You're not going home перевод на турецкий
158 параллельный перевод
You're not going home until I send you!
Ben seni gönderene kadar eve gitmiyorsun!
You're not going to take me home at all.
Sen beni eve felan bırakamayacaksın.
You're not going home?
Evine gitmiyor musun?
Friends or not, you're going home.
Arkadaş falan anlamam, doğru eve.
You're all unsnapped here. Get away. I'm not going home.
Evet gitmeyeceğim, benimle dans etmene de gerek yok.
You're not going to make me walk home.
- Francis benim yürüyerek mi eve gitmemi istiyorsun?
You trying to tell me we're not going home?
Bana eve dönmeyeceğimizi mi söylüyorsun?
If you decide you're not going to be reasonable, then one night, when you come home, you'll find me on the inside... waiting for you.
Eğer akılcı olmayacağına, karar verirsen o zaman, bir gece eve geldiğinde beni içeride seni beklerken bulacaksın.
No, you're not going home.
Hayır, eve gitmiyorsun.
I don't know what you mean. Look, since you're not going home you can share my chow.
Bak, eğer eve gitmeyeceksen yemeğimi paylaşabilirsin.
Before I begin the lesson, will those of you playing in the match this afternoon move your clothes down onto the lower peg immediately after lunch before you write home, if you're not getting a haircut unless you have a brother going out this weekend as the guest of another boy then collect his note before lunch, put it in your letter after your haircut.
Derse başlamadan önce, öğleden sonraki maçta... oynayacak olanlar, öğle yemeğinden hemen sonra... saç tıraşı olmayacaklarsa, giysilerini... alt kattaki askılığa, eve mektup yazmadan önce assın. Eğer hafta sonu erkek kardeşiniz başka bir oğlanın evine izne gidecekse... yemekten önce onun söyleyeceklerini not edip mektubunuza ekleyin.
And there's no point in going home until you're not so afraid of not growing up.
Ve sen büyüyüp gelişmekten korkmayıncaya kadar eve dönmek için bir yol yok.
- You're not going to drive home?
- Arabayla eve gitmeyeceksin, değil mi?
You're not going home early?
Eve erken mi döneceksin?
- You're not going home already, are you?
- Hemen eve gitmeyeceksin değil mi?
Well, if you're not in love with me, I'm going home.
Tamam. Bana aşık değilsen, ben de eve gidiyorum.
You're not going home as the new emperor.
Vatanına yeni imparator olarak dönemeyeceksin.
You're going to jail for what you did.. .. and I will not have that child placed in a foster home.
Yaptığın şeyler yüzünden hapse gireceksin ve ben o çocuğu bakım evlerine gönderemem.
- So you're not avoiding going home?
- Yani eve gitmeni ertelemiyorsun?
You " re not going home?
Eve dönmüyor musun?
You're not talking about going home, Bartleby.
Sen eve dönmekten bahsetmiyorsun, Bartleby.
We're going home, Loki... and no one, not you, not even the Almighty Himself... is gonna make that otherwise.
Eve dönüyoruz, Loki... Ve hiçkimse, ne sen, ne de Tanrı'nın kendisi bunu engelleyemez.
Because at this point, when you're not home today, when I'm not home today, people are going to start noticing.
Çünkü bu durumda, sen bugün evde değilken, ben bugün evde değilken, insanlar farkında varmaya başlayacaklar.
You're not going home?
- Eve gelmeyecek misin?
- You're not going anywhere but home.
- Buradan doğru evine gideceksin.
You're not going home!
Eve gitmek yok!
You're not going home alone.
Eve tek başına gitmeyeceksin.
You're not going home, Darlene.
Eve dönemezsin, Darlene.
I'M NOT GOING HOME. WELL, YOU'RE NOT STAYING HERE!
Benim için hiç bir şey ifade etmiyorsun.
You're not going home?
Eve gitmeyecek misin?
- You're not going home through that rain, I hope?
- Bu yağmurda eve gitmeyeceksin umarım.
If you're not going home, how about a hot meal?
Eğer eve gitmiyorsan, sıcak yemek yemeye ne dersin?
You're not going home.
Eve gitmiyorsun.
You're not going home lf you step out of this place, you'll go to the cop-house
Eve gitmiyorsun. "Eger dışarı bir adım atarsan, seni karakola götürürler"
Listen you're going to go home, and you're not going to do anything stupid, okay?
Dinle evine gideceksin ve aptalca birşey yapmaya kalkışmayacaksın, tamam mı?
I'm not going home until you promise you're coming with me.
Benimle eve geleceğini söyleyene kadar gitmiyorum.
Jackie, you're not going home.
Jackie, eve falan gitmiyorsun.
You're not going home, are you, Sasha?
Eve dönmüyorsun ya, Sasha?
You're not going home, Mike.
- Eve gitmiyorsun Mike.
So you're not even going home?
- Yani artık eve gitmiyor musun?
We're going to get you a ride home. It's a halfway house, it's not a home. Okay.
- O ev değil rehabilitasyon merkezi.
But what he doesn't know is if he makes it or not, you're never going home.
İsteğimi yapsa da, senin asla eve dönemeyeceğini bilmiyor.
So you're not going home for Thanksgiving?
Şükran Günü için memleketine gitmeyecek misin?
Look, Robin, you're not going home.
Bak, Robin, eve gitmeyeceksin.
You know, actually, if we're not going to take Cohen home, we could stay here.
Aslında, eğer Cohen'ı eve götürmüyorsak biz burada kalabiliriz.
You're not going to go home now, are you?
Hemen eve gitmiyorsun, değil mi?
You're not going back out to your moonscape, you're not going back to work, and you're not going home.
Sen işine dönmüyorsun. Sen de eve gitmiyorsun.
You're not going home tonight unless that pad is full.
Önündeki kağıt dolmadan eve gitmeyeceksin.
You're not going home?
Eve gitmiyor musun?
- What, you're not going home?
Tamam. Sen eve gitmiyor musun?
And you're not going home now.
Ve şimdi eve gideceğine buradasın.
you're not my type 58
you're not serious 282
you're not listening 211
you're not real 156
you're not mad at me 38
you're not 3927
you're not ready 114
you're not gonna die 103
you're not wrong 99
you're not stupid 85
you're not serious 282
you're not listening 211
you're not real 156
you're not mad at me 38
you're not 3927
you're not ready 114
you're not gonna die 103
you're not wrong 99
you're not stupid 85
you're not going anywhere 673
you're not listening to me 216
you're nothing to me 17
you're not alone 369
you're nothing 173
you're not my father 78
you're not making any sense 120
you're not helping 147
you're not supposed to be here 135
you're not going 189
you're not listening to me 216
you're nothing to me 17
you're not alone 369
you're nothing 173
you're not my father 78
you're not making any sense 120
you're not helping 147
you're not supposed to be here 135
you're not going 189