You're all i need перевод на турецкий
313 параллельный перевод
- Since you're all alone in New York, if there's anything you need and I can help, my number is Plaza 2 2-7-4-8.
- New York'ta yapayalnız olduğunuza göre... Bir şeye ihtiyacınız olursa, belki size yardımcı olabilirim, numaram Plaza 2-2-7-4-8.
I'LL SPREAD YOU ALL OVER THE STREET. THEY'RE WHAT YOU NEED.
İhtiyacın olan bu.
You're nuts! That's all I need!
Delisin!
You're very kind, but I got here all the help he'll need.
Çok naziksiniz ama ihtiyacım olan tüm yardım burada.
When you're finished, all I'll need will be a tub of boiling water, and I'll be exactly what I was before.
İşin bittiğinde, bir küvet sıcak su yeter bana. Aynen eskisi gibi olurum.
All I need to feel is that you're with me. You know, David?
Sadece yanımda olduğunu hissetmek istiyorum.
I mean, now you're all alone, you need someone.
Yani artık sen de yalnız kaldın, birine ihtiyacın var senin de.
When you're there what's the use of my legs? I only need eyes to see you all my life. May you live long my Lord...
Senin olmak için bacağım değil seni gözlerimle görsem yeter bana uzun yaşayabilirsek Rabbim...
- Mmm. You know, I see the way you're sitting here and I see the way you've got your hand around that little shoe, and that's all I need.
Biliyor musun, burada oturmanın nedenini ve ellerini ayakkabılarının etrafında dolaştırmanı anlıyorum.
You're all hungry like me... but I need them.
Hepiniz benim gibi açsınız ama onlara ihtiyacım var.
From what I hear with this case, you're gonna need all the help you can get.
Davayla ilgili duyduklarımdan sonra, alabileceğin her yardıma ihtiyacın olacak.
You're all I need.
- Boşver bunları...
I just need to know you're all right with it.
Sadece senin için uygun mu bilmek istedim.
You're all I need.
İhtiyacım olan tek şey sensin.
'Cause you still crazy, I say you stay here and you beat up on all your old friends,'cause we don't need you, Bill, if you're crazy.
Çünkü eğer öyleysen burada kal. Ve eski dostlarını döv. Eğer öyleysen sana ihtiyacımız yok.
I need to know you're going to be all right.
İyi olacağını bilmem gerek.
But I reckon there's no need for it if all you're gonna do... is sit there in that chair.
Şimdiyse, sanıyorum buna hiç gerek yok nasılsa tek yapacağın o sandalyede oturmak olacak.
You're gonna get it all back tonight, I promise you. You know what you need?
Bu gece eski gücünüze geri döneceksiniz, söz veriyorum.
Look, uh, I know you're supposed to be my sponsor and all that shit, show me the ropes, but I don't need any help. All right?
Bak, bana destekçilikle yükümlü olduğunu biliyorum... ve bana ipleri filan gösterdin ama yardımını istemiyorum, tamam mı?
No, man. I just know you're gonna need someone... to look after you while you adjust to all this space.
Hayir sadece bu koca yere alisana kadar... bir kilavuza ihtiyacin olacagini dusundum.
"You're all the Mary Jane I'll ever need."
"İhtiyacım olan her şey sensin Mary Jane."
If you think I'm just plucky and scrappy and all I need is love... you're in over your head.
Sadece sevgiye ihtiyacım olduğunu düşünürseniz çok yanılırsınız.
- The promo meeting ran long and after that there was traffic all the way up I-95 and I know that Ann Landers said... that you're never supposed to give more than one excuse when you're explaining yourself to somebody, but that is the truth Mitch, and I really need you to believe me.
- Promo toplantısı uzun sürdü ve ondan sonra trafik vardı bütün I-95 yolu boyunca ve Biliyorum Ann Landers... hiçbir zaman kendinizi anlatırken hiçbir zaman birden fazla özür belirtmeyin dedi, ama bunlar doğrular Mitch, ve gerçekten bana inanmana ihtiyacım var.
I can feel it. You of all people need to know about this, because you're the one that can do something.
Siz, bütün insanlar bunları öğrenmeli çünkü bir şey yapabilecek tek kişi sizsiniz.
But first I need to know if you're all right.
Ama öncelikle, iyi olup olmadığını bilmem lazım.
And you're the one calling all the shots. I don't need this flavored fog and floating stuff.
Sen buna çakır keyif diyorsun ama bu kokulu sis ya da havalanma gibi şeylere ihtiyacım yok.
I couldn't just jump into bed with somebody... even if all you're after is just the sex. I need the time.
Peşinde olduğum seks bile olsa bir kızla hemen yatağa atlayamam.
Minnie, you're all the music I'll ever need
Minnie, ihtiyacım olan tek müzik sensin.
OK, I'm going to need an exclusivity clause, though stating that you agree to put Smoothaise on every serving platter, and then we're all set.
Ben özel bir maddeye ihtiyacım olacak. Eğer her servis tabağına Yumuşakça'yı koymayı kabul edersen, ben varım.
All I need is a signature stating you want the case re-opened... and then I can get all the paperwork ready by tomorrow.
İhtiyacım olan tek şey ; davanın tekrar açılmasını istediğine dair bir imzan. ve sonra ben yarına kadar bütün yasal işlemleri halledeceğim.
I understand how you all must be feeling... and I know it's going to be difficult... but we need to ask questions regarding today's events... while they're still fresh in your mind.
Nasıl hissettiğinizi anlıyorum ve bunun ne kadar zor olduğunu tahmin edebiliyorum ; ama olaylar hafızanızda yeni iken size bu olay hakkında bir kaç soru sormalıyız.
And I also find it kind of discouraging that you seem to think that I'm... in need of some kind of spiritual guidance or what have you. So much so that you're willing to disregard the fact that I don't believe in any of this stuff at all
Ve benim bu tür şeylere inanmadığım gerçeğini... gözardı ederek bana manevi rehberlik ya da herneyse yapmaya çalışman, beni hayalkırıklığına uğrattı.
You need to have everyone firing on all cylinders if you're gonna take things to new levels or new directions. And I felt a lot of guilt about that, because if I'd kept my act together,
İşleri yeni boyutlara ve yeni yönlere götürecekseniz, herkesi silindirlerin altına atmanız gerek.
We're doing this because I wantyou all to have everything you need atyour fingertips.
Bunları yapma sebebimiz şu : Sen ve diğerlerinin bu bilgilere kolayca ulaşmanızı İstiyorum.
I know you're all getting ready for the big talent show tonight, but the following campers need to put their trunks out, so the early bus to Boston can pick them up at 7 : 30 a. m.
Bu geceki yetenek gösterisine hazırlandığınızı biliyorum ama şimdi sayacağım kampçılar eşyalarını çıkaracak. İlk gelen Boston otobüsü yedi buçukta onları alacak.
All I need to know right now is you're a murdering son of a bitch.
Şu anda bildiğim tek şey senin katil bir orospu çocuğu olduğun.
All I need to know is that you ´ re gonna be at my house tomorrow after school.
Tek bilmek istediğim yarın okuldan sonra bana gelip gelmeyeceğin. Anlaştık mı?
All I need to know is that you ´ re gonna be at my house tomorrow.
Tek bilmek istediğim yarın evimde olup olmayacağın.
The one time I need you to be crazy prison guard lady... you're all,'Hey, man, whatever.'
İlk kez "deli bekçi kadın" lığınıza ihtiyacım oldu siz "Aman, boşver" havasındasınız.
So all I'm saying is I don't think I need any fatherly advice from you about how to live my life when you're not doing such a hot job living yours.
Yani tüm söyleyeceğim, hayatımı nasıl yaşayacağım konusunda nasihate ihtiyacım olmadığı zaten iş durumuna baktığımızda buna gerek olmadığı apaçık.
All right, listen. You're five seconds away if I need you, so watch me.
Sadece beş saniye uzağımdasınız, size ihtiyacım olabilir, beni izleyin.
- Charlie, all those people I found- - all the ones they didn't even need- - they're dead because of me. Hey, you didn't kill them.
İzini sürdüğüm onca insan, hatta bu işle alakası olmayanlar bile, benim yüzümden öldüler
I figure you all got luggage you're gonna need
Anladığm kadarıyla ihtiyaç duyabileceğin herşeyi yanına almışsın.
You're all I need.
İhtiyacım olan tek şey.
Before we go on, we need to make sure that we're spiritually clean, so, I've made a list of sins that you all need to be forgiven for.
Başlamadan önce, herkesin ruhen temiz olduğundan emin olmalıyız, bu yüzden hepinizin affedilmesi gereken günahlarını listeledim.
You're kind, and you're giving, and you do all the right things. But I need to be with someone who pushes me to be a better person.
Kibarsın, cömertsin, hep doğru şeyleri yapıyorsun ama ben, beni daha iyi bir insan olmaya zorlayacak biriyle birlikte olmalıyım.
We don't have a lot of time, and you're the first personality that's been helpful, so I need you to think, all right? How could this happen?
Fazla zamanımız yok, ve sen yardımcı olan ilk kişiliksin, bu yüzden düşünmene ihtiyacım var, tamam mı?
- We need to find him...'cause we're all out of film, if you know what I mean.
- Onu bulmalıyız çünkü elimizdeki filmlerin hepsi bitti, anlarsınız ya.
I need all of you to stop what you're doing and listen.
Hepinizin yaptığını bırakıp... beni dinlemesini istiyorum.
I know you're under the impression you're fine, that all you need to do is hold yourself together and bury yourself in work.
İyi olduğunu, sadece ayakta durmanın yettiğini sandığını,.. ... kendini işle meşgul etmeye çalıştığını biliyorum.
I've only read two, and if you think they're all the same, then we definitely need to talk, Kate.
Sadece iki tane okudum, eğer benzediklerini düşünüyorsan kesinlikle konuşmamız gerek Kate.
you're all set 139
you're all mine 16
you're all clear 18
you're all i've got 43
you're all i have left 22
you're all going to die 16
you're all done 27
you're all grown up 36
you're all good 25
you're all right 945
you're all mine 16
you're all clear 18
you're all i've got 43
you're all i have left 22
you're all going to die 16
you're all done 27
you're all grown up 36
you're all good 25
you're all right 945