Yellowed перевод на турецкий
14 параллельный перевод
The old wound is still here, so keen. The paper of his last letter has yellowed but still bears his tears and blood.
Daima taze, eski yara burada göz yaşı ve kan sinmiş o satırlarda sararmış bir mektubun altındadır o yara.
On sundays, he pampers his car while she caresses yellowed wedding photos.
Pazar günleri, adam arabasını şımartırken kadın sararmış evlilik resimlerini okşar.
A stinky, yellowed undershirt and a pair of boxers which read : "It's all me."
Kokuşmuş, sararmış bir fanila... ve üstünde "Hepsi Benim"... yazan bir don giydireceğiz.
Yes, it's yellowed,
Evet, sarı.
Hemp paper that you find in the museums that are hundreds of years old haven't even yellowed.
Hemp paper that you find in the museums that are hundreds of years old haven't even yellowed.
They have printed a new remedy for blanching yellowed lace...
Sararmış dantelleri ağartacak yeni bir ilaç bulmuşlar...
The nail's yellowed, no nutrients, deteriorating'.
Tırnağı sarımtıraktır besleyici değildir, bozuktur.
And you probably live at some squalid little studio apartment with stacks of yellowed Penguin Classics.
Sen muhtemelen küçük, sefil bir stüdyo dairede yaşıyorsundur ve her yerde sararmış Penguen dergisi yığınları vardır.
They showed signs that his vision had yellowed.
Aşırı dozda digitalis alırsan olur bu.
Even if the yellowed leaves fall from the trees and scatter on the ground
Yapraklar sararsa bile... Ağaçlardan düşüp yerlerde dağılsalar bile...
They've addled his brain and yellowed his teeth...
Kafayı yedirtip, dişlerini sarartıyor...
Yellowed faces... bodies overcome by rash and blister...
Sararmış yüzler isilik ve kabarıklarla dolu cesetler.
The book and its maps were ancient, yellowed by centuries.
O kitapla haritaları kadimdi, yüzyıllar boyunca sararmışlardı.
They have yellowed.
- Kurban dün geceden önce de dayak yemiş. Sararmışlar.