You sure you don't mind перевод на турецкий
221 параллельный перевод
You're sure you don't mind?
Senin için bir sakıncası olmadığına emin misin?
If you don't mind, partners, my accountant will go over the books just to make sure you boys ain't cheating.
Kusura bakmazsanız ortaklar, muhasebecim defterlere bakacak. Hile filan var mı diye.
Sure you don't mind?
Rahatsız olmaz mısınız?
You sure you don't mind?
Senin için sorun olmadığına emin misin?
If you're sure you don't mind.
- Bir mahzuru olmadığına eminsen?
I'm sure you don't mind.
Eminim aldırmazsınız.
Well, if you don't mind, I'm sure you understand.
Şey, izin verirseniz, eminim anlıyorsunuz.
Sure you don't mind?
Mahzuru var mı?
- Sure you don't mind?
- Sakıncası yok ya?
And if you don't mind, now, I'll take him up to his room because it's very late and I'm sure he's tired.
Onu odasına götüreceğim. - Geç oldu. Eminim uykusu vardır.
I'm sure you don't mind seeing me after two years.
Eminim ki beni 2 yıl sonra tekrar görmenin bir mahsuru yoktur.
Are you sure you don't mind my leaving now, Mrs Boyer?
Şimdi gitmemin bir sakıncası olmadığından emin misiniz, Bayan Boyer?
- You're sure you don't mind?
Sorun olmayacağından emin misin?
Are you sure you don't mind?
Rahatsız olmadığından emin misin?
I don't mind telling you, you sure make it difficult for a surgeon trying...
- Cerrahın işini zorlaştırıyorsun...
Are you sure you don't mind?
- Sakıncası olmadığına emin misiniz?
- You're sure you don't mind?
- Sorun olmayacağından emin misiniz?
Sure you don't mind me having the evening off? No, no.
Akşam çıkmam sizi rahatsız etmediğine emin misiniz?
You sure you don't mind?
Bunun bir sorun olmadığına, emin misin?
You're sure you don't mind?
Aldırmadığından emin misin?
You sure you don't mind about me waiting up for you?
Seni bekleyecek olmam, sorun olmaz, öyle mi?
- You're sure you don't mind?
Umursamadığından emin misin?
Sure you don't mind me doing this?
Koç, bunu yapmamın sakıncası olmadığından emin misin?
Sure you don't mind if I drop by on Vera?
Vera'ya uğramamın sorun olmayacağından emin misin?
Are you sure you don't mind?
Önemli olmadığına emin misiniz?
Sure you don't mind this?
Bir sakıncası var mı?
I don't mind saying that I was sure you would come up with the answer.
Yüzümdeki burnum kadar ortada.
Sure you don't mind keeping the baby for the weekend?
Bebeğin bu hafta sonu sizde kalmasının sakıncası olmadığına emin misin?
You sure you don't mind?
- Sakıncası yok değil mi?
I sure hope that when I mosey back this way one day... you don ´ t mind if I stop in and say hello.
Eminim, bir gün yolum bu taraflara düşerse uğrayıp, bir merhaba dememde sakınca yoktur.
I hope you don't mind my presumption but as soon as we were sure you'd be coming, I wired Mr. Tunner.
Umarım cüretimi hoş görürsünüz ama geleceğinizden emin olur olmaz, Bay Tunner'a telgraf çektik.
Don't mind me. I just saw you and Fay dancing here, and I said to myself : "oh, hey, it sure would be nice to meet you".
Kusura bakma, sizi dans ederken gördüm ve kendi kendime dedim ki kesin tanışmalıyım.
You sure you don't wanna change your mind?
Fikrini değiştirmek istemediğinden emin misin?
Are you sure you don't mind us stealing your new friends?
Yeni arkadaşlarınızı çaldığımız için alınamdığınıza emin misiniz?
You sure you don't mind?
Senin için sakıncası olmadığına emin misin?
I really don't mind if you know all this about me I'm just not too sure that I want to know.
Benim hakkında her şeyi bilmenize gerçekten aldırmıyorum Bilmek istediğime de çok emin değilim.
- You sure you don't mind?
- Sorun olmayacağına emin misin?
- You sure you don't mind?
- Sorun olmaz değil mi?
Sure, I don't mind. Do you want the front or the back seat?
Ön koltuğu mu istersin arka koltuğu mu?
- Mr. Chu, I'm sure you don't mind, do you?
- Bay Chu, sizin için sorun olmuyor, değil mi?
Make sure you invite people that know how to dress and don't mind dancing close.
Giyinmesini bilen insanları davet etmeyi unutmayın yakın dans etmekten çekinmeyin.
Are you sure you don't mind?
- Sakıncası olmadığından eminsin değil mi?
- Are you sure you don't mind?
- Sorun olmaz mı?
Are you sure you don't mind this?
Bunu istediğine emin misin?
You sure you don't mind seeing this movie?
Bu filmi izlemek senin için sorun olmayacak, değil mi?
I'd like to make sure of that myself, if you don't mind.
Sakıncası yoksa, kendimde emin olmak istiyorum.
Are you sure you don't mind?
Sorun değil, değil mi?
Are you sure you don't mind taking him?
Bu sefer de sana bırakmamın bir mahzuru yok mu sahiden?
But if you don't mind I'd like to make sure
Sanırım. Ama senin için de sakıncası yoksa emin olmak istiyorum.
You sure, because I don't mind- -
Emin misin? Çünkü benim için sorun...
You sure you don't mind giving Corey a ride?
Corey'i eve bırakabilir miyiz?