You should have called me перевод на турецкий
123 параллельный перевод
You should have called me right away.
- Hemen beni aramlıydınız.
- You should have called me.
- Beni aramalıydın.
- You should have called me!
- Bana haber vermen lazımdı!
You should have called me.
- Beni çağırsaydın.
You should have called me.
Beni çağırmalıydın.
You should have called me first.
Önce beni araman gerekirdi.
You should have called me.
Beni aramalıydın.
You should have called me.
- Beni arayabilirdin.
You should have called me.
Beni çağırmalıydınız.
Honey, you should have called me.
- Beni aramalıydın. - Ben bayilikteydim.
You should have called me instead of trying to bully past reception.
Weymouth Askeri Akademisi'nde. Yolun yukarısında.
- You should have called me.
Bana haber vermeliydin, sevgilim.
You should have called me earlier, Billy.
Beni daha önce aramalıydın, Billy.
You should have called me, Joey.
Beni aramalıydın Joey.
You should have called me.
En azından beni aramalıydın.
You should have called me.
Beni arasaydın.
You should have called me!
Beni aramalıydın!
You should have called me.
- Beni aramalıydınız.
You should have called me.
Beni araman gerekirdi.
You should have called me when you got the news.
Haberi alınca beni aramalıydın.
You should have called me first.
Önce beni aramalıydın.
You should have called me instead of trying to bully past reception.
Resepsiyondan zorla geçmeye çalışmak yerine, beni aramalıydın.
You should have called me a long time ago.
Beni çok daha önce aramalıydın.
You should have called me, Paul.
Bize haber vermeliydin, Paul.
- You should have called me.
- Keşke beni arasaydın.
You should have called me in.
Beni çağırsaydın.
- You should have called me.
- Beni sen aramalıydın.
You should have called me if you were looking for a job.
İş ararken beni aramalıydın.
You should have called me last night.
Dün gece niye aramadın beni?
- I think you should have called me.
- Beni aramanız gerektiğini düşünüyorum.
You should have called me.
Beni arasaydın keşke.
You should have called me.
Keşke beni çağırsaydın.
You should have called me.
Keşke beni arasaydın.
You should have called me.
- Beni aramalıydın.
If there is a meeting, you should have called me as well, my friend.
Toplantı yapılıyorsa beni de çağıracaksınız arkadaşım.
You should have called me to say you were in town.
Geldiğini bana haber verseydin keşke.
You should have waited after you called me.
Aradıktan sonra, bekleseydin ya beni.
You should have called the cops on me.
Beni polise teslim etmeliydin.
You should've called me. I would have...
Beni aramalıydın.
You should have called for a description before you let me in.
Hayır. Beni içeri almadan önce arayıp, kendimi tarif etmemi isteyecektiniz.
You should have thought about that before you called me a rhino.
Bunu beni gergedana benzetmeden önce düşünecektin.
Forgive me. I've called you out, and you should have been resting.
Kusura bakma, seni çağırdım ama dinlenmen gerekiyordu.
- You should have called me.
Keşke arasaydınız.
Hey, it's me. I know I should have called you before, but can we meet?
- Hey, Benim biliyorum seni daha önce aramalıydım, ama görüşebilir miyiz?
You never should have called me.
Beni hiç aramamalıydın.
Mr. President, if you are calling about the recent missile launch, please forgive me. I should have called you immediately.
Sayın Başkan, füze için arıyorsanız bağışlayın, sizi derhal aramalıydım.
You should not have called me here.
Beni buradan aramamalıydın.
You know, Vic should have called me with the lead.
Vic'in bana haber vermesi gerekirdi.
And I know I should have called because that's the whole reason you guys bought me this cell phone and I'm probably grounded for the rest of my life, but I was with Matt.
Biliyorum aramalıydım. Çünkü bana cep telefonu almanızın asıl nedeni buydu ve muhtemelen hayatımın geri kalanında cezalı olacağım ama Matt'le birlikteydim.
Mom, I know you're mad at me and I'm sorry because I should have called, but -
Anne, biliyorum kızdın özür dilerim, aramalıydım ama...
You should have gave the number to me. I would've called her.
Numarasını bana vermek zorundasın.