Word to your mother перевод на турецкий
41 параллельный перевод
Yeah, but listen, don't say a word to your mother.
Daha sonra çengelleri alıp- -
Yeah, but listen, don't say a word to your mother. Because I want this to be a surprise, understand?
Dinleyin, annenize bir kelime dahi söylemek yok çünkü bunun sürpriz olmasını istiyorum, anladınız mı?
Word to your mother.
Annene selam söyle.
Sean, you gotta promise me, no matter what not a word to your mother, understand?
Sean, bana söz vermelisin. Ne olursa olsun bundan annene söz etmeyeceksin. Anladın mı?
I gave my word to your mother... that no harm would come to you because of me.
Annene benim yüzümden incinmene izin vermeyeceğime söz verdim.
Word to your mother.
Anneme bir çift söz.
Not a word to your mother, though.
Annene bundan bahsetme.
Don't say a word to your mother.
Annene birşey söyleme.
And, um, word to your mother.
Ve aynen katıIıyorum.
You can't say a word to your mother-in-law.
Kayınvalidene tek kelime edemezsin.
- Word to your mother, Charlie.
Annenin üzerine söz veriyorum, Charlie.
And don't say a word to your mother.
Ve annen için tek kelime söylemiyorum.
Word to your mother, brotherfucker!
Annene saygılar, kardeş sevici!
Good job figuring out nothing useful on the pirate. Word to your mother.
Annene selamlar.
I'll send word to your mother tomorrow.
Annene yarın haber yollarım.
- Word to your mother. - Mm-hmm.
Doğru diyorsun.
Word to your mother.
Annenize selamlarımızı iletin.
Your mother hasn't said a word to me since we arrived.
Annen geldiğimizden beri bana tek kelime bile etmedi.
I want to have a word with your mother.
Annenle biraz konuşmak istiyorum.
Not a word of this to your dear mother until everything is settled.
Her şey hallolana kadar lütfen annenize bir şey söylemeyin.
Your mother asked me to come, that I might have a word with you.
Annen seninle konuşmam için, gelmemi rica etti.
Don't say one more word, or I'll send your mother right back in here to smack the crap out of you.
Raymond, tek kelime daha edersen anneni sana tokat atmaya gönderirim.
Keith, your mother and I want to have a word with you.
Keith, annen ve ben seninle bir şey konuşmak istiyoruz.
Besides, your mother's going to tell me every word of it.
Bunun yanında annen bana kelimesi kelimesine anlatacaktır.
Your mother said you wanted to have a quick word.
Annen biraz konuşmak istediğini söyledi.
I'm going to have a word with your mother.
Annenle konuşacağım.
But then when I came home to share the news with your mother, I found her asleep, and then when I looked at the house, I realized that her office, for lack of a better word, was also piled up, so I took to the house.
Bunu annenle paylaşmak için eve geldiğimde onu uyurken buldum ve sonra eve baktığımda buranın, tabiri caizse, onun ofisi olduğunu ve her şeyin üst üste olduğunu farkedip, temizliğe başladım.
Ben, I know this is ha rd for you to understand, but when I made my vows to your mother, I meant what I said, and though it may seem like very little, I have tried to be true to my word.
Boşanmayı isteyen bendim. Ben senin için anlaması zor, biliyorum annen ile bağlılık andı içtiğimizde.
Your mother wants you to deliver a eulogy. Eulogy, from the Greek for "good word."
Annen cenazede bir methiye okumanı istiyor.
Word to your mother.
Hadi oğlum, gidelim buradan.
I thought you'd know better by now than to take your mother's word on his character, which I know only by hearsay.
Baban hakkında, annenin sana anlattıklarından daha fazla şey bilmeni beklerdim. Ben de sadece dedikodulara göre konuşuyorum, ama detaylar beni ikna etti.
But in the end she died without saying one word of thanks to your mother.
Yine de anneannen öldü... Teşekkür edecek zaman bile bulamadan vefat etti.
Word to your fucking mother, you bald motherfucker.
Annenin üzerine, amına koyduğumun keli.
The commander sent word to get your mother out of there and... Curran came through.
Komutan annenin oradan alınması için emir verdi, Curran da onu getirdi.
If you sign over power of attorney to me, I give you my word that I'll take care of Lola, and I will get you the best damn lawyers your mother's inheritance can buy.
Eğer vekâletini bana verirsen, Lola'ya iyi bakacağıma dair sana söz veriyorum ve sana annenin mirasının satın alabileceği en iyi avukatı bulacağım.
You have my word, as a mother. We would never do anything to harm you or your children.
Bir anne olarak yemin ederim size veya çocuklarınıza zarar verecek hiç bir şey yapmayacağız.
Your mother asked me to have a word with you to see what's wrong with you I don't know why she thinks you're more comfortable with me than her She knows what I'm angry about
annen senle konuşmamı istedi sorunun ne anlamak için niye senin benle daha iyi anlaşacağını düşünüyor, bilmiyorum neye kızdığımı biliyor o şerefsiz geldiğinde burda olmak istemiyorum
The babysitter's agreed to stay, but no word from your mother, so I'm not leaving.
Çocuğun bakıcısı kalmaya razı oldu,... ama annenden ses yok, o yüzden, kalıyorum.
Oh! I really am going to have a word with your mother.
Annenle iki çift laf edeceğim.
I gave up every moment of being a mother to my own child, based on your word that you would raise her to be Francis's wife.
Sözüne güvenerek, kendi çocuğuma annelik etmeyi bıraktım. O'nu Francis'le evlendireceğin sözüne.
I'd bring you for a ride, but I'm sure your mother would still have a word or two to say with me.
Seni gezdirirdim ama Annenin... Hala söyleyecek birkaç sözü vardır