Zeuthen перевод на турецкий
191 параллельный перевод
- Maja Zeuthen's on the line.
Maja Zeuthen telefonda. Acil diyor.
Robert Zeuthen is in a meeting.
Robert Zeuthen şu anda kurulla toplantıda.
The board is trying to work around Robert Zeuthen -.
- Tahmin ettiğimiz gibi,.. ... kurul Robert Zeuthen'a çalım atmaya çalışıyor.
But Zeuthen is still at the head of the table.
Ama masanın başında hâlâ Zeuthen oturuyor.
My source insists that they will sidetrack Zeuthen at the meeting.
Kaynağım bu akşamki toplantıda Zeuthen'ı tuzağa düşürmeyi planladıklarından emin.
Reinhardt, Zeuthen's assistant.
Niels Reinhardt. Robert Zeuthen'ın özel asistanıyım.
Zeuthen is worried about the situation.
- Evet. Bu durum Zeuthen'ı endişelendiriyor.
I'm sorry, but Maja Zeuthen has picked up the children from school.
Bakıcı aradı. Diyor ki çocukları okuldan Maja Zeuthen almış.
Sources in Zeeland confirm that Zeuthen is on his way out.
Birçok Zeeland kaynağı Robert Zeuthen'ın kendi yoluna gideceğini doğruluyor.
The police are searching for Robert Zeuthen's nine-year-old daughter, Emilie who disappeared earlier this evening from her home.
Polis hâlâ Robert Zeuthen'ın dokuz yaşındaki kızı Emilie Zeuthen'ı arıyor. Emilie, bu akşam saatlerinde evinden kayboldu.
Your Minister of Justice and Special Branch had a meeting about the kidnapping risk.
Bana verilen raporda Adalet Bakanının birkaç gün önce Özel Birimle buluştuğundan bahsetmiyor. Bu toplantının konusu Emilie Zeuthen'ın kaçırılması ihtimaliydi.
I'm investigating the Zeuthen kidnapping and the murders on the ship.
Emilie Zeuthen'ın kaçırılması olayını ve gemideki cinayetleri soruşturuyordum.
Zeuthen's daughter has been kidnapped. A public prosecutor has been murdered.
Zeuthen'ın kızı kaçırıldı, Başsavcı Yardımcısı öldürüldü.
- Is Emilie Zeuthen mentioned?
İçinde Emilie Zeuthen'ın adı geçiyor mu? Hayır.
We couldn't have predicted the danger to Emilie Zeuthen.
Emilie Zeuthen'ın başına bir şey geleceğini öngöremedik. Aksi hâlde harekete geçerdik.
Had we known, we would have acted. Zeuthen supports us.
Zeuthen bizim destekçilerimizden biri.
Mr Zeuthen, I'm afraid I'll have to ask you to leave.
Bay Zeuthen, ne yazık ki gitmenizi rica etmeliyim.
Robert Zeuthen refuses to leave until he's spoken to an investigator.
Robert Zeuthen geldi. Sorumlu biriyle görüşmeden gitmeyi reddediyor.
- Your brother's obsessed by the girl. - Relax.
Ağabeyin Zeuthen olayına odaklandı.
- and received a photo of Emilie alive.
Bir de Emilie Zeuthen'ın bir resmini almışlar. Kız yaşıyor.
We're looking into a connection between this case and the Zeuthen kidnapping.
Hadi ama, bunlar konu dışı formaliteler. Bu olayla Emile Zeuthen'ın kaçırılması olayı arasında bir bağlantı var mı onu araştırıyoruz.
As you can see, there was no reason to believe that Emilie was in danger.
Gördüğünüz gibi, Emilie Zeuthen'a karşı bir tehdit olduğuna inanılması için bir neden yokmuş.
Zeuthen will pay a high ransom.
- Özel Birim biraz önce beni aradı. Zeuthen büyük bir fidye miktarı belirlemiş.
- Has Zeuthen made an offer?
Zeuthen bir rakam belirledi mi?
Zeuthen has to find the cash in time, so we'll cross our fingers.
Zeuthen fidye rakamını yükseltmek zorunda kaldı. Vakti de dar.
- Any news from Zeuthen? - No.
Zeuthen'dan haber var mı?
Keep the Zeuthens at a distance.
Zeuthen'ları uzak tut.
Zeuthen's car is on its way here.
Zeuthen'lar geliyor.
Where the hell is Zeuthen? Where is Zeuthen?
Zeuthen hangi cehennemde?
The nanny has called, she said Maja Zeuthen picked up the children from school.
Çocukları okuldan Maja Zeuthen almış.
The police are still searching for Robert Zeuthen's 9 year old daughter Emilie Zeuthen.
Polis hâlâ Robert Zeuthen'ın dokuz yaşındaki kızı Emilie Zeuthen'ı arıyor.
Zeuthen and Zeeland rank about the same as the royal family...
Zeuthen ve Zeeland neredeyse kraliyet ailesi kadar önemli sayılır.
Just as prime minster Kamper has started his election tour of the provinces, we have received confirmation that Robert Zeuthen's 9 year old daughter has been kidnapped.
Tam Başbakan Kamper taşrada seçim kampanyasına başlamışken Robert Zeuthen'ın dokuz yaşındaki kızının kaçırıldığı doğrulandı.
Robert Zeuthen is known as one of the governments regular collaborators and supporters.
Robert Zeuthen düzenli olarak hükümete verdiği destek ve yaptığı işbirliğiyle biliniyor.
Only today Zeuthen's company Zeeland has confirmed their support... of the prime minsters economical plan for the crisis.
Daha bugün Zeuthen'ın şirketi Zeeland,.. ... Başbakanın krize karşı hazırladığı ekonomik plana destek verdiğini açıklamıştı.
We have just received news of the misfortune which has befallen the Zeuthen family.
Zeuthen ailesinin başına gelen bu talihsiz olayın haberini daha şimdi aldık.
Let Zeuthen know we are doing everything possible.
Zeuthen mümkün olan her şeyi yaptığımızı bilsin.
Out of respect for the family and the girl I do not want to debate Zeuthen or Zeeland.
Tamam. Aileye ve kıza olan saygımdan ne Zeuthen, ne de Zeeland hakkında tartışmak istemiyorum.
I don't think Emilie Zeuthen cares about that.
Emilie Zeuthen'ın umurunda olduğunu sanmıyorum.
- Well it was Robert Zeuthen,... Who just managed to save your bacon earlier today.
- Günün erken saatlerinde paçayı kurtarmanı sağlayan Robert Zeuthen'dı.
- And it ends up hurting your savior Zeuthen
Sonunda da bu durum kurtarıcın Zeuthen'a zarar verdi.
I'm researching the abduction of Emilie Zeuthen and the murders on the ship.
Emilie Zeuthen'ın kaçırılması olayını ve gemideki cinayetleri soruşturuyordum.
After the unfortunate abduction of Emilie Zeuthen, I asked for an account of the affair.
Emilie Zeuthen'ın talihsiz kaçırılma olayının ardından olay hakkında bilgi istedim.
The topic of which was the possible kidnapping of Emilie Zeuthen
Bu toplantının konusu Emilie Zeuthen'ın kaçırılması ihtimaliydi.
The police are searching for Robert Zeuthen's nine-year-old daughter, Emilie, who disappeared from her home earlier this evening.
Polis hâlâ Robert Zeuthen'ın dokuz yaşındaki kızı Emilie Zeuthen'ı arıyor. Emilie, bu akşam saatlerinde evinden kayboldu.
We're looking into a connection between this case and the Zeuthen kidnapping.
-... bunu hatırla. Bu olayla Emile Zeuthen'ın kaçırılması olayı arasında bir bağlantı var mı onu araştırıyoruz.
We also need to ask Zeuthen if he knows anything about it.
Zeuthen'la konuşmalı, bu konuda bilgisi var mı öğrenmeliyiz.
Leader of the Opposition, anders Ussing, accuses the government of negligence in the case of Emilie Zeuthen, who's now been missing for three days.
Bu olay, muhalefet lideri Anders Ussing hükümeti ağır şekilde eleştirdikten sonra yaşandı. Emilie Zeuthen'ın kaçırılması olayında büyük hatalar yapıldığını iddia ediyor.
Emilie Zeuthen's life is depending on this case.
Emilie Zeuthen'ın hayatı bu davaya bağlı!
I've muzzled Mogens, so I'll handle it, and I want Zeuthen informed in person.
Demin Mogens'ın ağzını tıkadım, buna mecburum. - Ne? - Ve Zeuthen'a bilgi verin.
Emilie Zeuthen's disappearance worries you deeply.
Emilie Zeuthen kayboldu. Onca korku ve endişe.