Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ W ] / Whose name

Whose name перевод на турецкий

893 параллельный перевод
A most distinguished scientist whose name we know, even in the wilds of Transylvania.
Gelişmemiş Transilvanya'da bile adını bildiğimiz çok ünlü bir bilim adamı.
And the widow not yet twenty She whose name All could say
Ve o dul, daha yirmisinde bile değil ki onun adını burada herkes bilir.
This man who, despite humble beginnings, forged a place for himself, and earned the respect of his contemporaries, whose name is forever linked with phonograph history, this philanthropist, this great citizen...
Bu adam ki alçakgönüllü bir başlangıca rağmen kendisi yerini söke söke aldı ve ismini, gramofon tarihine altın harflerle işleyip çağdaşlarının haklı saygısını kazandı. Bu iyiliksever insan, bu harika vatandaş...
"Murdered by a traitor and coward whose name is not worthy to appear here."
"Adı buraya yazılmaya değmeyecek korkak bir hain tarafından vuruldu."
It will not be long before all Spain rings with his praise... and Sevilla should be proud of its son... whose name will one day cover it with, uh — with undying glory.
İspanya arenaları daha önce böyle bir övgü görmedi... ve Sevilla şehri evlatlarıyla gurur duymalı... | Bir gün ölümsüz zaferleriyle birlikte - efsane olucaktır..
I am talking of the being whose name I am certain lives in every heart... whose name hangs on all our lips... whether we can shout it to the world or only whisper it in one another's ears.
Herkesin kalbinde yaşadığına emin olduğum... dünyaya haykırdığımız ya da kulaklara fısıldadığımız... isimden bahsediyorun.
In whose name?
- Kimin adına?
Oh, it has? Under whose name?
Gerçekten mi Kimin üzerine
I meant the accused person whose name appears in each letter.
Her mektupta isimleri geçen suçlanmış kişileri kastettim.
My dear friends... speaking as a jurist, may I say that even in our penal code... we have wisely provided a system of parole... and I have excellent reason to believe that the party — whose name I, naturally, will not mention in this house — has amply paid for her mistake.
Sevgili dostlarım bir hukuk adamı olarak konuşmam gerekirse, bizim ceza hukukumuzda bile adil biçimde düzenlenmiş bir şartlı salıverme yasası var ve ismini doğal olarak bu evde zikredemeyeceğim bu kişinin yaptıklarının bedelini fazlasıyla ödediğine inanmam için harika bir neden var.
May I remind you, Miss Brent, that I am the only one whose name wasn't mentioned in the voting.
Bayan Brent, size şunu hatırlatırım... Oylamada ismi geçmeyen tek kişi bendim.
We owe it all to the generosity and benevolence of one man... a man whose name will be graven... on our cornerstone and in our hearts... for many years to come.
Bunu, bir adamın cömertliğine ve iyilikseverliğine borçluyuz, gelecek yıllarda adı yüreklerimize kazınacak olan bir adama.
What difference does it make whose name is on those pictures... yours or mine?
Resimlerin üzerinde senin veya benim ismimin olması ne fark eder ki?
The moment I see you with a husband whose pupils are enlarged, who has a tremor of the left hand, who's on a honeymoon with no baggage, and whose name is John Brown,
Göz bebekleri büyümüş, sol eli titreyen ve adı John Brown olan bir kocayla beraber, balayına bavulsuz olarak çıkıyorsunuz.
As the employer of that lawyer whose name began with J, and might be Jaggers...
Adı "J" ile başlayıp Jaggers olan... bu avukatı tutan kişi olarak...
I heard by chance yesterday morning that an old enemy of a certain convict, whose name we needn't mention... - Yes... -.. have got wind of his being in England.
Dün sabah, şans eseri... bir mahkûmun, adı saklı eski düşmanının... soluğu İngiltere'de aldığını duydum.
I told him that if he was aware of any such person, whose name we needn't mention, being about your chambers, that he'd better get him out of the way.
Ona, ismi saklı bu şahsın... yakınlarınızda olması halinde... onu saklamasını söyledim.
It... is... the ballet... that made her name... whose name... she made.
Bu onu, onun ismini yaratan bale gösterisi.
This is the story of a land and its people in the year 1870 and of a man whose name was Cochise.
Bu, bir arazinin ve 1870 yılında üzerinde yaşayanların ve adı Cochise olan bir adamın hikayesidir.
For centuries its old hands protected the wondrous young girl whose name it didn't even know.
Yüzyıllardır, onun yaşlı eli... adını dahi bilmeyen, olağanüstü kızları koruyor.
You mustn't laugh at me, darling... but it has always been a girlish dream of mine... to love someone whose name is Ernest.
Bana sakın gülme sevgilim ama Ernest adında birine aşık olmak benim çocukluk hayalimdi.
They are driven by a savage chief whose name is as talked about as the devil's, as threatening as a sword, Attila.
Başlarında, adı iblisle bir anılan kılıç gibi keskin barbar komutan Atilla var.
Whose name you hope, will be Horemheb.
İnsanların umudu, Horemheb olacaktır.
- In whose name?
- Kimin ismine?
The weeks passed, and Marius didn't again see this young girl, whose name was still unknown to him.
Haftalar geçti, Marius hâlâ ismini bilmediği bu genç kızı görmemişti.
Marius dreamt less of the Republic than of that young woman met in the Luxembourg and whose name he didn't know.
Marius'ün hayallerine Cumhuriyetten fazla, Lüksemburg Parkında gördüğü ama ismini bile bilmediği genç kız giriyordu.
My dear Mr. Tavernier... whose name is not Tavernier,... and who's never been in the army... Please don't get sick.
Azizim Bay Tavernier - ki isminiz Tavernier değil ve hiç askerlik yapmadınız - lütfen hastalanmayın.
At the far end of the room is the office of our Managing Editor... whose name is Lloyd Crowley.
Salonun diğer ucunda, Yönetici Editörümüz... Lloyd Crowley'in bürosu var.
- Whose name is?
- Doktorun adı nedir?
Mr. Hong, please drink this cup of snake bile wine, whose name is Double Bile For Honorable Guests
Bay Hong, yılanın safra suyu şurubunu bu kupadan içmeniz mümkün mü? Saygıdeğer Misafirimiz için İki Safra.
O Lord receive this, the soul of thy servant whose name was Charlie.
Tanrım hizmetkarın Charlie'nin ruhunu kabul et.
But in whose name do you ride?
Ama kimin adına gidiyorsunuz?
In whose name?
İsmini kim takar?
Whose name do I use to rent it?
Kimin adına kiralayayım?
I come from a most worthy gentleman, whose name at the moment I am not at liberty to divulge.
Şu anda adını size veremeyeceğim çok varlıklı bir beyefendiyi temsilen geldim.
Whose name is the apartment in?
Daire kimin üzerine?
The young one whose name is Friend.... spoke to me.
Adı Arkadaş olan benimle konuştu.
In whose name are you making this offer?
Bu teklifi kimin adına yapıyorsunuz?
Whose likeness, whose name is inscribed on it?
Bu gördüğünüz resim, bu yazı kimin?
In the name of Siegfried who was murdered and whose murder lives!
Eşsiz Siegfried öldürüldü ve katilleri hala yaşıyor.
My name is Deems Taylor, and it's my very pleasant duty to welcome you here on behalf of Walt Disney, Leopold Stokowski and all the other artists and musicians whose combined talents went into the creation of this new form of entertainment, Fantasia.
Benim adım Deems Taylor, Ortak yetenekleri ile "Fantasia" denilen bu yeni eğlence türünü yaratan... Walt Disney, Leopold Stokowski, diğer tüm sanatçı ve müzisyenler adına sizlere hoşgeldiniz demek... benim için bir zevktir.
♪ T o one whose name was Nancy Hanks ♪ Tell me!
- Söyle bana!
Lucia Valastro... whose name is on the lips of everyone in town... because of Don Salvatore.
Artık kimse onunla evlenmez.
In the name of this state which we love... and the governor in whose house we meet, I demand it.
Sevdiğimiz bu eyalet ve evinde toplandığımız vali adına bunu talep ediyorum.
How can I repay the many others, so many, I couldn't possibly name them all, whose help, guidance, and advice
Adlarını sayamayacağım.. .. yardımları, yön göstermeleri ve öğütleriyle.. .. hayatımın olabilecek en mutlu gecesini..
And now, a man whose heart is as great as his name.
Karşınızda büyük bir isim ve büyük bir kalp!
- I have a name of my own, of course... but it seems stupid to use it when I can get... so much more attention simply telling whose husband I am.
- Benim soyadım farklı, şüphesiz... O'nun kocası olduğumu söylediğimde daha çok... dikkat çekecekken kullanmam çok aptalca.
Whose very name you sought to destroy.
Sizinki ile beraber pek çok ismi silmek isterdim.
" Blessed be his name, whose glorious kingdom is for ever and ever.
" Onun adı yücedir, görkemli krallığı sunsuza dek sürecek.
What do you mean "whose"? Don't you remember the name?
Adını hatırlamıyor musunuz?
( Man bellows ) In the name of Preverti, daughter of the mountains whose embrace with Rani made the whole world tremble.
Dağların kızı, Preverti'nin adıyla Rani'yi bağrına basan bütün dünyayı titreten.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]