Where have you come from перевод на турецкий
178 параллельный перевод
Where have you come from, you beggars of no importance?
Siz nereden geliyorsunuz değersiz dilenciler?
Where have you come from?
Nereden geldin?
- Where have you come from?
- Sen nereden geliyorsun?
Where have you come from?
Aynen öyle. Nereden geliyorsun?
Where have you come from?
Nereden geliyorsunuz?
Where have you come from?
Nereden geliyorsun?
- Where have you come from?
- Nereden geliyorsunuz?
Where have you come from, Roman?
Roman, nereden geliyorsun?
- Where have you come from?
- Nereden geldin? - St.Paul'den.
Where have you come from?
Nerelerden geldiniz?
Where have you come from?
nereden geldin?
Where have you come from?
Sen nereden geliyorsun?
Where have you come from, little boy?
Nereden geldin küçük çocuk?
Dear golly, where have you come from then?
Aman Tanrım, nereden geldin sen?
- Where have you come from?
Nereden geliyorsun?
Where have you come from?
Durun hele bir dakika
Where have you come from?
Nereden geliyorsunuz.
"Tell us, you, who has brought this misfortune, where have you come from?"
"Bu talihsizliği başımıza getiren sen, söyle bize nereden geliyorsun?"
Where have you come from?
Nereden çıktın sen?
You have the time to come back where you came from.
Geldiğin yere dönmek için zamanın var.
You know, where I come from... I have the right to be picked out of a lineup.
Bakın, benim geldiğim yerde böyle teşhisler bir dizi insan içinden yapılır.
You have nothing like that where you come from? Nothing.
Geldiğin yerde böyle şeyler yok mu?
You have returned to where you come from.
Nereden geldiysen, oraya döndün.
I could have you both carted back where you come from in irons.
Sizi geldiğiniz yere at arabasıyla yollaya bilirdim.
I don't know where you come from but they must not have given you much love when you was a little girl.
Nerelisin bilmiyorum ama herhalde sana küçükken fazla sevgi göstermemişler.
Don't they have girls where you come from?
Geldiğin yerde hiç kız yok mu?
They don't have that where you come from either?
Senin geldiğin yerde böyle bir şey yok mu?
We have to have training. When I think you're ready, I'll try. - Where are you come from?
Lige verilen arada kamp yapar öğreniriz.
From where have you come? Don't speak Hindi?
Nepal'li misin?
But you have to know where you come from, or you don't know where you're going.
Sokak isimleri için devlet acentesi mi?
Where might you have come from, laddie?
Sen nereden çıktın, delikanlı?
Ms. Jessner, where have you just come from?
Bayan Jessner, nereden geliyorsunuz?
Don't they have parties where you come from?
Geldiğin yerde davet verilmiyor mu?
You know, back where I come from... they have this quaint old custom... Well, when a guy makes up his mind to marry a girl, he asks her.
Biliyor musun, benim geldiğim yerde ilginç ve eski bir gelenek vardır bir erkek, bir kızla evlenmeye karar verince, ona sorar.
From where have you'll come and where do you want to go?
Nereden geldiniz, nereye gitmek istiyorsunuz?
But to get there, you have to come out from Where you are... so that they'll let you come home to Rex.
Ama oraya gitmek için olduğun yerden geri dönmelisin o zaman seni bırakıp eve Rex'e gitmene izin verirler.
They have no idea where you come from.
Nereden geldiğine dair hiçbir fikirleri yok.
Where I come from, you don't give someone a gift because you have to.
Benim geldiğim yerde, birine mecbur olduğunuz için hediye almazsınız.
Where you come from, you must have done something.
Geldiğin yerde bir şeyler yapıyor olmalısın.
Have you never... listened to other people's conversations on the bus... or on the Tube, seen people, somebody on the street... that looks interesting or is behaving... slightly... oddly or something like that and wondered... what their lives involved, what they do... where they come from, where they go to?
Sen hiç diğer insanların konuşmalarını dinledin mi? Otobüste ya da metroda? Sokakta ilginç görünen ya da biraz garip davranan birini görüp nerede oturduklarını ne yaptıklarını, nereli olduklarını nereye gittiklerini merak ettin mi?
You don't have those where you come from?
Geldiğin yerde bunlardan yok mu?
You have many admirers where I come from, sir.
Geldiğim yerde çok hayranınız var efendim.
Where I come from we have a word for people like you.
Geldiğim yerde senin gibilerin bir adı vardır.
But when you compare it to a country like Chile where even the leaders of the opposition come from the upper class a guy like me would have no shot.
Ancak Şili gibi ülkelere bakarsanız benim gibi muhalif insanların, üst tabakadan olsalar bile bir şansı olmuyor.
If you have fisheries which take large numbers of juveniles, these animals have not had a chance to reproduce, so where's the next generation going to come from?
Eğer büyük miktarlarda yavru avlayan bir balıkçılık sektörünüz varsa ve bu hayvanlar üreme fırsatı elde edememişlerse bu durumda gelecek nesil nereden gelecek?
It's the clearest picture we have of where you come from.
Geldiğin yerin en net görüntüsü bu.
You may not have seen any where you come from.
Bunlardan, geldiğiniz yerde hiç görmemiş olmanız mümkün.
Where I come from, who I really am is so far from being a princess. You have no idea.
Nereden geldiğim, gerçekte kim olduğum bir prenses olmaktan çok uzak.
Lady, I don't know who you are or where you come from, but you obviously don't have the slightest idea who you're dealing with.
Bayan, kim olduğunuzu ya da, nereden geldiğinizi bilmiyorum ama açık ki kiminle uğraştığın hakkında en ufak bir fikrin yok.
Don't they have hookers where you come from?
Senin geldiğin yerde fahişeler yok mudur?
They don't have movies where you come from, do they?
Filmleri seyretmeye değil de onları izlemek için mi geliyorsun?