You need to trust me перевод на турецкий
510 параллельный перевод
But you need to trust me.
Ama bana güvenmeye ihtiyacın var.
And I think you need to trust me on this because I know something about it.
Bu konuda bana inanmalısınız, çünkü bu konuda bilgim var.
Look, you need to trust me, OK?
Bana güvenmelisin.
OKay, you need to trust me.
Bana güvenmek zorundasınız.
That's why you need to trust me, OK?
Bu yüzden bana güvenmeni istiyorum tamam mı?
You need to trust me.
Bana güven gerekir.
All you need to do is trust me, My Lady.
Siz bana güvenin yeter, Hanımım.
I need to know something else, since you trust me.
Bir şeyi daha bilmek istiyorum.
If you need somebody to trust, it can be me.
Güvenebileceğin birini ararsan, bana güvenebilirsin.
I'm your husband, and I love you, and I need you to trust me on this, okay?
Ben senin kocanım, seni seviyorum ve bana güvenmeni istiyorum tamam mı?
Libby... it's hard to explain right now, and I do want to tell you, but I need you to trust me.
Libby... şu anda, sana açıklaması çok zor ve sana bunu anlatmayı gerçekten çok istiyorum, ama bana güvenmene ihtiyacım var.
I know it's a big surprise, but I need you to trust me on this.
Bunun büyük bir sürpriz olduğunu biliyorum, ama bana bu konuda güvenmelisiniz.
No, I'm not, but listen, trust me, you need to send someone in there.
- Hayır ama dinleyin, inanın bana oraya birini göndermelisiniz.
I need you to trust me.
Bak, senin benden korkmanı istemiyorum.
I need to know you trust me. If you do that, you must.
Sadece bana güvenip güvenmediğini öğrenmek istedim.
Trust me, one hot night is all you guys need to get back on track.
İnan bana, eski halinize geri dönmeniz için ateşli bir gece yeter.
I need you to trust me.
Bana güvenmelisin Tamam
Phoebe, I just need you to trust me, okay?
Phoebe, Sadece bana güven olur mu?
Trust me girls, trust me on this one... you do not need padding to tackle upholstery.
Yumuşak bir şeye ihtiyacınız yok. İIk ve son kez bunIardan birine..
We'll track together but you'll need to trust me.
Beraber yapacağız ama bana güvenmek zorundasın.
Trust me, you need to do this,
Güven bana, bunu yapmalısınız.
I need you to trust me.
Güvenine ihtiyacım var.
We can still get through this, we still have some time, but I need you to use your fucking head, and I need you to trust me.
Bu durumdan kurtulabiliriz. Hala vaktimiz var. Ama kafanı kullanmalı ve bana güvenmelisin.
- Hey, I need you to trust me, okay?
- Hey, bana inanman lazım, tamam mı?
You don't need me. You just need to trust and believe in yourself.
Kendine güven, kendine olan inancını yitirme yeter.
But I'm gonna need your help - you're gonna have to trust me.
Ama yardımın gerekecek - güvenmen gerekecek.
I need you to trust me on something I'm about to tell you.
Sana birazdan söyleyeceğim şeyler hakkında bana güvenmen gerekiyor.
You know I would never disrespect you, but I need you to trust me, okay?
Sana saygısızlık etmeyeceğimi bilirsin ama bana güvenmen gerekiyor.
I TRUST YOU'LL GIVE ME AMPLE NOTICE IF I NEED TO MAKE OTHER LIVING ARRANGEMENTS.
Kalacak başka bir yer bulmam gerekirse bana önceden haber vereceğini varsayıyorum.
All I need is you to be with me, I need to be able to trust you.
Yanımda olman yeter. Bu durumda sana güvenebilmeliyim.
I need you to trust me on this.
Olay Yeri İncelemede işlerin nasıl yürüdüğünü bile bilmez onlar.
I need you to trust me.
Bana güven gerekir.
And I need you to get Piper and Leo to trust me too.
Ve sen de bana güven Piper ve Leo almak gerekir.
But you need to talk to me and tell me how am I supposed to believe in you... when you don't trust me enough to tell me the truth?
Ama bana söylemen lazım, bu durumda sana nasıl inanabilirim bana doğruyu söylemem konusunda güvenmiyorsun ki.
But I need you to trust me.
Fakat benim senin güvenine ihtiyacım var.
- I need you to trust me right now.
- Bana güvenmen lazım.
Mr. Jameson, I need you to trust me.
Bay Jameson, bana güvenmenizi istiyorum.
I need you to trust me until I have something real to tell you.
Sana söyleyecek gerçek bir şey bulana kadar bana güvenmeni istiyorum.
So if you want me to trust you, then you need to come clean first.
Yani bana güven istiyorsanız, o zaman ilk temiz gelmek gerekir.
Thaddeus, I need you to be brave, I need you to trust me, just like you'd trust him.
Thaddeus, cesur olman lazım, bana güvenmen lazım,
Well, this time I need you to trust me.
Bu sefer senin bana güvenmen gerek.
I understand you need to establish a clear chain of command, but if you cut Dr. Weir out of the loop, you'll only alienate the people whose trust and respect she's earned, which is everyone on the base, including me.
Düzgün bir emir komuta zinciri kurmak istemenizi anlıyorum, ama Doktor Weir'ı denklemden çıkarırsanız tek yaptığınız güvenini ve saygısını kazandığı insanları kendinizden soğutmak olur. Bunlar da üsteki herkes, ben de dâhil.
Look, I'm in trouble, and I can't explain why... but I need you to trust me, don't tell anyone I'm here.
Bak, başım belada ve nedenini açıklayamam ama bana güvenmelisin, kimseye burada olduğumu söyleme.
This is important, useful information that you, trust me, are going to need to know about.
Bu önemli, kullanacağınız ve bilmeniz gereken şeyler bunlar.
I need you to trust me.
Bana güvenmelisin.
Just trust me, Jack. The two of you need to talk.
Lütfen bana güven Jack, konuşmalısınız.
And you're gonna need to trust me.
Ve bana güvenmen gerekecek.
And I know you have no reason whatsoever to trust me... but I need to borrow my grandfather's jet.
Bana güvenmek için hiç bir nedeniniz olmadığını biliyorum. Ama büyük babamın jeti bana lazım.
Right now, I need you to trust me.
Şu an, bana güvenmen gerekiyor.
Mr. Wolfe, I understand, but I need you to trust me.
Anlıyorum Bay Wolfe, ama bana güven.
I need you to trust me.
- Bana güvenmelisin.