You'll be okay перевод на турецкий
1,746 параллельный перевод
You'll be okay.
Bir şey olmayacak.
Okay, look. I just borrow it, and it'll be back in the morning, You don't even have to know that it was gone.
Sadece almam lazım, ve sabah erkenden getireceğim, gittiğinin bile farkına varmayacaksın.
But I promise you, Herb, you'll be the first to know, okay?
Söz veriyorum, ilk sen duyacaksın.
Get him in. - You'll be okay, kid.
- İyileşeceksin, Julio.
okay, eat fast or you'll be late.
Çabuk ye, yoksa geç kalacaksın.
We're going to take care of you. You'll be okay.
Seninle ben ilgileneceğim.
Okay, I'll be right behind you.
Tamam, hemen arkanda olacağım.
Okay. You go in there. I'll be in here.
Sen oraya git, ben buradayım.
You just need to get one more and you'll be okay again.
Sadece bir tane daha gerek. Sonra tekrar iyi olacaksın.
All right, you sure you'll be okay here?
Pekala, burada iyi olacağınıza emin misin?
Honey, you'll be fine as long as you don't do that bungee cord thing, okay?
Bungee jumping ipini takmadığın sürece bir sorun olmaz, tamam mı?
You'll be okay.
Bir şeyin yok.
You'll be okay.
İyileşeceksin.
Are you sure you'll be okay?
Sen iyi olacağından emin misin?
Run, you'll be okay.
Kaç, iyi olacaksın.
You gonna be okay? I'll survive.
Yaşayacağım.
I'll be okay if you're okay. okay?
Senin için sorun yoksa, benim için de yok. Tamam mı?
You'll be okay.
Sen de iyi olacaksın.
He'll be okay, and so will you.
Onu merak etme o iyi olacak. Sende.
You'll be okay. Stay with me, sweetheart.
Bilincini açık tut.
Okay. You'll be okay.
İyileşeceksin.
I kept thinking, if i just keep my keys And i just get to the car, i'll be okay, you know?
Anahtarı vermeyip kendimi arabaya atabilirsem güvende olurum diye düşünmüştüm.
Just don't get shot in the head, and you'll be okay.
Başından vurulmadığın sürece iyi olacaksın.
Okay, why don't you start cooperating, and we'll think about how flexible we can be.
Tamam, o halde işbirliğine başla, ve biz de bakalım neleri söylemeyeceğiz.
Chris, don't move. I'll be with you in a second, okay?
Chris, kımıldama, birazdan yanına geleceğim, tamam mı?
Just do as you're told and everything'll be okay.
Söyleneni yaptığın sürece bir şey olmaz.
You'll be okay!
İyi olacaksın!
And I won't tell me dad. I promise you'll be okay.
Babama hiçbir şey söylemem.
Okay, well, you know, I'll just be...
Pekala, ben...
You'll be back by ten, okay?
Onda evde ol, tamam mı?
Okay, whatever you say. I'll be nice.
Tamam ne dersen de kibar olucam
Okay, I'll be honest with you.
Tamam, sizinle dürüst olacağım.
You'll be okay.
İyi olacaksın.
I'll never forget when I came into that first scene I did with you and you just kind of opened your arms and you welcomed me. And I cannot tell you how safe I felt to work and be okay even though I was really nervous.
Ancak vampirler vatanlarında birer vatandaş hâline geldiyse ülkelerini gururla temsil etmekte özgür olmaları gerekmez mi?
You'll be okay.
Bir şeyin kalmayacak. Bir şeyin kalmayacak.
You'll be safe in here okay.
Burada güvende olacaksın, tamam?
You'll gonna be okay. Everything's gonna be okay huh Daddy's here.
İyi olacaksın, her şey yoluna girecek.
I'll be right back, okay? I promise you.
Hemen döneceğim, tamam mı?
your going to be okay baby you'll be alright
Her şey yoluna girecek, bebeğim. Her şey yoluna girecek.
You stay here, okay? I'll be back.
Burada kal tamam mı, yine geleceğim.
Yes, and you'll be okay.
Evet, iyi olacaksın.
Just keep the foil on and you'll be okay.
Folyoyu kafanda tuttuğun sürece sorunun olmaz.
You think he'll be okay?
Sence iyileşecek mi?
You'll be okay?
Gitmem seni rahatlatacaksa...
If you just let me recharge my battery, I promise, this'll be more for you later, okay?
Bataryamı şarj etmeme bir fırsat ver, bak söz, sonra sana çok vakit ayıracağım.
You'll be okay.
Biraz dinlenin.
- Okay, you gonna kiss me, or you gonna be clever?
- Tamam. Beni öpücek misin yoksa akıllı mı olucaksın?
Okay, we'll be with you soon.
Tamam, birazdan görüşürüz.
I've got a big meeting I gotta get to this morning, but I'll be back tomorrow to check in on you, okay?
Bu sabah katılmam gereken önemli bir toplantım var ama yarın gelirim yine yanına, tamam mı?
I'll be in Honolulu on the third and with you in Oakland on the Fourth of July, okay?
Üç Temmuzda Honolulu'da ve dört Temmuzda Oakland'de seninle beraber olacağım, tamam mı?
I mean, you guys are gonna take down the bad guys, but I'll be okay, right?
Kötüleri indireceksiniz ama bana bir şey olmayacak, değil mi?
you'll be fine 927
you'll be alright 46
you'll be late for school 19
you'll be all right 377
you'll be surprised 28
you'll be safe 116
you'll be great 74
you'll be late 57
you'll be sorry 73
you'll be missed 18
you'll be alright 46
you'll be late for school 19
you'll be all right 377
you'll be surprised 28
you'll be safe 116
you'll be great 74
you'll be late 57
you'll be sorry 73
you'll be missed 18