Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ Y ] / You have to be strong

You have to be strong перевод на турецкий

237 параллельный перевод
You have to be strong, it's true, to resist strength.
Güçlü olmalısın, doğru, güce dayan.
You have to be strong.
- Güçlü olmalısın.
You have to be strong.
Zinde olmak zorundasın.
You have to be strong.
Güçlü olmalısın.
You have to be strong now. You have to find courage to face reality.
Şimdi güçlü olup, gerçekle yüzleşecek cesareti toplamalısın.
To be one of us, you have to be strong, alert, smart, and...
Bizden, bir olmak için güçlü, uyanık, zeki, ve...
No more tears, now. You have to be strong.
Şimdi artık gözyaşı yok güçlü olmalısın.
No, no. You have to be strong for your children.
Çocuklar için güçlü olmalısınız.
- You have to be strong.
- Güçlü olmalısın.
We'll execute the search, but we'll need you to guide us so you have to be strong, OK?
Aramayı gerçekleştireceğiz,... ama bizi yönlendirmelisin, o yüzden güçlü olmalısın, tamam mı?
You have to be strong.
Güçlü olmak zorundasın.
- Of course, Elise. Thank you so much again. Ladies, you have to be strong and independent.
Aaron'ı boşamakla çok doğru bir şey yapmış oldun.
You have to be strong for them.
Onlar için güçlü olmalısın.
Yukio, you have to be strong...
Yukio, güçlü olmalısın.
You have to be strong now!
Şimdi güçlü olmalısınız.
Minerva, you have to be strong again.
Minerva, tekrar güçlü olmalısın.
You have to be strong.
Güçlü olmalısınız.
You have to be strong.
GüçIü olmalısın.
You have to be strong for your mother's sake.
Annen için güçlü olmak zorundasın.
You have to be strong, Mom.
Güçlü olmalısın anne.
You have to be strong and concentrate.
Güçlü olmalı ve odaklanmalısın.
You have a duty... be strong and surpass to yourself.
Kocanı yalnız bırakmamalısın! Hele seni sevdiğini öğrendikten sonra! Bir görevin var!
And you have to be terribly strong, even for a man.
Bir de erkek için bile çok fazla güçlü olman icap ediyor.
You must! But you have to be very strong.
Bunu yapmak zorundasın, ama güçlü olman gerekiyor.
You have to be either agile or strong to get your share.
Payınızı alabilmek için ya atik ya da güçlü olmanız gerekiyor.
You'd have to be very strong.
Çok güçlü olmalısınız.
You'll have to be strong now.
Artık dayanıklı olmak zorundasın.
To be strong doesn't mean that you always have to live like this. It means to be able to live like this, too.
Güçlü olmanın anlamı sadece o şekilde yaşamak değildir böyle yaşamaktır bazen de.
Tell me, Dr. Sommers, when people aren't as strong as you'd like them to be and they let you down, have you ever considered forgiving them?
Peki, Dr. Sommers, insanlar senin istediğin kadar güçlü olamayıp seni hayal kırıklığına uğrattığında onları affetmeyi hiç düşündün mü?
I'd have preferred you to be strong enough to kill him all by yourself.
Onu tek başına öldürecek kadar yürekli olmanı yeğlerdim.
- Connie, we have to talk... but first you gotta promise me you're gonna be strong.
- Connie, konuşmamız gerek..... ama öncesinde bana güçlü olacağına dair söz vermelisin.
We thank you, O Lord, for this day and for the food which, in your gracious bounty, you have provided for us so that we might be strong in our service to you.
Buğun için sana şükran duyuyoruz Tanrım ve sana hizmetlerimizde eksik kalmayalım diye bizlere bahşettiğin bütün nimetler için teşekkür ederiz.
You have a wonderful chance to show the whole world that you can be merciful as well as strong, that you're big enough to treat Catherine better than the world has treated you.
Bunu bütün dünyaya göstermek için çok büyük bi şansa sahipsin. Güçlü olduğun kadar merhametlide olabilirsin, Catherine'e dünyanın sana davrandığından daha iyi davranacak kadar büyük olabilirsin.
I follow the case five or six years ago. I happened to see that Noam Chomsky was in for strong criticism even from some of his supporters for doing something which could be interpreted only in terms of a campaign against Israel. Going back years, I am absolutely certain that I've taken far more extreme positions on people who deny the Holocaust than you have.
Makaleler yazarak, milletvekilleriyle konuşarak başladım ve giderek direniş faaliyetlerine daha çok katılmaya başladım.
When do you think I'll be strong enough to have just a little?
Sence ne zaman birazcık içebilecek kadar güçlü olacağım?
You will probably have sufficient cloud base to get into the tower... but please be advised you'll still encounter strong winds and turbulence.
Kule bölgesine gidemezsiniz, çünkü orası çok bulutlu. Ama lütfen güçlü rüzgar ve türbülanslara karşı dikkatli olun.
Aladdin, you have proven to be a man of strong moral character.
Aladdin sağlam karakterli bir erkek olduğunu kanıtladın.
I know what you may have heard from the FBI,..... but I have a strong feeling your son is going to be found.
FBI'ın size ne söylediğini bilmiyorum,... ama oğlunuzun bulunacağına dair güçlü hislerim var.
You don't have to be strong all the time, Xena, sometimes it's good for the soul to be soft.
Her zaman sert olmak zorunda değilsin, Zeyna. Bazen yumuşak ruhlu olmak da iyidir.
Believe me, if you want to survive in America, you have to be fit... and strong.
İnan bana, Eger Amerika'da mücadele edeceksen Sıhhatli... ve güçlü olmalısın
You'll have to strike- - mark my words- - and when you do, you'll have to be strong.
Sözlerimdeki gibi grevde olacaksınız ve yapınca, daha güçlü olacaksınız.
How strong do you have to be to pull a trigger? That was quick.
- Tetiği çekmek için ne kadar güçlü olmanız gerekir ki?
You have a gift that teaches children how to be strong in situations... where most adults would piss on themselves.
Çocuklara, yetişkinlerin bile zayıf düşeceği durumlarda güçlü olmayı öğretiyorsun.
Look, you just have to stay strong a little longer and then you'll be safe.
Biraz daha güçlü olmak zorundasın sonra güvende olacaksın.
You have to teach the farmers to be strong and determined.
Çiftçilere güçlü ve kararlı olmayı öğreteceksiniz.
You just have to be strong.
Güçlü olmak zorundasın.
Honey you don't have to be so strong all the time.
Tatlım. Bu kadar güçlü olmak zorunda değilsin.
You tell the young people, like Liza Bump... ... they have the right to be strong.
Liza Bump gibi genç insanlara güçlü olmaya hakları olduğunu söyleyin.
You'll have to be strong.
Güçlü olmak zorundasın.
Congratulations, man, because true feelings for a woman that's the best experience you're gonna have. lt'll make you strong it'll make you stupid, it will take you closer to being the man you wanna be.
Tebrikler dostum. Çünkü bir kadına karşı duyulan gerçek hisler yaşayabileceğin en iyi deneyimdir. Seni güçlü yapar, aptal yapar ve kesinlikle seni olmak istediğin biri gibi olmaya yaklaştırır.
You have got to be strong.
Güçlü olmalısın. Seni sınıyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]