You made me a promise перевод на турецкий
117 параллельный перевод
You made me a promise.
Bana bir söz vermiştin.
And you made me a promise!
Ve bir söz verdin!
You made me a promise.
Bana bir söz verdin.
You made me a promise?
Bana bir söz mü verdin?
You made me a promise. No more hellfighting.
Bana söz vermiştin.Artık cehennem savaşçılığı yapmayacaktın.
You made me a promise.
Bama bir söz vermiştin.
You made me a promise and you didn't keep it, so now you must pay the piper.
Bir söz verdin ve tutmadın, ve yaptıklarının sonuçlarına katlanmalısın.
You made me a promise, and now you've broken it!
Bana bir söz vermiştin ve şimdi onu bozdun.
You made me a promise, years ago... will you keep it?
Yıllar önce bana bir söz vermiştin. Tutacak mısın?
´ Cause you made me a promise!
Çünkü sen bana söz vermiştin.
You made me a promise. Remember?
Sen bana ne söz verdiydin?
You made me a promise. You said that we were gonna get out of here.
Beni buradan çıkartacağına söz verdin.
- You made me a promise, you little shit.
- Söz vermiştin, eşek herif.
You made me a promise, Carlos, a long time ago :
Sen uzun zaman önce bir söz verdin, Carlos.
you made me a promise.
bana bir söz verdin.
You made me a promise.
Bana söz vermiştin.
You made me a promise to stay by my side this entire day.
Bütün gün yanımda olacağına dair söz vermiştin.
You made me a promise.
Bana söz verdin.
You made me a promise, didn't you?
Bana bir söz vermiştin, değil mi?
You made me a promise, and I'm holding you to it.
Bana bir söz verdin, ben de tutmanı sağlıyorum.
- Uh, yeah. But I also know you made me a promise.
Ama bana bir söz verdiğini de biliyorum.
She made me promise not to tell anyone, particularly you, but theres no restriction to my saying that you ´ rre a profound fool.
Hiç kimseye, özellikle de size, söylemem için bana söz verdirtti ama büyük bir aptal olduğunuzu söylememde bir sakınca yok sanırım.
Do you remember the promise you made me when you were a little girl? And yet...
Henüz sen küçük bir kızken bana bir söz vermiştin hatırlarsan....
You wouldn't want me to break a promise that I made to your ma', would you?
Annene verdigim sözü bozmami istemezsin degil mi?
You made a promise to protect me.
Ona, beni koruyacağına dair söz verdin.
I made Goeth promise me he'll put in a good word for you.
Goeth, senin hakkında iyi referans vereceğine dair söz verdi.
Can I borrow some money? Your dad made me promise not to give you any money until you find a job.
Babana bir iş bulana kadar sana para vermeyeceğime... dair söz verdim.
Promise me that you keep the promise you made to me a year ago.
Bir yıl önce verdiğin sözü tutacağına dair söz ver.
When I started my campaign over a year ago, I made a promise to you who supported me that my campaign would be built on integrity, commitment, and above all, honour.
Bir yıl önce kampanyama başladığımda beni destekleyen sizlere kampanyamın bütünlük, azim ve hepsinin ötesinde şeref üzerine olacağı sözünü vermiştim.
YOU MADE ME A PROMISE. IF WE HAD ANOTHER 5 MILLION-PLUS YEAR, YOU...
Eğer bir beş milyon dolarlık anlaşma daha yaparsam...
- You made a promise to me.
- Bana söz verdin.
You made a promise to me.
- Bana bir söz vermiştin.
I wanna see how good your memory is, if you recall a certain promise you made to me.
Senin hafızanın nasıl olduğunu öğrenmek istiyorum. Eğer bana verdiğin bir sözü hatırlarsan...
At-at! You made a promise before God not to hurt me.
Tanrı'ya beni incitmeyeceğine dair söz verdin.
You're just trying to honor a promise you made to me.
Sadece bana verdiğin sözün arkasında durmaya çalışıyorsun.
You made me a promise.
Bana söz verdiniz.
If I break a promise I made a long time ago, then you must promise that you will play it razor, and I mean razor, straight with me. Hello.
Uzun zaman önce verdiğim bir sözü tutmazsam ustura ile oynayacağına söz vermen gerekir ve usturadan kastım bana karşı dürüst olmandır.
O.K., when we started this thing... you made me make a promise to you.
Tamam, bu işe giriştiğimiz zaman bana bir söz verdirmiştin.
You made a promise to me.
Bana söz vermiştin.
In North Korea, you made a promise to me.
Kuzey Kore'de bana bir söz vermiştin.
You made me a promise.
Eğer itiraf edersem, beni serbest bırakacağını söyledin.
LET ME REMIND YOU OF A LITTLE PROMISE YOU MADE.
Verdiğin bir sözü hatırlatayım :
You made a promise to me, too...
Bana da bir sözünüz var.
You made a promise, you can't lie to me.
Bana söz verdin, bana yalan söyleyemezsin!
The day you carried the wounded me on your back, I have made a promise to do whatever it takes for me to help you.
Beni yaralıyken sırtında taşıdığın gün sana yardım etmek için her şeyi yapacağıma yemin ettim.
You made a promise to me... and Harris.
Bana ve Harris'e bir söz vermiştin.
I made your dad a promise I'd do everything I could to keep you safe and clean, same as he did to me.
Babana söz verdim, seni temiz tutup, korumak için her şeyi yapacağıma dair, aynı onun bana yaptığı gibi.
Kate, you made me promise to never ask what happened to Aaron, or why you came back here.
Kate Aaron'a ne olduğunu ya da buraya neden döndüğünü asla sormayacağıma söz verdirdin.
You made me a promise.
Bir söz verdin.
Baby, you made a promise to me, OK?
Bebeğim, yemin ettin.
Not as long as you keep a promise that you made to me. Which means going to New York and taking that job.
Bana New York'a gidip o işe girmek konusunda verdiğin söz geçerliyse değil.