Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ Y ] / You could have

You could have перевод на турецкий

20,910 параллельный перевод
You could have a billion-dollar company.
Milyar dolarlık bir şirketiniz olabilir.
If you pushed a little harder, you could have scored right there on camera.
Biraz daha zorlasan canlı yayında vurur geçerdin.
The government sent him over there to do paralegal training, so it would have been nice if you could have shown a little support.
Hükümet onu oraya asistan avukat eğitimi için gönderdi, yani bana biraz yardımcı olsanız iyi olur. iyi olur.
You could have had a party in any one of your apartments.
İstediğiniz dairede parti verebilirdiniz.
Oh, Pauly, if you could have known that Boston was gonna turn out so wussy, you never would have warned anybody.
Pauly * Boston'ın bu kadar korkak bir yer olacağını bilseydin kimseyi uyarmazdın herhâlde.
You could have said something to the police.
Polise bir şeyler söyleyebilirdin.
You could have killed us!
Bizi öldürebilirdin!
If you had published what you knew, do you think that you could have prevented her death?
Öğrendiklerinizi yayınlasaydınız, o kadının ölümüne engel olacağınızı hiç düşündünüz mü?
If only you could have protected Alex's.
- Alexinkini de koruyabilseydin keşke.
There's nothing you could have done.
Yapabileceğin bir şey yoktu.
You could have fooled me.
Beni kandırabilirdin.
If you had told her how you feel, you could have found closure or opened the door to something wonderful.
Hislerini O'na söylemiş olsaydın eğer, kapalı olan bir kaç kapı bulsaydın ve o kapıları harika bir şekilde açsaydın.
You could have done it for me.
Benim için silebilirdin.
Yeah, but in those years, you could have found some real happiness.
Evet, ama o yıllar süresince gerçek mutluluğu bulabilirdin.
There was a time when you could have known for sure.
Kesin olarak bilebileceğin bir zaman vardı.
You could have stayed at my place.
- Benim evimde kalabilirdin.
You could have told them you destroyed my entire weekend.
Tüm hafta sonumun içine ettiğini söyleyebilirdin. Umarım farkındasındır.
You could have just left it alone.
Oraya hiç gitmeyebilirdin.
You could have just saved me.
Sadece beni kurtarabilirdin.
You could have been a murderer if I just let him die.
Ölmesine izin verseydim katil olabilirdin.
You realized that you could have it and get rich in the process.
İntikamınızı alıp, süreç içinde zengin olabileceğinizi fark ettiniz.
Even the marauders, you could have a conversation with.
Şakilerle bile insan oturup konuşabiliyor.
You could have left me outside that bar.
Beni barın dışında bırakabilirdin.
You are the best aunt we could ever have.
Sahip olabileceğimiz en iyi hala sensin.
Ms. Clara, could we have a word with you?
Bayan Clara, sizinle biraz konuşabilir miyiz?
I don't know if it's appropriate, but do you have a number I could call, in case of an emergency? Sure.
Yapar mısın bilmiyorum ama acil bir şey olursa diye numaranı alabilir miyim?
I have a revolutionary new product that will make you fly faster, farther, and metaphorically further than you ever could have before.
Devrim niteliğinde sizi hızlı ve uzağa uçurabilen bir ürünüm var öncekinden çok daha iyi.
Could you not have rung, texted?
Mesaj gönderemiyor musun?
I could have you read it, but...
Sana okutabilirdim, ama...
You think Dylan could have killed Janet?
Dylan'ın Janet'i öldürebileceğini düşünüyor musun?
And you've grown more powerful than I ever could have foreseen.
Ve hiç tahmin edemediğim kadar güçlü birisi oldun.
You said that I could have whatever I wanted and I have nothing.
İstediğim her şeye sahip olabileceğimi söyledin ama hiçbir şeyim yok.
Do you have any idea what this could have done to me?
Bunun bana neler yapabileceğine dair bir fikrin var mı?
I mean... you had one made, so... he could have one too.
Demek istediğim sen kopyasını yaptırmışsın, o da yaptırmış olabilir.
If I were to release a statement, could you have a look over it?
Bir açıklama yayınlarsam üzerinden geçer misin?
You could also always have gum.
Yapışkan da olabilirdin.
Caroline, do you have any idea who this N.N. could be?
Caroline N.N.'in kimin olabileceği konusunda bir fikrin var mı?
We have no way of knowing what could be waiting there for you.
Bizi o zamanda ne beklediğine dair hiçbir fikrimiz yok.
I could have been killed, you know!
Öldürülebilirdim.
so I have a pretty good knowledge of the law, and unless you tell me why you're fucking with me, this could constitute an illegal stop.
Yani kanunları iyi bilirim. Beni neden durdurduğunu bana söylemezsen bunun yasa dışı bir durum olduğunu söyleyebilirim.
How could you have let me down like this?
Beni nasıl böyle yüzüstü bırakırsın?
They disrespected the bull. Do you think our unsub was on the course? Or he could have been in the Plaza.
Şüpheliler Amerikalı olduğundan Rodrigo'yu hedef aldılar ve Chevy'sine ihtiyaçları vardı.
That's where they post the photos of the day's runs. He could have seen each one of our victims from there. Address is on its way to you now.
Niye kimse beni dinlemiyor?
If I had known that you'd been arrested, I could have done something!
Tutuklandığını bilseydim bir şeyler yapardım.
If you have decided to give this to us, could we ask for another one?
Bunu bize vermeye karar verdiğinize göre bir tane daha rica edebilir miyiz?
You don't have to. But there must be someone else who could.
Zorunda değilsin ama söyleyecek biri vardır.
Do you also know that... he could have died if it weren't for you?
Ayrıca sen olmasaydın o hasta ölebilirdi, biliyorsun değil mi?
- You have no love. - Haven't you ever thought... that it could be out of pity?
- Bunun acıma duygusu olduğunu hiç düşünmedin mi?
What could you have possibly done?
Ne yapmış olabilirsin acaba?
You know, if you'd checked in with me, I could have saved you a trip.
Eğer bana haber verseydiniz sizi zahmetten kurtarırdım.
I wanted you to have something precious so that I could take it from you.
Önem verdiğin bir şey olmalı ki bunu senden almalıydım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]