You did it on purpose перевод на турецкий
137 параллельный перевод
You did it on purpose.
- Bunu bilerek yaptınız.
You mean you did it on purpose?
Yani kasten mi yaptın?
You did it on purpose.
Kasten yaptın.
You did it on purpose.
Bunu özellikle yaptın.
You did it on purpose. - It's her fault.
Bunu bilerek yaptın.
You don't know you did it on purpose.
Kasten yaptığını bilmiyorsun.
You did it on purpose, right?
Bilerek yaptın, değil mi?
Tell me you did it on purpose.
Bana bilerek yaptığını söyle.
You did it on purpose
Bunu kasıtlı olarak yaptın.
You did it on purpose, didn't you?
- Az kaldı çarpıyordun!
- You did it on purpose.
- Bunu kasten yaptın.
- You did it on purpose.
Bilerek yaptın.
You did it on purpose.
Bilerek yaptın.
I thought you did it on purpose.
Bence kasıtlı yaptınız.
You did it on purpose, didn't you?
Bunu kasıtlı olarak yaptın değil mi?
- You did it on purpose.
- Bilerek yaptin.
- You did it on purpose!
- Kasten yaptin!
You did it on purpose!
Bilerek yaptın!
You did it on purpose.
Özellikle yaptın değil mi?
You did it on purpose, I give up.
Kasten yaptın bunu. Tamam vazgeçiyorum.
You did it on purpose.
Bilerek.
- YOU DID IT ON PURPOSE!
- Bunu bilerek yaptın!
- You did it on purpose.
- Sen bilerek yaptım.
Whether you did it on purpose or by accident... Colonel!
Safi bir kaza ya da kasıtlı bile olsa...
You did it on purpose!
Bunu kasten yaptın!
I'd almost think you did it on purpose, Herb, if I thought you had a spine.
Eğer karakterin olduğunu düşünsem, nerdeyse bunu bir amaç için yaptığını düşüneceğim, Herb.
You did it on purpose?
Kasti mi yaptın?
- You mean you did it on purpose?
_ Bilerek yaptığını mı ima edioyrsun!
- You did it on purpose.
- Bilerek yaptın.
Doesn't mean you did it on purpose.
Bu isteyerek yaptığın anlamına gelmiyor.
only difference is... you did it on purpose.
Aradaki tek fark, sen bunu bilerek yaptın.
I heard you did it on purpose because you wanted to carry me
Beni sırtında taşımak için tüm bunları yaptığını duydum.
I'm not saying that you did it on purpose.
Kasten yaptın demiyorum.
You did it on purpose.
Mahsus yaptın.
Even worse, you did it on purpose.
Daha da kötüsü, bilerek yaptın.
You did it on purpose?
Ne, bilerek mi yaptın?
You did it on purpose?
- Ne? - Bilerek mi etmedin?
Did you lose it on purpose?
Yitirmemiş, bilerek vermişsin yani?
Was that an accident, or did you do it on purpose?
Bu bir kaza mıydı, yoksa bilerek mi yaptın?
You did that on purpose, Gary. Don't you deny it.
Bilerek yaptın Gary, inkar etme.
I think he did it on purpose, if you ask me.
İnan bana özellikle bilerek kötü yapılmış makyajla.
He knew that he's no match for you, that's why he did it on purpose.
Senin gizli saldırını açığa çıkarmak maksadıyla yapmış olabilir.
You're rationalising this whole thing like it's something you did on purpose.
Sanki isteyerek yapmış gibi savunuyorsun.
You think we did it on purpose?
Bilerek yaptığımızı mı sanıyorsunuz?
Perhaps he did it on purpose because you bothered him.
Belki de onu sıktığın için bunu bilerek yaptı.
I did it on purpose, so that you really want me.
Mahsusudan yaptım, beni daha çok özlemen için.
You know... Did you do it on purpose or was it an accident?
Acaba kasten mi yaptın yoksa kaza mıydı?
Come on, I told you, people thought that we did it on purpose.
Hadi insanlar bunu kasten yaptığımızı düşündüler.
It's an omelette with Jack cheese. - You did this on purpose.
- Jack peynirli omlet istiyorsun.
Did you leave it on purpose?
Bilerek mi bıraktın?
Do you think I did it on purpose? Huh?
Kasten mi yaptım sanıyorsun?