Woodbine перевод на турецкий
54 параллельный перевод
But I took two who had works, and I gave one to Manny at the Woodbine... so by the end of the day, you just walk in and they give you a nice big dinner.
İki tanesi çalışıyordu ve birini Woodbine'daki Manny'e verdim ki günün sonunda sana sağlam bir yemek versin diye.
- Woodbine.
- Woodbine.
He can't even get the Woodbine to bring him food no more.
Woodbine'a yemek bile getirtemez duruma geldi.
More amperes, please, Mr. Woodbine.
Daha fazla amper lütfen, Bay Woodbine.
Woodbine, more amperes.
Woodbine, amperi arttır.
More amperes please, Mr. Woodbine.
Amperiarttırın lütfen, Bay Woodbine.
Well, Woodbine, I'm sure, is a Seventh-Day Adventist... but I know no prayers whatsoever of the Russian Orthodox Church.
İyi, eminim, Woodbine'in yedinci gelişiydi... fakat Rus ortodoks kilisesinin duaları her ne ise bilmiyorum.
And Woodbine?
Peki Woodbine?
What about Woodbine?
Onunla ne konuştun?
Mr. Unpronounceable and Woodbine!
Bay Bilinmeyen ve Woodbine!
Oh, dear, a wild Woodbine. It's better than any man.
Wild Woodbine, erkeklerden bile iyi.
Maggie enjoys her wild Woodbine.
Maggy içiyordu değil mi?
- You should have followed her there. - Ten Woodbine.
Peşinden gitmeliydiniz.
I know a bank where the wild thyme blows where oxlips and the nodding violet grows quite over-canopied with luscious woodbine with sweet musk roses and with eglantine.
Vahşi kekiklerin yetiştiği bir nehir kenarı vardır. Öküz dudağı ve titreyen menekşeler oldukça büyük, sakin ve arı gözlerinin bir araya toplandığı bir yer.
So doth the woodbine the sweet honeysuckle gently entwist ;
Sarmaşıklara uzanıp neşenin bedenine nazikçe sarılması gibi.
Could you call Walt... tell him to meet me at the Woodbine Hotel.
Walt'ı arayıp... benimle Woodbine Hotel'de buluşmasını söyler misiniz..
OK, we have a Cezanne at the gallery on Woodbine,
Tamam, Woodbine'daki galeride Cezanne var,
His name is Conrad Woodbine, and he's painted an entire series of paintings, which detail the hallucinogenic effects of ingesting large quantities of the spice.
Adı Conrad Woodbine. Büyük miktarda baharat sindirerek oluşan halüsinasyon etkisiyle bir resim dizisi çizmiş.
Conrad Woodbine has subcontracted to the city as a crime scene cleaner for a decade.
Conrad Woodbine onca yıldır taşeron olarak olay yeri temizliği yapıyordu.
Mr. Woodbine?
Mr. Woodbine?
We know you didn't quit the clean-up business, Mr. Woodbine.
Temizlik işini bırakmadığınızı biliyoruz, Bay Woodbine.
Conrad Woodbine is our cleaner.
Conrad Woodbine temizlikçimiz.
In point of fact, the connection lies between Carpenter's hired hand and Woodbine.
Aslında bağlantı Carpenter'ın tuttuğu adam ve Woodbine arasında..
Well, lucky for us, though unlucky for the disappeared, Mr. Woodbine's career was prolific.
Bizim şansımıza, kayıpların şanssızlığına, Bay Woodbine işinde çok iyiydi.
Six years ago, Conrad Woodbine retired from cleaning.
6 yıl önce Conrad Woodbine emekli oldu.
You think the Armenians killed them and Woodbine cleaned them.
Ermenilerin onu öldürüp Woodbine'ın temizlediğini mi düşünüyorsun?
I understand you have questions about someone named Conrad Woodbine?
Anlaşılan Conrad Woodbine adında biriyle ilgili sorularınız var?
You were just one of Woodbine's clients.
Sen sadece Woodbine'ın müşterilerinden biriydin.
Woodbine, and what he did for you, and I'm gonna help you work out an immunity agreement with the DA's office.
Ve ben de sana savcının ofisinden bir dokunulmazlık anlaşması ayarlayayım.
One of Woodbine's customers is gonna be a very lucky person indeed.
Woodbine'ın müşterilerinden biri çok şanslı bir insan olur.
Because we desire Woodbine above all others.
Çünkü Woodbine'ı diğerlerinden daha çok umursuyoruz.
Conrad Woodbine!
Conrad Woodbine!
Did you notice how Conrad Woodbine walked with a limp yesterday? Yes.
- Conrad Woodbine dün topalladığını fark ettiniz mi?
I don't think we're going to be hearing from Mr. Woodbine any time soon.
Sanırım yakın zamanda Bay Woodbine'dan haber alamayacağız.
As for the rest of the scene, whoever took care of Woodbine left the place spotless.
Olay yerine bakarsak da Woodbine'ı kim hallettiyse hiç iz bırakmamış.
Seems like the killer's just as good at cleaning up a mess as Woodbine was.
Katil de temizlik işlerinde Woodbine kadar iyiymiş.
Woodbine was the cleaner.
Woodbine temizlikçiydi.
'Cause it sure looks like Woodbine's gone. And whatever he knew about all those murders went down the drain with him.
Çünkü Woodbine'ın ölümüyle birlikte o cinayetler hakkında bildikleri de onunla birlikte gitmiş oldu.
Maybe that man Artem Dedekian killed Woodbine.
Belki de Artem Dedekian, Woodbine'ı öldürmüştür.
Watson and I went straight from interviewing Dedekian to Conrad Woodbine's studio.
Watson ve ben Dedekian'ın sorgusundan doğruca Woodbine'ın stüdyosuna geçtik.
Maybe we can find someone else who hired Woodbine.
Belki de Woodbine'ı kiralayan başka birini buluruz.
That's the superintendant of Conrad Woodbine's building.
Conrad Woodbine'ın apartmanının kapıcısı.
Jessica Holder may have been killed by one of your paid assassins, but her body was disposed of by Conrad Woodbine.
Jessica Holder suikastçilerinizden biri tarafından öldürülmüş olabilir ama cesedi Conrad Woodbine tarafından eritildi.
You apprenticed him to Conrad Woodbine.
Onu Conrad Woodbine'a çırak olarak verdin.
Jeremy would earn a livelihood, and Mr. Woodbine was only too happy, I'm sure, to accommodate one of his most valued clients.
Jeremy'nin para kazanabileceği bir işi olacaktı. Bay Woodbine da en iyi müşterilerinden birinin yerini sağlamlaştıracaktı.
Of course, when we went to see Woodbine at his studio and ask him questions, Jeremy told you.
Biz stüdyoya gidip Woodbine'a sorular sorunca Jeremy size söyledi.
Woodbine knew all your secrets, your family's secrets.
Woodbine tüm sırlarını biliyordu. Ailenin sırlarını.
So you had Woodbine taken care of.
Yani Woodbine'ın icabına bakılması gerekiyordu.
We know some of the names of the people who hired Woodbine.
Woodbine'ı tutan insanlardan bazılarının isimlerini biliyoruz.
Spike, Raf, come in through the back, off of Woodbine.
Spike! Raf! Arka tarafa gelin!
Tell us how you found
Woodbine'ı nasıl bulduğunu ve senin için ne yaptığını anlat.