You'll be dead перевод на турецкий
901 параллельный перевод
If you show up even once more... then you'll really be dead!
Bir daha yüzünü karşımda görürsem seni öldürürüm.
You'll be dead soon, dearie.
Yakında öleceksin, tatlım.
You'll be dead if you don't.
Gitmezsen öleceksin.
Ha. I suppose you'll be telling me next that Frank James is really dead.
Şimdide, Frank James'in gerçekten öldüğünü söyleyeceksin sanırım.
- We'll put that to one side. I'd rather be drowned dead than hurt you.
Seni incitmektense boğulmayı tercih ederim, Loxi.
If you show us, we'll all be dead.
Gösterirse hepimiz öleceğiz.
I'll still be alive, when you're all dead!
Hepiniz öldüğünüzde, ben hala yaşıyor olacağım.
I'll be found dead in me bed in the morning... stiff with fright, and me death will be on you.
Sabah yatağımda korkudan donmuş halde ölü bulunurum. Sorumlusu da siz olursunuz.
When you'll be playing dead and someone we both know is really dead?
Sen ölü numarası yaparken ve tanıdığımız biri sahiden öldüğünde mi?
If you don't, you'll be dead.
Yapmazsanız, ölürsünüz.
- You'll be dead.
- Sen ölmüş olacaksın.
Aglaonice can't tell you anything new and you'll be dead tired.
Aglaonice sana yeni bir şey söyleyemez üstelik yorgunluktan öleceksin.
Okay, I'll get off your ship, but if that man was aboard, you and most of your crew will be dead before you're halfway to Santiago!
Peki, gemini terk ediyorum. Eğer o adam bu gemide bulunduysa, sen ve tayfanızın çoğu daha Santiago yolunu yarılamadan ölmüş olacaksınız!
If you're thinking of Laurie, you'll be a dead man.
Laurie'yi düºünürsen ölürsün.
You get back up there and finish the act or you'll be a dead pigeon.
Oraya geri dön ve gösterini tamamla veya ölü bir güvercin olacaksın.
You'll be dead in 20 minutes without him.
Kanı bulamasanız yirmi dakika içinde ölecek.
He'll never be dead for you.
Hiç ölmüş olmaz o.
You'll recall, Antony, believing Cleopatra to be dead... killed himself with his own sword.
Hatırlayacaksınız, Antony, Cleopatra'nın öldüğüne inanıp... kendini de kılıcıyla öldürmüştü.
You'll be dead a long time!
Uzun süre ölü olacaksınız!
And when they pick you up in the gutter dead, your hand'll be in a drunk's pocket.
Bir gün bir mezbelelikte cesedini bulduklarında... Elin bir ayyaşın cebinde olacak.
You go through those swinging doors, and you'll be dead before me!
Dışarı çıkarsan seni öldürürler, bu şaka değil.
That's no good, you stray ten yards off the main street and you'll be stone-cold dead.
Hiç iyi değil. Ana caddeden 10 adım uzaklaşamadan... Ölmüş olursun.
I'll guarantee you there will be a string of dead Chernes from here to the Territory.
Seni garanti ederim ki buradan ülkenin içlerini kadar her yere Cherne sülalesinden oluşan ölüler zinciri yaparım.
You don't come with me, you'll be dead like your mama was.
Benimle gelmezsen, sen de annen gibi öleceksin.
You'll be dead under them!
Çünkü altlarında öleceksiniz!
Then you'll be blind instead of dead.
O zaman ölü bir adam olmak yerine kör bir adam olursun.
When you come back with somebody else to get it, next week or next month, I'll be dead. Won't I?
gelecek hafta ya da gelecek ay beni almaya buraya geldiğinde, ölmüş olacağım, değil mi?
I'd invite you to my 100th birthday, only you'll all be dead by then.
Sizi 1 00. yaşgünüme davet ederdim ama o vakte kadar ölmüş olursunuz.
You try anything. you'll both be dead. do you understand?
Herhangi birşey yapmaya kalkışırsanız, İkiniz de ölürsünüz, Anladınız mı?
No, you can't tell him that. You'll be dead.
Söyliyemiyeceksin, çünkü ölmüş olacaksın.
You want another man's wife but the man has to be dead before you'll take her.
Başka bir adamın karısını istiyorsun ama o kadını almadan önce kocasının ölmesi gerekiyor.
You'll be dead by morning.
Sabaha kalmaz ölürsün.
Maybe you better stay and find out what it's like being married to a marshal. If he doesn't handle this right, he'll be a dead man.
Ah, bayan belki de marshal ile evlenmekle, iyi yapmıyorsunuz, biliyorsunuz hayatı her an tehlikede, her an ölebilir.
- Be careful, or he'll strike you dead for being the ungrateful liar that you are.
- Dikkatli ol, yoksa nankör bir yalancı olduğun için Tanrı cezanı verecek.
You'll be dead.
Öleceksiniz.
You will be dead to men, but you'll be alive in death.
İnsanlara göre ölü olacaksın, ama ölümün içinde yaşayacaksın.
Bring just one and you'll be a dead Spartan.
Bir tane bile getirisen ölü bir Spartalı olursun.
Do you suppose it'll be acceptable that Bligh should return after a two-year voyage with his ship laden with dead plants?
Sizce eğer Bligh iki yıllık bir seferden gemisinde bir sürü ölü bitkiyle dönse bu kabul edilebilir olur muydu?
Without my signal to abort, you'll be dead before the army returns.
Eğer onları hemen durdurmazsam... saldıracaklar ve sizi öldürecekler.
Don't worry, you'll be dead soon.
Merak etme, yakında geberirsin.
If you ain't out of Galveston by sundown, you'll be real dead.
Gün batmadan Galveston'u terk etmezsen, bu sefer gerçekten gebereceksin.
We need you dead, or it'll be a stain on our name.
Senin ölü olmana ihtiyacımız var, yoksa bu namımıza kötü bir şekilde işler.
You'll be brain dead if you keep this up.
Eğer böyle devam edersen beynini kaybetmiş olacaksın.
Let's go home. Hurry! You'll be dead if you stay here.
Burada kalırsan öleceksin.
In either case you'll be dead sooner or later.
Fakat ne olursa olsun önünde sonunda öldürecekler seni.
So maybe we'll all be dead before you finish this thing, or maybe we won't... but that's what you call a critical factor.
Belkide bu şeyi bitirmeden hepimiz ölmüş olacağız... bu sizin için "kritik bir faktör" olmaz, değil mi?
But if you're too dead to go, I'll be in Barbados tonight.
Ama sen gidemeyecek gibi öldüysen, bu gece ben Barbados'ta olacağım.
You'll be dead before you hit the bottom.
Dibe vurmadan ölürsünüz.
The outcome will be just the same... only you'll be dead... and no one will even know how you died.
Savaş devam edecek. Sonuç aynı olacak sadece sen ölmüş olacaksın ve nasıl öldüğünü bile kimse bilmeyecek.
Not yet, but they'll soon be dead, if you really abandon them.
Bu doğru değil. Onlar ölmedi. Eğer onları bırakırsan, ölecekler.
with one stab, you'll be dead.
bir bıçak ile, ölürsün.
you'll be fine 927
you'll be okay 222
you'll be alright 46
you'll be late for school 19
you'll be all right 377
you'll be surprised 28
you'll be safe 116
you'll be great 74
you'll be late 57
you'll be sorry 73
you'll be okay 222
you'll be alright 46
you'll be late for school 19
you'll be all right 377
you'll be surprised 28
you'll be safe 116
you'll be great 74
you'll be late 57
you'll be sorry 73