What is it to you перевод на турецкий
6,570 параллельный перевод
You just have to recognize what it is.
Sadece ne olduğunu anlamak zorundasın.
What's it feel like to have someone you care about trapped, and there is nothing you can do about it?
Önemsediğin birinin kapana kısılmış olması ve elinden hiç bir şey gelmemesi nasıl bir duygu?
Is that why it took you two years to make Kent pay for what he did?
Bu yüzden mi Kent'e yaptığını ödetmek için 2 yılını heba ettin?
And when you return her, you're going to explain to Peter what it is you are trying to accomplish here.
Onu geri götürürsen Peter'a burada başarmaya çalıştığın şeyi açıklayacaksın.
And when you return her to her father, you're going to explain what it is you're trying to accomplish here... a Nassau that can self-govern.
Babasına onu teslim ettiğinde burada ne başarmaya çalıştığını anlatacaksın. Kendi kendini yönetebilen bir Nassau.
If Lord Ashe is to have any prayer of succeeding in what you are asking of him, not only can you not retrieve the Urca gold, no one else here can retrieve it either.
Lord Ashe'in ondan isteyeceğiniz şeyi başarma imkanı varsa bile bu hem sizin hem de başkalarının Urca altınına el sürmemesi şartıyla mümkün olur.
This is what a father-in-law gives to his son-in-law by tradition, so you should carry it with you all the time.
Bu kayınço'nun damadına bizzat vermesi gereken hediyedir. Hiç yanından ayırmamalısın.
Now, what is it exactly that you want to show me?
Peki tam olarak bana göstermek istediğin nedir?
I know - - it isn't what you're used to, but Tommy is a professional.
Biliyorum, bu alışkın olduğunuz bir şey değil, fakat Tommy bir profesyonel.
Rape is rape no matter what you want to call it.
Sen ona ne ad verirsen, ver, tecavüz, tecavüzdür.
What I need from you is to help me get it into Colombia.
Sizden isteğim bu malı Kolombiya'ya getirmeme yardımcı olmanız.
What is it about Uphaar Foundation... that once again you're donating all your earnings to it?
Bu Uphaar Fonu da ne oluyor? İlk defa mı bütün kazancını bağışlıyorsun?
What is it that you believe would truly return Nassau to stable profitability?
Nassau'yu karlı bir girişim haline getirmenin yolu yordamı nedir?
I know what you're thinking, but I assure you, sir, my judgment, as it relates to this assignment, is still intact.
Aklınızdan ne geçtiğini biliyorum efendim ancak içiniz rahat olsun. Bu meseleye yönelik bakış açım halen tarafsız.
What is it you want me to help you with?
Nasıl yardımcı olmamı istiyorsunuz?
What is it you wish to accomplish here?
Ne başarmayı umuyorsun o zaman?
I spend my life trying to think what it is you want... and I'm afraid I get it wrong.
Hayatımı istediğinin ne olduğunu düşünmeye çalışıp yanlış anlamaktan korkarak geçirdim.
If that is what it comes to, I'll gladly do it, you know it.
İşler o noktaya gelirse bunu yapacağımı biliyorsun.
What is it you whisper to them, when you send them back to the den?
Onlara oraya göndermek için ne fısıldıyorsun?
What is it you wish to ask the gods?
Tanrılara ne sual sormak istersin?
And I know Pete thought it would do Julie some good to see you... but I think what she needs right now is normalcy.
Pete, Julie'nin seni görmesinin ona iyi geleceğini düşünmüş olabilir ama şu an ihtiyacı olan tek şey normal bir hayat.
Then what is it you wish to discuss?
Ne konuşmak istiyorsun?
When you return, are you going to explain to Peter what it is you're trying to accomplish here?
Döndüğünüzde, burada tam olarak neyi becermeye çalıştığınızı açıklayacaksınız.
If you're going to face judgment behind those walls, then so should I, for if anyone is responsible for what happened that day, it's me.
Eğer o duvarlar ardında yargılanmayla baş başa kalacaksan ben de kalmalıyım. O gün olanlardan sorumlu biri varsa o da benim.
And, uh, you're going to have to decide what it is you want.
Ne istediğine karar vermek zorundasın.
And I'm forced to wonder exactly what it is you hold over Flint that makes everything I've seen possible.
Flint'in üstünde nasıl bir gücün var ki gördüğüm onca şeye neden oldun diye merak etmeden duramıyorum doğal olarak.
Seeing as his crew makes frequent use of your girls, I'd like you to find out what it is.
Tayfası buraya sürekli girip çıktığına göre ne sakladıklarını öğrenmeni istiyorum.
Though I suppose if the value is great enough, it would give you pretense to move against him and call it business instead of calling it what it actually is.
Elbette değeri yeterince yüklü olursa ona karşı harekete geçip bunu iş için yaptığını söyleme hakkına sahip olursun. Aslında neden yaptığını söylemektense.
We have to remind our viewers that we're watching this as it unfolds and we'll try to keep you up to date as to what exactly is going on.
Olup bitenden sizi haberdar etmek için gelişmeleri dakika dakika takip ettiğimizi siz izleyicilerimize hatırlatalım.
Is it possible you choose to see what you want?
Yalnızca istedikleriniz görmeniz mümkün değil mi?
It's because you've been so cowed, you don't even know how to fight for what is yours!
Öyle sindirmişler ki seni sana ait olanlar için savaşmayı bile bilmiyorsun.
I mean, it's fine if you want to, but I guess that's what I'm asking, is do you?
Yani, eğer bunu istiyorsan tamam ama... sanırım sorduğum bu, istiyor musun?
I want you to take this to your laboratory, and I want you to run tests on it, and I want you to tell me what kind of animal it came from, how old it is, and whether or not it came from here.
Bunu laboratuvarına götürüp üzerinde deneyler yaparak ne tür bir hayvana ait ve kaç yaşında olduğunu buradan gelip gelmediğini söylemeni istiyorum.
What exactly is it you think we're going to celebrate?
Sana tam olarak kutlama yapacağımızı düşündürten şey nedir?
I understand that. - And I am so... what I'm trying to tell you is that it's the rule.
Size söylemeye çalıştığım şey bu bir kural.
What is it you want to hear?
Duymak istediğin ne?
But my thought is like, there's something in me, and I don't know if you can relate to this, but there's something, if there's something down there, part of me has got to know what it is.
Ama bana göre içimde bir şey var ve bilmiyorum bununla bir alakası var mı ama şu var eğer aşağıda bir şey varsa, ben onun ne olduğunu bilmek istiyorum.
Can't you... see what it is that you are asking me to fix....... who you are asking me to wage war against?
Benden düzeltmemi istediğin durumu savaş açmamı istediğin adamları göremiyor musun?
But, who cares! But it just... I just want you to know what it... is before you...
kim takar belki.bilmek istersin de....... miştim
~ What is it Ronnie? Inspector Rowntree is here to see you.
- Müfettiş Rowntree seni görmek için burada.
~ Bit severe, is it not? ~ After what they tried to do to you, I'd say we can't be too careful.
- Size yapmayı denedikleri şeyden sonra aşırı tedbirli olmadığımızı söyleyebilirim.
And if we're gonna have this incredible, explosive, sexually collaborative, musical, love relationship, which I can totally see, to be honest with you, maybe right now what you need to be doing is exploring and embracing your freedom and figuring out what it is that you really, really want.
Eğer bu inanılmaz, tutkulu, cinselliği paylaştığımız müzikal, aşk dolu ilişkiyi yaşayacaksak ki dürüst olmak gerekirse bunu açıkça görebiliyorum belki de şu an yapman gereken şey kendini keşfedip, özgürlüğünü kucaklayıp gerçekten ama gerçekten istediğin şeye karar vermen.
And this is what you guys do, isn't it? 'Cause you're too fucking lazy to do your jobs.
Bir bok da yapamadınız çünkü işinizi yapmakta tembelsiniz.
I know how difficult it is for you to see the scope of what we're doing here, but that's why I need the three of you.
Burada yaptığımız şeyin önemini kavramanın senin için ne kadar zor olduğunu biliyorum. Bu yüzden üçünüze de ihtiyacım var.
You have no idea what it is to be a parent.
- Ebeveyn olmak nasıl bir şey bilmiyorsun.
- What is it you're trying to do?
- Neyle cebelleşiyorsun bakayım?
If what you want is cereal, go to the store and get some cereal and put your name on it.
İstediğin mısır gevreğiyse, git markete, mısır gevreği al. ve üstüne adını yaz.
What Shirley and I had together was consensual... There's no point in you talking to me... - unless you're gonna tell me what it is I want to know.
Shirley ve ben birlikte uzlaşmaya vardık ve tümüyle karşılıklı bir şeydi.
Do you think I don't understand what it is to be different?
Farklı olmanın nasıl bir şey olduğunu anlamadığımı mı sanıyorsun?
Do you know what it is to walk with someone's body tied around your neck for the rest of your goddamn life?
Hayatının geri kalanında bir cesedin boynuna yük olması ne demektir biliyor musun?
I just mean, you know, it gives you a chance to figure out what it is you really want to do. Maybe make a change, if you want.
Bu, hayatta gerçekten ne yapmak istediğini belki de değişiklik isteyip istemediğini görmen için sana bir şans verecek.