Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ Y ] / You're my mother

You're my mother перевод на турецкий

831 параллельный перевод
Since you're my mother, probably after you.
Sana çekmiş olmalıyım.
I'm a man with a program, a man of action. I'm phoning my mother that I found you and we're coming up on the evening train.
Anneme telefon edip, seni bulduğumu ve akşam treniyle geleceğimizi söylüyorum.
You throw me out of your room, run off to your mother's... now you shrink away from me as though you hated me. You're my wife.
Beni odandan attın, annene kaçtın... şimdi ise benden nefretle korkuyorsun, Sen benim karımsın.
You're trying to insinuate I'd get your mother to invite Eugene Morgan here on my account.
Annene Eugene Morgan'ı buraya kendim için çağırttığımı ima ediyorsun.
But you're my mother.
Ama sen benim annemsin.
You're a bad boy, and my mother says I shouldn't talk to bad boys.
Kötü bir çocuksun ve annem kötü çocuklarla konuşmamam gerektiğini söyledi.
My mother and brother feel shocked that you're in their house.
Annem ve kardeşim onların evinde olduğun için dehşet içindeler.
That's why. You're just a nice old man with whiskers, like my mother said.
Uzun beyaz sakalları olan iyi kapli bir ihtiyarsın sadece.
While I nurse my poor sick mother you're playing at snowballs
Hasta anneme! Siz karda oynarken ben hasta bakıcılığı yapıyorum.
But you're the mistress here, more than anybody else, more than my mother.
Ama sen buranın hanımısın, herkesten daha fazla, annemden bile daha fazla.
I can't get it into my head that you're the mother of a child.
Bir çocuk annesi olmanı aklım almıyor.
I know you're my mother
Annem olduğunu biliyorum.
You're not taking my mother's place.
Annemin yerini almıyorsun.
But if you're still going to be stubborn, you won't be my mother anymore. "
"Yine de inadına devam edersen, artık benim annem değilsin." dedim.
Every single girl we went to normal school with... is married and pregnant or about to be... while I'm residing with my mother and brother... and you're still occupying'the bedroom you had when you was 13.
Okula beraber gittiğimiz bütün kızlar evlenmiş, hamile ya da kalmak üzere. Ben burada annem ve kardeşimle oturuyorum. Sen 13 yaşından beri aynı odada yaşıyorsun.
'You're in the core of my soul, mother Kali!
'Ruhumun merkezisin, Anne Kali!
- You're about to come into some money. When my dad died, he left my mother boatloads of cash.
Babam öldüğünde, anneme bir vapur dolusu para bıraktı.
My mother always used to say : Gaspard, you're too sensitive.
Annem bana hep "Gaspard, çok duygusalsın" derdi.
You're my mother.
Sen benim annemsin.
I suppose I only imagine... that you're trying to win my mother's affections?
Ben sadece senin, annemin duygularını kazanmaya çalıştığını hayal mi ediyorum?
Other than my mother, you're the first person I've dined with.
Annemi saymazsak birlikte yemek yediğim ilk insansın.
My mother told me you're a widow.
Annem, dul olduğunuzu söyledi.
Are you sorry to find out you're not my son, that I'm neither your father or mother?
Oğlum olmadığını, başka bir deyişle... annen ya da baban olmadığımı öğrenmek seni üzdü mü?
You're not leaving them outside, they're my mother's eggs.
Onları dışarıda bırakma, annemin yumurtaları.
You said that to my mother because you're mad at me for not wanting children yet and because I'm no fun anymore and we don't have enough hot, nasty sex because I'm always bitching about bills.
Anneme öyle söyledin, çünkü henüz çocuk istemediğim için deli oluyorsun çünkü artık gözünde eğlenceli biri değilim, yeterince ateşli sevişmiyoruz çünkü ödemelerimiz konusunda başının etini yiyorum.
Now you're being insulting to my mother.
Şimdi de anneme hakaret ediyorsunuz.
You're not my mother.
Sen annem değilsin.
You're not my mother!
Sen benim annem değilsin!
You're not my mother. You're my enemy!
Sen benim annem değilsin.
Our parents are dead and you're not my mother!
Ailemiz öldü ve sen benim annem değilsin!
You're my mother's hairdresser.
Annemin kuaförüsün.
Those dreams I had about my mother's... you know they're coming back, Marian.
Annemle ilgili gördüğüm rüyalar... hani geri dönüyorlar, Marian.
Anyway, that's what you're to tell my mother.
Neyse işte, anneme de böyle söylersin.
ALL THE THINGS I TOLD YOU ABOUT MY MOTHER, THEY'RE ALL LIES, EVERY ONE OF THEM.
Neden böyle bi şey yapmaya başladığımı bilmiyorum.
I want my mother. You're not my mother.
Sen benim annem değilsin.
You're not my mother.
Sen benim annem değilsin.
You're not my mother. Everybody shut up!
Sen benim annem değilsin.
- You're my mother.
- Sen benim annemsin.
You're working for my mother?
Annem için mi çalışıyorsun?
No, you're not my mother.
Hayır, sen benim annem değilsin.
- You're not my mother.
- Sen benim annem değilsin.
Ma, just'cause you're my mother doesn't mean you have to eat it.
Anne, annem olduğun için bunu yemene gerek yok.
You're not only offending my mother and myself but your husband as well.
Anneme ve bana ettiğin kadar kocana da hakaret ediyorsun.
You're gonna put my mother on tape?
Annemi mi çekeceksiniz?
I need a mother to bless my way... to tell me, "Son, you're right"
Yolumu kutsayacak bir anneye ihtiyacım var. Bana, "Haklısın, evlat" diyecek.
You're not my mother, you're not my father, you're not anyone to me.
Annem değilsin, babam değilsin, benim için hiçbir değerin yok.
You're my mother.
Sen annemsin.
If you think I'm gonna pay some parasite $ 100 an hour to listen to me rattle on about my experiences in my mother's womb, you're crazy.
Ana karnında yaşadıklarımı anlatayım da dinlesin diye bir asalağa saatine 100 dolar vereceğimi sanıyorsan çıldırdın demektir.
You're breaking my balls talking about my mother!
Annemden bahsederek bana eziyet ediyorsun!
- Promise you're going to leave as soon as my mother gets home.
- Annem döner dönmez ayrılacağınıza söz verin.
If you're worried about me, I'm only doing this for my mother.
Beni düşünüyorsan, ben bunu sadece annem için yapıyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]