What's going to happen to me in there?
- Orada bana ne olacak?
What's going to happen to me?
Ben ne olacağım?
What's going to happen to me now?
Bana ne olacak?