You want to see them перевод на турецкий
425 параллельный перевод
- Do you want to see them?
- Görmek ister misiniz?
Don't you want to see them again?
Onları özlemiyor musun?
- Didn't you want to see them?
- Onları görmek istemiyor muydun?
You want to see them? Right there.
Elini görmek ister misin?
- Do you want to see them again?
- Onları tekrar görmek istiyor musun?
If you want to see them alive, don't get the police involved
İkisinin de hayatta kalmasını istiyorsan, polise hiçbir şey söylemeyeceksin.
Do you want to see them here or up on the big screen?
Onları burada mı görmek istersiniz yoksa yukarıda büyük perdede mi?
You want to see them?
Görmek ister misin?
Why do you want to see them?
Niçin görmek istiyorsun?
You want to see them... unless you go to hell too
Onları görebilmen için... seninde cehennemi boylaman gerekecek
You want to see them?
Onları mı göreceksiniz?
Tell Sipo to bring the children here whenever you want to see them.
Çocukları ne zaman görmek istersen söyle Sipo'ya getirsin.
I don't want to see them again, you hear me?
Onları bir daha görmek istemiyorum, beni duydun mu?
Except, at Mother's tonight... I want them to see you at your best.
Yalnız, bu gece annemin evinde... seni en iyi halinle görmelerini istiyorum. Larry, içme.
But now you want them down just so she won't see them'cause they're not pretty for her to see.
Şimdi ise sırf o kız görmesin diye yıkmak istiyorsun çünkü buralar o kıza göre hiç hoş değil.
You see, Laury, there's all those other kids hundreds of them, in the streets and bad environment whom I don't want to see grow up like Rocky did.
Yüzlerce diğer çocuğun sokaklarda ve kötü çevrelerde Rocky gibi yetiştiğini görmek istemiyorum.
They are waiting for me to dance. I don't want them to see you dance.
Sen dans ederken onların izlemesini istemiyorum.
You mean, do I want to see them two fellas hung? I do.
Bu adamların asılmasını kastediyorsan, evet onaylıyorum.
They want to see you over there, Mr. Bannister and them.
Bay Bannister ve diğerleri seni yanlarına çağırıyor.
You wouldn't want the poor old man to have to get on his knees to see them?
Çok yaşlı bir adamın eğilip kalkarak kitaplara bakmasını ister miydiniz?
You wouldn't want them to see me like this.
Beni böyle görmelerini istemezsin.
They thought you'd want to see them about the practice mission.
Talim görevi hakkında görüşmek isteyeceğinizi düşünmüşler.
We don't want to have to shoot nobody, and we won't if you keep your hands where we can see them.
Kimseyi vurmak istemiyoruz ve siz eğer ellerinizi görebileceğimiz bir yerde tutarsanız bir şey yapmayız.
You wouldn't want them to see me climbing down your window?
Pencerenden aşağı inerken beni görmelerini mi istersin?
You know, every one of them want to see that you're safe.
Biliyor musun, onların hepsi de senin güvende olduğunu görmek istiyor.
Now, I am sure there are some of you who don't want to see them do that.
Şimdi, eminim ki onların bunu yapmasını istemeyen birçok kişi var içinizde.
You want to see them again?
- Onları tekrar görmek istiyor musun?
You only see things the way you want them to be.
Her şeyi görmek istediğin gibi görüyorsun.
Because I didn't want anybody but me to see you in them.
Benden başka kimsenin seni o şekilde görmesini istemedim.
I thought you'd want to see them.
Görüşmek isteyeceğinizi düşündüm.
You don't want them to see me.
Beni görmelerini istemiyorsun.
- You see, I want to surprise them.
- Onlara süpriz yapmak istiyorum da.
I want you to be standing by them, and tell me whatever it is you see outside, understand?
Sizden önünde durmanızı istiyorum ve dışarıda ne görürseniz bana söylemenizi, anlaşıldı mı?
You see, the Daleks want the drugs, too, and they won't let us go until I bring them back to them.
Anlayacağın dalekler de ilaçları istiyor ve bunları onlara götürene kadar bizi serbest bırakmayacaklar.
Can you imagine for one minute that I want to see them hurt?
Çocukların üzülmesini isteyeceğimi mi sanıyorsunuz?
You want to go back to your dream to help us, to see those rags and remember who was tearing them.
Rüyanıza geri dönerek bizlere yardım etmek, bez parçalarını ve onları kimin yırttığını görmek istiyorsunuz.
I want all the workers to see you, that way, you can give them hope for the future.
Bütün işçileri görmeni istiyorum böylece onlara gelecekle ilgili umut verebilirsin.
I don't want to see them out of your mouth again, you hear?
Bir daha çıkardığını görmek istemiyorum, anlaşıldı mı?
i'm going to show you three numbers and i want you to tell me if you see any similarity between them.
Size üç sayı göstereceğim. Benzerlik görürseniz söyleyin.
No... don't want them to see you girls.
Hayır, gelemezsiniz. Sizi görmelerini mi istiyorsunuz?
I don't want them to see you.
Seni görmelerini istemiyorum.
When Daddy and Janina come, do you want them to see us like this?
Baban ve Janina geldiğinde bizi böyle görmelerini mi istiyorsun?
I want you to see them.
Görmeni istiyorum.
I mean, you know, here's an 82-year-old man who's very emotional... and you know, and if you go in one moment, and you see the person's dying... and you don't want them to die, and then a doctor comes out five minutes later... and tells you they're in wonderful shape... I mean, you know, you can go crazy. - Yeah.
82 yaşında ve çok duygusal bir insandır yani biraz önce içeriye girmişsin ve ölmesini istemediğin birisinin ölmek üzere olduğunu görmüşsün, beş dakika sonra içeriden bir doktor çıkıyor ve hastanın çok iyi durumda olduğunu söylüyor, bu insanı delirtebilir.
Fassett : Oh, I see. You want to send them a message.
- Demek mesaj göndermek istiyorsunuz.
I want you to look at them and tell me if you see anything that reminds you of the creature you saw last night on the road.
Onlara bakmanı ve bana bir şey görürseniz söylemeni istiyorum. Dün gece yolda gördüğünüz o yaratığa hangisi benziyor.
See, if you don't want them to trace it back you've gotta punch in to some little rinky-dink outfit that has a little Mickey Mouse computer...
İzinizi bulmalarını istemiyorsanız........ basit bir bilgisayarı olan dandik bir........ şirketten girmelisiniz.
It is possible well, to love someone so much, or to think that you want to love them so much that you just don't even see anything.
Mümkün evet birini çok severken ya da onu çok seviyor olmayı isterken insanın hiçbir şeyi görmemesi mümkün.
They want to see you, and if you don't go to them, they'll come here, and we can't afford to reglaze the bathtub.
Sizi görmek istiyorlar ve siz gitmezseniz, onlar buraya gelir ve yine banyoya cam taktıracak paramız yok. Yukarı çık ve hazırlan.
You see, they bought something that we hate without asking us, and that is bad, but now we have the right to go out and buy whatever we want without asking them, and that is good.
Bak, bize sormadan nefret ettiğimiz bir şey aldılar. Bu kötü tabii. Fakat şimdi gidip, onlara sormadan istediğimiz her şeyi alma şansımız oldu.
I want you to live to see them win.
Zaferlerini gör diye yaşayacaksın.