When you say перевод на турецкий
8,929 параллельный перевод
Well, yes, but when you say it out loud, it does sound kind of unpleasant.
Evet, ama sen böyle bağırarak söyleyince kulağa sanki kötü bir şeymiş gibi geliyor.
Hey, Terry, you, uh, when you say you have alibis for everybody, does that include yourself?
Terry herkesin mazereti var derken... Sen de dâhil misin buna?
When you say...
- Neyi söylediğinde?
You need to be here when you say you're going to be here.
- Geleceğim diyorsan sözünü tutmalısın.
You know, you need to be here when you say you're going to be here because we have a care schedule, and I am relying on you.
Geleceğim diyorsan sözünü tutmalısın çünkü tedavi programımız var ve sana güveniyorum.
So when you say you gambled away all of it,
Hepsini kumarda kaybettim derken,
Well, when you say it like that. Yes, I do.
Sen böyle söyleyince, neden olmasın?
They're made by dropping bioweapons when you say you have a peace treaty.
Bir barış anlaşmasını yapacağını söylediğinde biyolojik silahları bırakılarak yapıldılar.
And when you say "frequent clients," you mean blackmail victims.
En sık derken şantaj mağdurlarını mı diyorsun?
I love when you say my name.
Adımı söylemeni seviyorum.
You know like when you say to a friend of yours, "You're being an asshole" and they're like, "No, I'm not."
Bazen bir arkadaşınıza "Adilik ediyorsun." dediğinizde "Hayır, etmiyorum." derler.
I hate it when you say that.
Bunu söylemen hiç hoşuma gitmiyor.
- Wait, give me a second. I want to look smart when you say it.
- Sen tam söylerken zeki gözükmek istiyorum.
When you say it like that, yeah.
Böyle söyleyince iğrenç oldu tabii.
When you talk of it, say Edmund Kean and I wore it.
Bundan bahsettiğinde Edmund Kane ve benim taktığımı söyle.
So we're scheduled to go on in about three minutes, so just sit tight, and I'll count you in when we're ready.
Üç dakikaya yayına girmemiz gerekecek yani sıkı dur, gireceğimiz zaman geri sayıma başlayacağım.
You know, I'm an aviator myself, so when you get that license and you go back to St. Louis, you have to promise me that you won't try flying under the arch, okay?
Aslında ben de havacı sayılırım. O yüzden bana söz vermelisin. Ehliyetini alıp St. Louis'e döndüğünde etek altı uçmaya çalışmak yok, anlaştık mı?
- Terry, you don't say "No, thanks" when a pretty lady asks you to dance.
Terry, güzel bir han'fendi dans teklif ettiğinde "hayır teşekkürler" denmez.
You know, that's why people say when somebody cheats, they say he was unfaithful.
Biri ihanet ettiği zaman insanlar onun sadakatsiz olduğunu bu yüzden söylerler.
When you read this, Father, you'll say, "Phineas is whining and complaining again."
Bunu okuduğunda Baba "Phineas yine sızlanıp, şikâyet ediyor" diyeceksin.
Not much else you can say when it's fresh like that.
Olay daha tazeyken, söyleyebileceğin fazla bir şey olmaz.
You're obviously a smart man, so forgive me when I say you're missing the point.
Belli ki akıllı adamsın. Yani kusura bakma ama birşeyi gözden kaçırıyorsun.
When Alonzo or anybody else does something to get under your skin, you just say this till the anger subsides.
Alonzo ya da bir başkası seni kızdırmak için bir şey söylediği zaman, öfkeni yatıştırmak için bunu söyle.
- Did you ever say anything about it? - It's hard to keep your job when you can't recognize your bosses.
- Patronunuzu tanıyamadığınız da... o işte kalmak zordur.
What did that inspector say to you when he came to the door?
Kapıdan içeri girdiğinde Müfettiş sana ne söyledi?
When I say bar, you say...
Ben bar dedigimde siz... - Gezisi!
You smoke... when I say you smoke.
Ben sigara içmene izin verdiğim zaman sigara içeceksin.
And when they wake you in the morning, they say you are pale and shivering.
Ve sabah seni uyandırdıklarında, soluk soluğaymışsın.
I'm sure I speak on behalf of both of us when I say we'd be honored to have you as our guests. Oh.
Sizi misafir olarak ağırlamaktan büyük bir onur duyduğumuzu ikimiz adına belirteceğim.
You didn't say a word to me the whole way, not even goodbye when I got out.
Bütün yol boyunca tek kelime bile etmediniz, "hoşçakal" bile demediniz.
I know this is gonna sound crazy, but remember when we were kids, you used to say you and I were connected?
Bunun biraz çılgınca olduğunu biliyorum, ama hatırlıyor musun biz çocukken sen ve benim birbirimize bağlı olduğumuzu söylerdin?
Somehow, you don't hear it when I say I'm here 24 / 7.
Ancak, ben 7 / 24 yanındayım dediğimde duymuyorsun.
- What do you think the wolf pack are gonna say when they see you tossing dope into your truck?
- Sence kurt sürün uyuşturucu için bunu yaptığını öğrenince ne düşünecekler dersin?
I'll say a prayer for the guy, but call me back when you get this, okay?
Görevli için bir dua ederim. Mesajımı alınca beni geri ara.
So, what did you say when he called?
Aradığı zaman ne dedin?
Ay, papi, thank you, but this is a very weird thing to say when we're in this position.
Ah minnoşum, sağ ol ama bu pozisyonda bu lafı etmen çok garip kaçtı.
I didn't think that you were gonna say yes when I proposed.
Teklif ettiğimde evet diyeceğini düşünmüyordum.
You'll see him when I say.
Ben ne zaman dersem onu o zaman görürsünüz.
We can't say anything more now, but we'll let you know when we have something.
Şu an için daha fazlasını söyleyemeyiz. Ama bir şey öğrenince size bildireceğiz.
When you were talking to Francis Igawa's daughter, did she say that Thorvin Hampton visited them in Idaho Falls?
Francis Igawa'nın kızıyla konuşurken Thorvin Hampton'ın Idaho Falls'a kendilerini ziyarete geldiğinden bahsetti mi?
What say I'll order something from room service when I get you back to the hotel?
Otele döndüğümüzde oda servisinden bir şeyler ısmarlasak olur mu?
So, what do you say when we're done doing our hero thing, we take her for a test-drive?
Ne dersin bu kahramanlık olayımız bitince onu bir test sürüşüne çıkaralım mı?
Alan, when people say that to you, they mean it.
Alan, insanlar sana bunu söyledikleri zaman ciddilerdir.
You don't have to say anything but it may harm your defence if you don't mention when questioned something which you later rely on in court.
Sessiz kalmana hakkına sahipsin ama sorgulamada söylemediğin her şey mahkemede aleyhine delil olarak kullanılabilir.
When you get to hell, say hi to Molly.
Cehenneme vardığınızda Molly'e selam söylersiniz. - Ne?
You never say. You'll know her when you see her.
- Gördüğünde tanıyacaksın.
I used to beg my mother for a dog and she just would say, like, you had one when you were a baby and it died, it's fine.
Anneme yalvarırdım köpek alması için o da "Sen bebekken vardı ve öldü, boş ver." derdi.
If I agree to help you, to make you ready, you must do exactly as I say and when I say it with no exceptions, is that understood?
Hazır olman için sana yardım etmeyi kabul edersem söylediğim her şeyi, sorgusuz sualsiz yapman lazım.
So, when you whispered to her b-before she went to her uncle, what did you say?
Amcasının yanına gitmeden önce ona fısıldadın ya hani, ne dedin?
What are you gonna say when you crash through the window?
- Camı yere indirdiğinde ne söyleyeceksin?
You know what? When they change their minds and say yes, we're gonna turn them down.
Bizi kabul ettiklerinde onları geri çevireceğiz.
when you say it like that 46
when you say it 23
when you 160
when you're gone 25
when you're ready 256
when you die 79
when you're right 37
when you were born 38
when you said 77
when you're done 105
when you say it 23
when you 160
when you're gone 25
when you're ready 256
when you die 79
when you're right 37
when you were born 38
when you said 77
when you're done 105
when you're a kid 24
when you're dead 37
when you come back 48
when you're alone 31
when you're 91
when you get there 53
when you're married 16
when you wake up in the morning 17
when you love someone 38
when you're young 31
when you're dead 37
when you come back 48
when you're alone 31
when you're 91
when you get there 53
when you're married 16
when you wake up in the morning 17
when you love someone 38
when you're young 31