Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ Y ] / You don't have to yell

You don't have to yell перевод на турецкий

116 параллельный перевод
You don't have to yell, Mike.
Bağırmak zorunda değilsin, Mike.
Sure it was, but you don't have to yell about it.
Tabii ki, o. Ama bağırmayın, sağır değilim.
But you don't have to yell. I can hear every word.
Ama bağırmanıza gerek yok.
- You don't have to yell.
- Bağırmana gerek yok.
- You don't have to yell at me.
- Bana bağırman gerekmezdi.
Mother, you do not have to raise your voice... and you don't have to yell.
Anne, sesini yükseltmek zorunda değilsin... bağırmak zorunda da değilsin.
I don't have to stay here and listen to you yell at me.
Burada kalıp... bana bağırmanı dinlemek zorunda değilim.
- No, you don't have to yell.
- Hayır değilsin.
Hey, man, you don't have to yell at me.
Hey, dostum, bana böyle bağırman gerekmez.
I understand English, and you don't have to yell at me.
Anlıyorum, ayrıca bana bağırman gerekmez.
You don't really have to yell like that.
Böyle bağırman gerekmiyor.
You don't have to yell.
- Bağırman gerekmezdi.
I'm not, and you don't have to yell.
Değilim. Sende bağırmak zorunda değilsin.
Chief, you don't have to yell.
Şef, bağırmak zorunda değilsiniz.
I got it. You don't have to yell.
Tamam, anladım.
- You don't have to yell.
- Evet, biliyorum.
You don't have to yell.
Bağırmana gerek yok.
You don't have to yell through the door.
Kapıdan bağırmana gerek yok Oscar.
You don't have to yell.
Ross, bağırmak zorunda değilsin.
Now, please, sir, you don't have to yell.
Bağırmanıza gerek yok. - Özür dilerim.
YOU DON'T HAVE TO YELL, I HEARD YOU THE FIRST TIME.
Bağırmana gerek yok, ilk defa duyuyorum.
You don't have to yell.
Ve uçağımı hemen şimdi uçurmak istiyorum. Bağırmana gerek yok.
I don't have it in me to yell at you.
İçimden gelmiyor.
YOU DON'T HAVE TO YELL.
Bağırmana gerek yok. Geldim işte.
Ok, you don't have to yell.
Tamam, bağırman gerekmezdi.
You don't have to yell, Luke.
- Bağırmana gerek yok Luke!
You don't have to yell at me, Straub.
- Bana bağırmana gerek yok.
You don't have to yell, Minty.
Bağırmana gerek yok, Minty.
You don't have to yell it through the halls.
Bunu koridorda bağırman gerekmez.
Okay, but you don't have to yell at me.
Tamam, ama bana bağırma gerek yok.
You don't have to yell.
Sen bağırma gerek yok.
The line is crystal clear, you don't have to yell.
Evet, hat gayet net anne. Bağırmana gerek yok.
Mary, you don't have to yell.
Mary, bağırmana gerek yok.
You don't have to yell at me.
Bana bağırmana gerek yok.
You don't have to yell!
Bağırmana gerek yok!
- Okay, you don't have to yell.
- Tamam, bağırmana gerek yok.
You don't have to yell.
Bağırarak konuşmana gerek yok.
How about you come a little bit closer so I don't have to yell?
Ama biraz yaklaş ki bağırmak zorunda kalmayayım.
- You don't have to yell at him.
- Ona bağırmana gerek yoktu.
OK, you don't have to yell at me.
Tamam, bağırmana gerek yok.
Can you come here where I don't have to yell?
Neden buraya gelip bana yardım etmiyorsun?
you don't have to yell at me.
Bana bağırmak zorunda değilsin.
Gee, you don't have to yell.
Bağırmak zorunda değilsin.
You don't have to yell at me!
Bana bağırmak zorunda değilsin!
You don't have to yell.
Bağırmana gerek yoktu.
Listen, I don't think you have the right to yell at me, you know.
Dinle beni, bana bağırma hakkına sahip olduğunu hiç sanmıyorum, öyle değil mi?
- Dad, you don't have to yell...
- Baba bağırman gerekmiyor...
- You don't have to yell.
- Bağırmanıza gerek yok.
I don't see why you have to yell at people.
İnsanlara neden bağırmanız gerektiğini anlamıyorum.
You don't have to yell at me like that.
- Öyle bağırmak zorunda değilsin.
- You don't have to yell at me.
- Bana bağırmana gerek yok.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]