You didn't hear this from me перевод на турецкий
43 параллельный перевод
Look, you didn't hear this from me, but there are a couple of men here in Bangkok who claim they've seen American P.O.W.s in Laos.
Bunu benden duymadınız ancak Bangkok'da, Laos'da savaş esiri gördüğünü söyleyenler var. Sizi onlarla temasa geçirebilirim.
- You didn't hear this from me.
- Benden duymadın.
Oh, by the way you didn't hear this from me.
Oh, bu arada bunu benden duymadınız.
You didn't hear this from me.
Benden duymamış ol.
Okay! You didn't hear this from me but you know that Bar and Bite Club off La Cienega and Washington?
Bunu benden duymadın ama La Cienega ve Washington'ın köşesindeki Bar ve Vampir kulübünü biliyor musun?
Hey, you didn't hear this from me, all right?
Bunu benden duymadınız tamam mı?
You didn't hear this from me.
Bunu benden duymadınız, tamam mı?
I'm gonna talk to your friends. You didn't hear this from me.
Benden duymadın.
You didn't hear this from me!
Benden duymadın!
You didn't hear this from me, but Josh is starting to do something new with his hair.
Bunu benden duymamış olun ama Josh saçına yeni bir şekil vermeye başlamış.
You didn't hear this from me.
Bunu benden duymadın.
You didn't hear this from me, but Catherine's not gonna set to Megan anymore,'cause Megan started seeing her ex, Jimbo.
Bunu benden duymadın, ama Catherine bir daha Megan ile görüşmeyecek,'çünkü Megan onun eski erkek arkadaşı Jimbo ile görüşmeye başladı.
You didn't hear this all from me, all right?
Bunu benden duymadınız, tamam mı?
Listen, you didn't hear this from me, but I got a call all right.
Dinle, bunları benden duymamış ol ama o gece bir telefon geldi.
Now, you didn't hear this from me, but she has a secret crush on you.
Şimdi, bunu benden duymuş olma, ama senden çok hoşlanıyor.
You didn't hear this from me.
Bunu benden duymuş olma.
Well, you didn't hear this from me, Bill.
Dinliyorum. Bunu benden duymamış ol, Bill ama orada pusuya düşürülmek üzeresin.
YOU DIDN'T HEAR IT FROM ME, BUT OWEN TOTALLY LIKES YOU. THIS HAS BEEN :
Sizlere "Ölü Terörist Ahmed... gizli bilgileri paylaşıyor." u sunduk.
You didn't hear this from me, But you guys should go to val's discount motors On la cienega.
Bunu benden duymuş olmayın ama bence La Cienega'daki Val'ın ikinci el otomobil pazarına gidin.
But you didn't hear this from me.
- Ama beni dinlemiyorsun.
Well, apparently, supposedly... you didn't hear this from me... but Rudolph Valentino once swung across this room on a chandelier.
İyi, varsıyama göre sen bunu benden duymadın ama bu odanın avizeleri Rudolph Valentino'ya zarar vermiş.
Of course, you didn't hear any of this from me. - No.
Başkalarının bilmedikleri, bizi biz yapan şeylerdir.
You didn't hear this from me, but Jasmine and Isabelle,
Benden duymadın tamam mı? Jasmine ve Isabelle'i konuşurken duydum.
All right, well, so you don't get too anxious, and you didn't hear this from me, but you might wanna check out the Pacific Palms Hotel.
Pekâlâ, o kadar heyecanlanmazsan eğer ve bunu benden duymadın ama Pasific Palms Hotel'e bir bakmak isteyebilirsin.
Look, you didn't hear this from me.
Bak, bunu benden duymadın.
You didn't hear this from me.
Bunu benden duymadınız.
You didn't hear this from me, But the administration doesn't think tiaras And orange jumpsuits are a good fit.
Benden duymuş olma ama yönetim, taç ve mahkum kıyafetlerinin pek uyumlu olmadığını düşünüyor.
You didn't hear this from me, but your undercover work with the Sanfinos has got a lot of eyes on you.
Bunu benden duymuş olma ama Sanfinos ailesi içindeki gizli görevin ilgili üzerine çekti.
I really didn't want you to hear this from me, but since you're insisting...
Bunu benden duymanı gerçekten istemezdim, ama çok ısrar ettiğin için...
Mm-hmm. You didn't hear it from me, but I overheard him on the phone this morning.
Benden duymuş olma ama bu sabah telefonda konuşurken duydum.
You didn't hear this from me!
Kimseye benim söylediğimi söyleme.
You didn't hear this from me, but...
Bunu benden duymadın,
- You didn't hear this from me.
- Bunu benden duymadın.
Look, you didn't hear this from me, but... they found a camper yesterday out in Black Bear Lake State Park.
Bak, bunu benden duymadın ama Black Bear gölü parkında bir kampçı bulmuşlar dün.
Look, you didn't hear this from me, but we're tracking his phone, his car, every move that's gonna lead us to Katie.
Bunu benden duymamış ol ama telefonunu ve arabasını takip ediyoruz. Yaptıkları bizi Katie'ye götürecek.
Listen, you didn't hear this from me.
Dinle, bunu benden duymuş olmadın.
You didn't hear this from me.
Benden duymadın.
I wanted you to hear this from me, but if anyone asks, this conversation didn't happen.
Bunu benden duymanı istedim, ama biri sorarsa, böyle bir konuşma asla olmadı.
You didn't hear none of this from me.
Bunların hiçbirini benden duymadın.
You didn't hear this from me, but...
Bunu benden duymadın, fakat...
You didn't hear it from me... but I don't think this is going to be your investigation for too much longer.
Benden duymuş olmayın ama bu soruşturmanın uzun süre sizde kalacağını sanmıyorum.