Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ Y ] / You're all i've got

You're all i've got перевод на турецкий

248 параллельный перевод
You're all I've got left, Kat.
Sahip olduklarımdan geriye kalan en önemli şey sensin, Kat.
You're all I've got left now, Tommy boy.
Artık yanımda bir tek sen kaldın Tommy.
After all, you know, you're... you're all I've got.
Sonuçta, sen sahip olduğum tek şeysin.
And if you think this is all I've got to do, you're mistaken.
Ve yapacak başka işim yok sanıyorsan, yanılıyorsun.
Listen, about the future, you- - Pigeon Lane, Slattery, Pretty Boy, Coffman, Conroy, Zelenko, and you, you're all I've got left in the world.
Lane, Slattery, Güzel Çocuk, Coffman, Conroy, Zelenko ve sen hepiniz bu dünyada kalanlarımsınız.
All I got to do is lift that phone and you're out of action.
Tek yapmam gereken şu telefonu açmak ve sonun gelir.
You're all I've got.
Tek varlığım sensin.
You're all I've got in this whole wide world.
Sen benim bu dünyada sahip olduğum tek şeysin.
The main thing is I got here in time and you're gonna be all right.
Önemli olan buraya zamanında gelmem ve sizin iyileşecek olmanız.
I've got a tiny feeling that you're not downstairs at all.
İçimde aşağıda olmadığına dair tuhaf bir his var.
Now I've got you, and the minute you're all melted the hat will be mine! [Evil laughter]
İşte, yakaladım seni ve sen erir erimez şapka benim olacak!
I must've got the wrong guy lf it's some boxer you're looking for... I might be able to help I know all the boxers in Bangkok
yanlış adammış Aradığın bir boksör varsa... sana yardımcı olabilirm Bangkok'daki tüm boksörleri tanırım
Cui, you're all I've got
Cui, Herşeyim sensin
That's all very nicely said but I think you've got people, you're not alone.
Bu dediklerin güzel şeyler de yalnız değilsin, bir ailen var.
You're all I've got left.
Bana kalan tek şey sensin.
you're gonna say, "It was OK the day I got married, " and I didn't much mind the day I first fell in love, "but seeing the sky with the Great Waldo Pepper, that beats'em all!"
Sen de diyeceksin, "Evlendiğim gün fena değildi" Ve ilk âşık olduğum günü pek de önemsemiyordum "Ama Büyük Waldo Pepper ile gökyüzünü görmek, hepsini alt eder!"
I don't know why you're so anxious to shake things up : Right now, we've got it all :
Niye ortalığı sallayacak kadar gergin olduğunu bilmiyorum, şu anda her şeye sahibiz.
You're all I've got.
Sahip olduğum tek şey sensin.
You're all I've got.
Elimdeki sensin.
- Mmm. You know, I see the way you're sitting here and I see the way you've got your hand around that little shoe, and that's all I need.
Biliyor musun, burada oturmanın nedenini ve ellerini ayakkabılarının etrafında dolaştırmanı anlıyorum.
You're all I've got.
Sahip olduğum her şey sensin.
But you're all I've got.
Ama sen benim her şeyimsin.
You're all I've got in this world.
Bu dünyada sahip olduğum tek şey sensin.
You're all I've got left.
Elimde kalan tek şey sensin.
You're all I've got.
Şu an tek dostum sensin.
You're all I've got.
Bırak bunları! - Başka kimsem yok.
You're all I've got.
Sahip oldugum tek varliksin.
Mephisto, I don't trust you but you're all I've got. Take care of her.
Mephisto, sana güvenmiyorum ama sen sahip olduğum her şeysin ; ona iyi bak.
Add all that up. I don't know what the fuck it means but you got some bad-ass perpetrators and they're here to stay.
Ne anlama geldiğini tam olarak bilmiyorum..... bir grup suç makinesiyle karşı karşıyasınız..... ve kalıcı gibi görünüyorlar.
You're all I've got left.
Bir tek sen kaldın.
Look, you're all I've got.
Bak bir tek sen varsın.
You're all I've got.
Bir tek sen varsın.
You're all I've got left.
Sen bana kalan tek şeysin.
George, you're all I've got.
George, yalnız sen varsın.
You're all I've got left, Davey.
Tüm sahip olduklarım sizsiniz, Davey.
Every year you say you got me a present I get all excited and it turns out to be something stupid like Clearasil in a drum the book, If You're Lonely And You Know It, Let's Make Hand Shadows and my favorite, the poster of the Village People with my picture over the face of the cowboy.
Her yıl bana özel bir hediyen olduğunu söylüyorsun. Ben heyecanlanıyorum. Ve saçma sapan bir hediye çıkıyor.
But without my beloved ringers... you're all I've got.
Ama sevgili düzenbaz oyuncularım olmadığına göre sahip olduğum herşey sizsiniz.
Now, look, Alan, I don't expect you to be the type of guy to believe this, but, um you're all we've got right now.
Bak, Alan, senin böyle şeylere inanacak bir adam olmadığını biliyorum ama elimizdeki tek şans sensin.
Julie, you're all I've got.
Julie, sen sahip olduğum her şeysin.
But, you're all I've got.
Ama, elimde sadece sen varsın.
All I can say is if we're talking about romantic cities... they've got the most gorgeous guys there... and they can't keep their hands off you.
Romantik şehirler hakkında bir şeyler söylemem gerekirse hepsi muhteşem erkeklere sahip ve ilgilerini sizin üstünüzden çekmiyorlar. Bu harika.
Because as it happens, since my practice has completely deteriorated in the past months, you're all I've got.
Çünkü yöntemlerim tamamen geçersiz olduğu için sadece ben kaldım.
And I know you're very strong, and you've got all those weapons.
Güçlü olduğunu da biliyorum. Bir sürü silahın var.
- Now? When you're as old as I am, now is all you've got.
Benim kadar yaşlı olduğunda, şimdi, sahip olduğun tek zamandır.
I'm all you've got - And you're all I've got.
Ben sana gerekliyim, sen de bana gereklisin.
Come back to me. You're all I've got.
Senden başka kimsem yok.
And I also know, I also know all you single dad's and soccer mom's who think you're such fucking heroes aren't going to like this but somebody's got to tell you for your own good, you're children are overrated and overvalued.
Ayrıca da ayrıca da, biliyorum ki kendini kahraman falan sanan bekar babalar ve futbol anneleri bunu sevmeyecek fakat birisi sizin iyiliğiniz için anlatmalı çocuklarınız aşırı ilgi görüyor ve aşırı değerli.
You've got more talent than any dancer I've ever seen, and you're throwing it all away!
Senin kadar yetenekli bir kız görmedim. Oysa sen yeteneğini ziyan ediyorsun.
You've got no right to paw me in front of all those people. I don't know what you're talking about.
O insanların önünde bana öyle sarıImaya hakkın yoktu.
I've got fighters from all parts of Australia... and we're here to entertain each and every one of you.
Avustralya'nın dört bir yanından dövüşçülerimiz var. Hepinizi en iyi şekilde misafir edeceğiz.
Legally, you're swimming against the current here, but you've got think about the fact that if you kill all three of us, you will be adding here, and I'm just guessing, a second and possibly third strike
Yasal olarak, burada rüzagara karşı yüzüyorsun, Üçümüzden birini vurman durumunda düşünmen gerekir ki, cezanı da artırıyorsun, ve ben sadece bunu tahmin ediyorum, sabıkana eklenecek... bir ikinci ve muhtemelen üçüncü suç

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]