Zagging перевод на турецкий
18 параллельный перевод
You're ziggin', you're zagging'.
Zig zag çizersiniz.
However, in so doing, it zigs past your name, hence zagging you and making you appear weak.
Merhaba. Şu anda ne yapıyorsan kesmeni istiyorum. Streslisin, onun için seni yemeğe götürmek istiyorum.
I am zig-zagging
Zig zag yaparak gidiyorum.
I'm zagging'cause you always zig, and I'm gonna be my own man starting right...
Ben zak yapıyorum, çünkü sen her zaman zik yapıyorsun... ve şu andan itibaren...
That's me zagging.
Bu benim zaklar halim.
- However, in so doing, it zigs past your name, hence zagging you and making you appear weak.
- Ama bunlar olurken.. bu çizgi seni aşıp en üstten doğru geliyor. Seni güçsüz gösteriyor yani.
It's a huge convoy, we have battleships and destroyers escorting us, zigging and zagging to keep the U-boats from picking up our trail.
Devasa bir konvoy, bize eşlik eden savaş gemileri ve destroyerler var, U-Botlara yerimizi belli etmemek için zig-zaglar çizerek ilerliyoruz.
We have battleships and destroyers escorting us, zigging and zagging to keep the u-boats from picking up our trail.
Etrafta, u-botların izimizi bulmasını önlemek amacıyla bize eşlik eden savaş gemilerimiz ve destroyerlarımız vardı.
You know, Cafferty may have the pilot zigging and zagging around up there.
Belki de Cafferty pilota zikzak çizerek ilerlemesini söylüyordur.
Come on, you were zigging and zagging like a rastafarian.
Zikzak çizdin ya.
They've been zig-zagging north and south but in a relative straight pattern from Washington, D.C.
Kuzeyde ve güneyde zigzaglar çizmişler ancak Washington D.C. ile bağlantılı düz bir yolda ilerlemişler.
When sediment impedes the flow of a river, it redirects... zigging and zagging instead of following a straight course.
Tortul tabaka nehrin akışını engellediğinde, akıntı yön değiştirir düz bir yol izleyeceğine zikzaklar çizerek ilerler.
I saw Professor Schoesser standing there - he was the king, and Henderson was zig-zagging, going diagonals like a bishop.
Profesör Schoesser'in orada dikildiğini gördüm. O şahtı... Henderson da zigzag çizerek çapraz gidiyordu fil gibi.
So if you see a cat while you're zig-zagging, you throw the cat at the alligator.
Yani, eğer bir kedi görürseniz zigzag yaptığınız sırada kediyi timsaha fırlatın.
And zig-zagging.
Ve zig zaglar çizmek.
22 girls in a cluster zig-zagging across a field like a busted Roomba.
Bir sahanın içinde bozuk süpürge gibi zikzak çizen 22 kızdan oluşan bir topluluk.
Yeah, my heart's still racing from chasing after a zig-zagging missile.
Evet, kalbim hala zikzaklar çizip bir füzenin peşinde gidiyor.
You're zig-zagging.
Zig zag çiziyorsun.