You know what i mean перевод на турецкий
10,733 параллельный перевод
You know what I mean.
Neyi kastettiğimi biliyorsun.
Okay, that came out weird, but you know what I mean, right?
Bu biraz tuhaf oldu ama ne demek istediğimi anladın, değil mi?
You know what I mean.
- Ne demek istediğimi biliyorsun.
You know what I mean.
Ne demek istediğimi biliyorsun.
You know what I mean.
Ne demek istediğimi anladınız.
Well, I've felt better, if you know what I mean.
Daha iyi hissettiğim olmuştu aslına bakarsan.
You know what I mean,
Ne demek istediğimi biliyorsun,
You know what I mean.
- Ne dediğimi anladın.
If they catch a whiff of favoritism, they are going to tear you apart like... like a beautiful baguette, you know what I mean?
Eğer bir adam kayırmaca kokusu alırsam, hepsi öyle bir kursağında kalır ki... tıpkı bir ekmek gibi, anlıyor musun?
- You know what I mean?
Ne kastettiğimi anladın mı?
You know what I mean!
Neyi kastettiğimi biliyorsun!
You know what I mean?
Anlıyor musunuz?
You know what I mean?
Anlıyor musun?
I doubt he's gonna be the kind of guy you want to tip beers with, you know what I mean?
Küçük oynayacağın türden bir adam olacağından şüpheliyim, anladın mı?
You know what I mean?
- Ne demek istediğimi anladın mı?
Oh, how do you know David? You know what I mean.
Kimi kastettiğimi biliyorsun.
In the back, he's a little more diversified, if you know what I mean.
Arka tarafta biraz daha farklı şeyler satıyor. Anlarsın.
Do you know what I mean?
Ne dediğimi anlıyor musun?
You know what I mean.
Pardon, ne demek istediğimi anladınız.
You know what I mean?
Demeye çalıştığımı anlıyor musun?
"Eh, fuck it, I don't really..." You know what I mean? I was on...
Menajerlerim arayıp "oyuncu seçmelerine katılacaksın" diyor ben de "aman, boşver" diyorum, anladınız mı?
But you ask me, we spend way too much time worrying about human collaborators, you know what I mean?
Ama bana sorarsan, insan işbirlikçiler için fazla zaman harcadık. Ne demek istediğimi anlıyor musun?
My counter-surveillance skills are a bit rusty, you know what I mean?
Karsiyi gözetleme yeteneklerim biraz paslanmis, anlatabildim mi?
It's just sometimes, when you get started on something, you can go a little... Shoop! You know what I mean?
Demek istediğim bazen birşeylerle uğraşmaya başladığında birazcık kendini kaybediyorsun, anlarsın ya.
You know what I mean?
Anladın değil mi?
I know it's a saying, but what do you mean?
Deyiş olduğunu ben de biliyorum. Sen ne demek istedin?
I mean, you of all people would know, after what happened with Danny.
Demek istediğim, Danny ile olanlardan sonra, herkes durumu anlar.
I mean, you don't know me, you've never seen me before, but what would you say if I told you that 100 % without fail, it doesn't have to be this way?
Yani beni daha önce görmediniz bile ama size yüzde yüz olarak bunun böyle olması gerekmediğini söylesem bana ne derdiniz?
Okay, you know what? I... I'm not sure what's going on between you two, but I do know this, if we lose focus on how precarious our situation is, just for a moment, we lose everything, and I mean everything!
Yetti artık, aranızda neler dönüyor bilmiyorum ama şunu biliyorum eğer şu anki durumumuzun dengesizliğine olan dikkatimizi bile kaybedersek, her şeyimizi kaybederiz.
Yeah, I mean, just based on what we know about each other, which is not a lot to go on, I know, how would you rank us in order of Most Wanted, from, like, "super bad-ass", all the way on down to "cause for concern." Hm?
Yani, bildiklerimiz üzerinden gidersek ki çok bir şey bilmiyoruz, orası kesin, En Çok Arananlar sıralaman nasıl olurdu, "en fena" dan başlayıp "eh işte" ye doğru?
Yeah, I know what you mean.
Ne demek istediğini anlıyorum.
I know what you mean.
Ne demek istediğini biliyorum.
Ugh. I know what you mean.
Bir de bana sor.
I don't mean, er, loved him loved him. - I mean that... - I know what you mean.
Yani sevmiştim derken o anlamda değil.
- Yeah, I know what you mean.
- Evet, neyi kastettiğini anlıyorum.
I mean, you know what Luther is into, right?
Yani Luther'in nasıl bir bela olduğunu biliyorsun değil mi?
I mean, the way he sees it, he's just going to do what's necessary to... to get what he needs just to keep going, you know?
Onun düşüncesine göre, devam edebilmek için ihtiyacı olan ne varsa yapması gerekiyor.
- You know what I mean...
- Ne kastettiğimi anladın.
What's that supposed to mean? It means that I want back the piece of evidence that you took from here, and I want to know the exact location where you buried Varick's body.
- Evimden aldığın kanıt parçasını geri vermeni ve Varick'i nereye gömdüğünü söylemeni istiyorum demek.
You know what I mean. - Hmm? - Where's your head at?
Aklın nerede?
You know, I'd like to say you're insane for doing this, but I see what you mean about that girl.
Bunu yaptığın için deli derdim sana ama o kızı nasıl gördüğünü anladım.
I mean, you never know what could turn up.
Yani, neler olacağını asla bilemezsin.
I'm sure you know exactly what I mean.
Ne demek istediğimi çok iyi anladınız.
I don't know what you mean.
Ne demek istediğinizi bilmiyorum.
I know what you mean.
Ne demek istediğini anlıyorum.
Do you know what I mean?
Dediğimi anladınız mı?
I mean, I know what I look like right now, but you - - I've seen better days.
Yani, şu an neye benzediğini biliyorum. Daha iyi günlerim olmuştu.
Because if you were trying to find out what I know, that would mean you're stuck.
Çünkü eğer öğrenmeye çalışıyorsan bu senin tıkandığın anlamına gelir.
I know what you mean.
Seni anlıyorum.
You don't know what I mean.
Ne demek istediğimi anlamıyorsunuz.
I know what you mean, yeah. For me it was the, uh...
Evet, ne dediğini anlıyorum.