Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ W ] / With your mother

With your mother перевод на турецкий

2,931 параллельный перевод
Fortunately, good. Have you talked with your mother?
İyi çok şükür.Annenle konuştun mu?
Marta said you were here with your mother.
Marta, annenle birlikte burada olduğunu söyledi.
Along with your mother and unborn sister.
Annen, ve henüz doğmamış kız kardeşinle birlikte.
With your mother we thought you had fallen in sleep.
Annenle uyuduğunu zannettik.
Do you want to live with your mother, or do you want to live with Henny?
Annenle mi, yoksa Henny'yle mi yaşamak istersin?
Would you prefer to live with your mother or with Henny?
Annenle mi yaşamayı tercih ederdin, yoksa Henny'yle mi?
Would you prefer to live with your mother or with Henny?
Anneni mi yoksa Henny'yi mi tercih ediyorsun?
I'm really impressed with your mother.
Annenden çok etkilendim.
You know, with your mother leaving.
Annenin seni terk etmesi falan. Yeniden.
Take this trip with your mother.
Annenle bu yolculuğa çıkarız.
Of course I didn't have anything to do with your mother's new lawyer.
Tabii ki annenin yeni avukatıyla hiçbir alakam yok.
From the stranger with your mother?
Annenin yanındaki yabancı mı verdi?
I'll wait in the car with your mother.
Annenle arabada bekleyeceğim.
Shouldn't you be with your mother?
Annenle olman gerekmez mi?
I thought you were with your mother.
Hayır, içeri dalmamalıydım. Annenin yanındasın sanıyordum.
- You'd rather spend the evening with your mother? - I didn't have much choice.
- Akşamı annenle mi geçirmek istersin?
Well, if you'll excuse me, I need a chance to even the score with your mother before she has her rest.
İzin verirseniz uyumadan önce annenizle skoru eşitleme şansımı kullanacağım.
What's the story with your mother?
Hadi, anlat bakalım, annenle ilgili hikaye nedir?
Calvin, you stay here with your mother until I get back.
Calvin, ben dönene kadar burada annenle kal.
Blood sugar is dipping, trying to keep up with your mother.
- Kan şekerim düştü. Annene ayak uydurmaya çalış da göreyim.
Hypothetically, let's say you could go live with your mother for a while.
Farzı misal, bir süreliğine annenle yaşayabileceğini düşünelim.
With your mother?
Annenle mi birlikteydin?
I need to speak with your mother.
Annenle konuşmalıyım.
I'm on my way to sit down with your mother and our lawyers, and I was hoping that you and I could have a chat first.
Annen ve avukatlarımızla oturup konuşmaya geldim ve öncesinde biraz konuşuruz diye umuyordum.
We'll drop the little man off at your mother's house for a few days, and then we'll take off to some overpriced resort. I want to be alone with you.
Brendon'ı annenlere bırakıp iyi bir otelde, seninle yanlız kalmak istiyorum.
So she retained me to protect your interests. If it makes any difference, I have never met a woman with more character than your mother.
Benim, size ait olan herşeyi korumamı istedi
Yea, except for auntie-mother's speech... with your father's girlfriend and what happened to the dress.
Evet, halamın konuşmasından başka, Babanın kız arkadaşı ve kıyafetinden başka. Herşey yolunda gitti.
Your mother always said I was no good with a hammer.
Anneniz hep çivi çakmayı beceremediğimi söylerdi.
It's not like your mother had anything to do with the voting.
Bu annenin oylama için yapacakları ile alakalı değil.
And we left you with Pop, so your mother and I could buy you a game console below retail cost.
Seni Pop'a bıraktık ki, annenle birlikte sana maliyetinin altında oyun konsolu alabilelim.
Did your mother send you out with that?
Annen mi gönderdi seni?
Like your son taking up his mother's sport to maintain some sense of connection with her.
Aynı oğlunuz gibi. Kendini annesine yakın hissetmek için onun sevdiği sporu yapıyor.
Everyone we spoke with said that your mother's mind was sharp to the end, even with the gin.
Konuştuğumuz herkes, annenin son ana kadar çok aklı başında olduğunu söyledi, hatta remi oyununda bile.
So now that you know she's your mother for sure, you think you, uh, want a relationship with her?
Artık annenin o olduğuna emin olduğuna göre onunla bir bağ kurmayı istiyor musun?
Is the family still fighting with each other over your mother's inheritance?
Lily! Aile, hâlâ annenin mirası için birbiriyle kavga ediyor mu?
I never really saw myself as a "sleep with your best friend's mother" kind of a guy.
Kendimi hiçbir zaman "en iyi arkadaşının annesiyle yatan" tarzda biri olarak görmemiştim.
The family table, where I sat with your father and Antonio, wlle your mother wiped your nose! Careful, Johnny.
Daha annen senin burnunu silerken baban ve Antonio ile birlikte oturduğum aile masasındayım!
And your mother blamed you, and now you think the world is shit, and now you run around with your gang and play the leader.
Anneniz sizi suçladı, sen de şimdi dünyanın boktan olduğunu, düşünüp çetenle etrafta dolanıp lidercilik oynuyorsun.
then you go, you buy your mother something nice, and you tell her the truth, and you get on with your life.
Sonra gidip, annene hoş bir şey satın al ve ona gerçeği anlatıp, hayatını bir rayına oturt.
Left you with that emotional cripple - Your mother.
Seni, duyguları allak bullak olan annenle bırakmış.
I wanna run the company with you and your mother, the three of us.
Sadece üçümüz.
At the same time, I am not fooled. I know... the six years that your mother has passed with your father were the most beautiful his life.
Ayrıca enayi de değilim, çok iyi biliyorum ki annenin babanla geçirdiği yıllar hayatının en güzel yıllarıydı.
It's not in your nature to be deceitful, and yet when I asked you about your meeting with my mother the other night, you lied to my face.
Yalancılık pek sana göre bir şey değil ama yine de geçen gece annemle görüşmenizi sorduğumda yüzüme baka baka yalan söyledin.
So, the first thing that we're going to need to do is find out if your mother had a personal relationship with Mr. McClaren.
Bu nedenle, yapacağımız ilk şey annenin Bay McClaren ile bir ilişkisinin bulunup bulunmadığını ortaya çıkarmak.
You're using June to work out your resentment towards your mother and your obsession with your father.
Annene olan kızgınlığını ve babana olan takıntını çözmek için June'u kullanıyorsun.
Well, now you're subconsciously using June as a pawn to get back at your mother and to align yourself more closely with your dad.
- Açıkça görülüyor ki June'u maşa olarak kullanıp annenden intikam almak ve yeniden babanla daha yakın olmak istiyorsun.
Hayley, Jeff can only have sex with you if... if... he's thinking about your mother.
Hayley, Jeff seninle sadece bir şekilde seks yapabiliyor anneni düşünerek.
It was complicated and it has nothing to do with us and I promised your mother that I would help you lead Boston, so....
Bu karışıktı ve bizle birşey yapmazdı
That I drink like your mother? With you?
Annen gibi seninle birlikte içmemi mi istiyorsun?
Before you even had the babies... the hopes you and John had for your little golden girl, the trepidation Regina must have had, being a single mother with an unreliable boyfriend and a drinking problem.
Daha bebekleriniz bile doğmadan önce John ve senin, minik kızınız için umutlarınızdan... Regina'nın da güvenilmez bir erkek arkadaşı, içki problemi ve yalnız bir anne olmasından kaynaklı kaygıları olmuş olmalı.
The girl you're dating turns out to be your sister who killed your father who killed your mother and was sleeping with your ex-girlfriend.
Anneni öldüren babanı öldüren kız kardeşinin görüştüğün kız çıkması ve eski kız arkadaşın ile yatıyor olması.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]