Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ Y ] / Yaks

Yaks перевод на турецкий

193 параллельный перевод
I don't know why anyone would hurt him.
Kim onun canını yaksın, bilemiyorum.
- Saidi, have the boys start a fire.
- Saidi, çocuklar ateş yaksın. - Emredersiniz.
We had a lot of yaks anyway, didn't we?
Yine de güzel anlarımız oldu, değil mi? Söylesene.
But we had a lot of yaks anyway, didn't we?
Seninle güzel anlarımız olmuştu, değil mi?
- So he hurts me.
- Yakarsa yaksın.
Plant your tires at night beside the tribal standards, where all may come to light their torches! - They'll be burning, Joshua!
Geceleri ateşlerinizi sancakların yanına getirin böylece herkes meşalesini yaksın!
Somebody shine a light over here.
Birisi şuradaki ışığı yaksın.
Somebody build a fire.
Birisi ateş yaksın.
Then tell her to stop opening windows and light my cheroot,
O halde söyle ona pencereyi açmasın ve puromu yaksın.
Tell the politicians to burn their paper now.
Siyasetçiler o kağıdı yaksın.
Let him light his own.
Kendisi yaksın.
I don't know what they think, but it's time somebody lit my cigar.
Ne zannettiklerini bilmiyorum ama biri sigaramı yaksın artık.
How many murderers had to be raised to shoot at point-blank range, to gas, to burn alive or gun down with machine guns millions and millions of women and children?
Kaç kişiyi katil yapmak gerekiyor ki, insanları tabancayla en yakın mesafeden vursun,... gaz odalarında öldürsün, canlı canlı yaksın veya makineli tüfeklerle biçsin milyonlarca... milyonlarca... milyonlarca... kadın ve çocuğu.
Tell the men to make a big fire.
Adamlara söyle büyük bir ateş yaksınlar.
Hey Randy, light these torches over here.
Biri şu meşaleleri yaksın.
You're wicked, eh?
Kıyaksın ha?
I play the devil's advocate in all this, and to do so I... seek and I find dangerous documentary evidence, which I'll give to our colleague so he can make a nice bonfire.
Tüm bu işte şeytanın avukatını oynadım ve bunu yapmak için çok tehlikeli olan belgeli kanıtlar aradım ve buldum, şenlik ateşi yaksınlar diye de onları iş arkadaşlarıma verdim.
No, burn it!
Hayır, yaksınlar!
There's Yax and Zac.
Yaks ve Zac var.
The car is driving along 30 miles an hour... and he's flashing his headlights at the hitchhiker... telling him to get the hell out of the road.
Yoldan defolup gitmesi için otostopçuya farlarını yaksın.
Get in there, put a helmet on and hurt somebody for Christ sakes will you?
Allah aşkına, kasklarını taksınlar da çıkıp birilerinin canını yaksınlar.
I have arranged for yaks, ponies and boats.
Yakları, Midillileri ve sandalları ayarladım.
Somebody turn the lights on!
Biri ışıkları yaksın!
I want to see where you were born, the valley, the yaks...
Doğduğun yeri, yaşadığın yeri görmek istiyorum.
I DON'T CARE WHAT THEY BURN UP.
Hepsi o kadar. Neyle yakarlarsa yaksınlar.
- Hey, yaks.
- Hey inekler.
Real sharp, Romano.
Çok kıyaksın Romano.
May the fire of the pox burn you.
Suçiçeğinin ateşi seni yaksın.
How in my words somever she be shent to give them seals never my soul consent.
Sözlerim canını ne kadar yakarsa yaksın sakın ey ruhum anneme el kaldırmama izin verme sakın.
Let them burn my books!
Bırak da kitaplarımı yaksınlar!
Lao Jin, we're taking these yaks to the slaughterhouse
Lao Jin, bu yakları mezbahaya götürüyoruz.
So he can burn down his house, smoke crack and get aids?
Evini yaksın, kokain çeksin ve AlDS kapsın diye mi?
Hey, Leo, cool! As far as we know, what happened was that Doctor Wolf saw the comet in my photograph, so he shared the discovery with me, and then he was killed in that crash and everything got mixed up in Washington, Leo :
- Hey, Leo, kıyaksın!
[Viesturs] With a train of 60 yaks to carry our gear... we headed for Base Camp, 5,000 feet up from here.
Eşyamızı taşıyan 60 Tibet sığırı kervanıyla bulunduğumuz yerden 1500 metre uzaklıktaki Saha Kampı'na yöneldik.
Now, this fellow is one of only 300 wild yaks remaining on the planet.
Bu gördüğünüz, gezegenimizde yaşayan 300 yabani tibet sığırından biri.
She'll feel better once she yaks.
Kustuktan sonra kendisini daha iyi hissedecektir.
Should Jackie get the fire going for you?
- Jackie, ateşi yaksın mı?
Let the English burn her.
Bırak İngilizler yaksın onu.
Who will be taking care of the Yaks?
Yaklara kim bakacak?
Who will take our Yaks?
Bizim yakları kim götürecek?
We have a lot of Yaks.
Bir sürü yakımız var.
- Me and my Yaks.
- Ben ve yaklarım.
Your brother is dead and I can't look after the Yaks alone.
Kardeşin öldü ve ben yaklara tek başıma sahip çıkamam.
I don't know anything about the mountains, the Yaks or the salt.
Ben dağlardan, yaklardan ya da tuzdan ne anlarım?
We will add your Yaks to the troop.
Sizin yakları sürüye ekleriz.
The yaks are gone.
Yaklar gitmiş.
- Feel the rhythm of the Yaks.
- Yakların ritmini hisset.
Guide the Yaks over here.
Yaklara yol göster.
They burnt down your school.
Evimizi de yaksınlar istemiyoruz.
- Let it burn!
- Bırak yaksın!
Like, if I met a handsome young man at a bar,
Eğer bir barda yakşıklı genç bir adamla tanışsam,

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]