Whatever the hell that means перевод на турецкий
41 параллельный перевод
- Whatever the hell that means...
- Bu her ne halt demekse...
- Whatever the hell that means.
- Bu da ne demek?
Of course you are... even though you find me pathologically unable... to sustain a proximate intrapersonal relationship... whatever the hell that means.
tabii yaparsın... senin benim için patalojik olarak... yakın bir ilişki kuramadığımı... düşündüğünü bile... ifade edersin.
No, a vegan, whatever the hell that means.
Hayır, bir veganmış, her ne halt demekse.
No, he just kept talking about nightfall, whatever the hell that means.
Hayır, sürekli gün batımından bahsetti, artık ne anlama geliyorsa.
Whatever the hell that means.
O ne demekse...
Understanding, whatever the hell that means.
Anlamak, anlamı her ne ise.
- Whatever the hell that means.
- Ne demek oluyorsa bu artık.
Said to tell you he was following his instincts... whatever the hell that means.
Sana içgüdülerini dinlediğini söylememi istedi ; her ne demekse.
Honey, I'm trapped in a closet, too, you know? Okay? Whatever the hell that means.
Pekâlâ ben de dolaba sıkıştım, bu her ne anlama geliyorsa.
Seems our valet doesn't like it when people pull out ofhis parking lot the wrong way, whatever the hell that means.
Görünüşe göre uşak bir iki müşterinin arabalarını yanlış yere park ettirmemiş. Yani bunun anlamı.
Whatever the hell that means.
Bu her ne demekse.
Whatever the hell that means.
Ne anlama geliyorsa...
whatever the hell that means.
Ne anlama geliyorsa artık.
Whatever the hell that means.
Her ne demekse.
Whatever the hell that means.
Artık o dediğin ne demekse.
Whatever the hell that means.
- Ve birbirlerinden nefret ederler.
The world is going bankrupt whatever the hell that means because of this idea called "debt" which doesn't even exist in the physical reality.
Dünya iflasa doğru ilerliyor artık bu her ne anlama geliyorsa üstelik bunun sebebi "borç" denilen fiziksel gerçeklikte var bile olmayan bir şey.
Man, you don't need to re-brand yourself, whatever the hell that means.
Dostum, kendini yenilemen gerekmiyor, bu ne anlama geliyorsa yani.
Doctors say he tolerated, or whatever the hell that means.
Doktorlar iyi dayandığını söylüyor ya da artık her neyse.
Well, everything I come up with is either "yawn-o-rama" or "reductive"... whatever the hell that means.
- Ne çizsem ya "uyku getirici" ya da "indirgeyici" oluyor. O ne demekse artık.
Whatever the hell that means.
Anlamı her ne haltsa artık.
Whatever the hell that means.
Bu her ne demekse işte.
They call themselves The Cooperative, whatever the hell that means.
Kendilerine Kooperatif diyorlar, artık ne anlama geliyorsa.
Whatever the hell that means.
Bu ne anlama geliyorsa artık.
In two days, this entire camp is scheduled for processing, whatever the hell that means.
İki gün içerisinde, her ne anlama geliyorsa artık tüm kamp bir işleme başlayacak.
Whatever the hell that means.
Artık her ne demekse.
- Whatever the hell that means.
- Bu da ne demekse.
Whatever the hell that means.
- Artık bu ne halt demekse.
Okay, so what if I am The Murphy, whatever the hell that means.
Pekâlâ, diyelim ki ben o Murphy'im. Ne demekse artık. Ne olmuş yani?
- whatever the hell that means.
- o da her ne demekse artık.
Whatever the hell that means.
Her ne halt demekse.
Whatever the hell that means?
- Her ne demekse artık.
Whatever the hell that means.
Ne demekse artık.
Crowley called, said he had some big news about Lucifer, whatever the hell that means.
Crowley Lucifer ile ilgili büyük bir haber olduğunu söyledi artık her neyse.
They're looking for unconventional women, whatever the hell that means, and I thought of you.
Alışılmadık kadınlar arıyorlar, bu her ne demekse, aklıma sen geldin.
That means whatever the hell you want it to mean.
Sen ne demek istiyorsan o oluyor.
WHATEVER THE HELL THAT MEANS.
Artık her ne anlama geliyorsa.
That means whatever the hell you want it to mean.
Bu sen ne halt demek istiyorsan o demek oluyor.
A voice, an acetate, and, uh... "moonrise," whatever the bloody hell that means.
Ses, kayıt ve "ay doğuyor", her ne demekse.