Zeke перевод на турецкий
1,068 параллельный перевод
Nice to see you working, Zeke.
Çalıştığını görmek güzel, Zeke.
- Zeke, I knew we could count on you.
- Zeke, sana güvenebileceğimizi biliyordum.
- What is it now, Zeke?
- Şimdi ne var, Zeke?
- Hey, be reasonable, Zeke.
- Hey, mantıklı ol, Zeke.
Now that Zeke is finished...
Artık Zeke bitirdiğine göre...
Zeke ain't finished.
Zeke bitirmedi.
- Later, Zeke.
- Görüşürüz, Zeke.
- Zeke claimed we had six kids.
- Zeke, altı çocuğumuz olduğunu iddia ediyor.
Oh, hi, Zeke.
Oh, merhaba, Zeke.
Zeke, our local was the first to insist on parity for black and white for wages.
Zeke, ücretler konusunda siyah beyaz eşitliği konusu üzerinde ilk duran bizim bölgemizdi.
What exactly is your problem, Zeke?
Sorunun tam olarak ne, Zeke?
Clarence, I got Zeke Brown here.
Clarence, Zeke Brown burada.
That oughta fix it, Zeke.
Tamir edilecek, Zeke.
Zeke?
Zeke?
Zeke, I'm a little preoccupied, you know?
Zeke, birazcık kaygılıyım, biliyor musun?
Zeke put in late.
Zeke geç koydu.
- Zeke, it's your turn.
- Zeke, sıra senin.
- Have no fear, Zeke is here.
- Korkmaya gerek yok, Zeke burada.
Fuck that, Zeke!
Lanet olsun, Zeke!
- Watch it, Zeke.
- Dikkat et, Zeke.
- Zeke!
- Zeke!
Now, Zeke'll buy Miller a bottle of Cutty and we'll forget all about it.
Şimdi, Zeke, Miller'a bir şişe Cutty alacak ve her şeyi unutacağız.
Zeke ain't buying nobody a goddamn thing, and you ain't shit for a steward.
Zeke hiç kimseye hiçbir şey satın almıyor, ve sen bir idareci olarak bir bok değilsin.
What do you say, Zeke?
Ne dersin, Zeke?
Miller will buy Zeke the Cutty, and we'll all go back to work.
Miller, Zeke'e Cutty alacak, ve hep birlikte işe döneceğiz.
It ain't personal, Zeke.
Kişisel değil, Zeke.
This ain't what I'm talking about, Zeke.
Benim bahsettiğim bu değil, Zeke.
I've been watching you for some time, Zeke.
Bir süredir seni izliyordum, Zeke.
Zeke, them cocksuckers came into my fuckin'house!
Zeke, o lanet olası pislikler evime geldi.
- Zeke is gonna be the steward?
- Zeke temsilci mi olacak?
You be damn careful who you call a murderer, Zeke.
Kime katil dediğine dikkat et, Zeke.
Now, come on, Zeke, wake up, will you?
Artık, uyan, Zeke, hadi, tamam mı?
Nothing's gonna happen to you, Zeke.
Sana hiçbir şey olmayacak, Zeke.
Listen, Zeke, we both know Smokey was murdered.
Dinle, Zeke, ikimiz de Smokey'nin öldürüldüğünü biliyoruz.
Our friend's been killed, Zeke.
Arkadaşımız öldürüldü, Zeke.
What about my family, Zeke?
Ya benim ailem, Zeke?
How'd Zeke get to be rep?
Zeke nasıl temsilci oldu?
About the notebook, the loans, Smokey's death, how Zeke got his job.
Defter, krediler, Smokey'nin ölümü, Zeke'in işini nasıl aldığıyla ilgili.
Can't you get a job like Zeke did?
Zeke'in yaptığı gibi bir iş alamaz mısın?
- Zeke's coming.
- Zeke geliyor.
Zeke, you're a hothead.
Zeke, ne kadar fevrisin.
You see that, Zeke?
Görüyor musun Zeke?
Zeke's good to me.
Zeke bana iyi davrandı.
Please, Zeke!
- Lütfen, Zeke!
Hey, Zeke!
Hey, Zeke!
Hey, Zeke, over here.
Hey Zeke, buraya gel.
- You'll see, Zeke.
- Zeke'yi göreceğiz.
Stay on the base, Zeke.
Üs'de dur, Zeke.
Zeke, answer me, damn it!
Zeke, cevap ver bana, Allahın cezası!
Zeke, how's it hanging?
Zeke, ne haber?
Move it, Zeke.
Kımılda, Zeke.