Translate.vc / испанский → турецкий / Abel
Abel перевод на турецкий
1,129 параллельный перевод
Cuando llegó el invierno, Abel tenía todas las nueces.
Kış gelince Kabil tüm fındıklara sahipti, Habil'in ise hiç fındığı yoktu.
Yo recuerdo que Caín era un médico exitoso pero al beber su fórmula especial se convertía en el Sr. Abel.
Benim hatırladığım kadarıyla Habil başarılı bir doktordu ama ne zaman özel iksirini içse, Bay Kabil'e dönüşüyordu.
No digas eso, Abel.
- Böyle söyleme Abel.
- ¿ Está el Dr. Abel?
Selam. Dr. Abel lütfen?
En un cartel, se representa Caín fugitivo y muerto Abel junto a una mancha carmín.
Bir resim Kabil'i firari Habil'i ise kıpkırmızı bir leke yanında ölü olarak gösteriyor. "
Er... sí, una cosa de Caín y Abel.
Evet. Kabil ve Habil ile ilgili bir şeydi.
Como Cain y Abel. Sabes que?
CAiN VE ABEL KADAR ESKi.
Abel, Abel.
Habil! Habil, Habil!
Como Cain y Abel.
Habil ile Kabil'de kardeşmişler.
El joven cura Abel, el más adecuado.
" Yöresel olarak tanınan, çocuk vaiz Abel...
El joven cura Abel.
Çocuk vaiz Abel.
Asi como Cain y Abel.
sadece bir oyun.
Abel y Cain, están en la bíblia.
bu fazla dikkat çekecektir.
Somos Caín y Abel.
Biz Cain ve Abel'iz.
La Guardia Local del condado de Haywood. Yo soy la Ley ahora.
Abel bölgesi erkekleri... bugünden itibaren kanun benim.
Estamos esperando a Abel Whittle, señor.
Abel Whittle'ı bekliyoruz, efendim.
Si esto no estuviera tan lejos de Casterbridge, diría que ese es Abel Whitle.
Casterbridge'ten bu kadar uzakta olmasaydık şu adam Abel Whittle derdim. Aynı ona benziyor.
Cuando Cain mató a Abel, Dios lo desterró, no lo mató.
Cain, Abel'ı öldürdüğünde Tanrı onu cezalandırdı ama öldürmedi.
Por lo demás, temo no poder ayudarle mucho.
Abel diye biri.
Pertenece al Sr. Y la Sra. Abell.
- Bay ve Bayan abel'e ait. - Abeille'e mi?
No, Abell.
Hayır.Abel.
Betsy Abell.
- Betsy Abel.
Betsy "Abeille".
- Betsy Abel.
- ¿ Está el Sr. Abell aquí?
- Bay Abel burada mı?
Hace ya cuatro años, señor.
Bay abel öldü efendim. 4 yıl önce.
¿ Quién fue entonces ese Sr. Abell a quien tan fácilmente había empezado a llamar Sr. Abeja, encantado con la metáfora?
Kimdi o zaman bu Bay Abel? Arı'yı çağrıştıran, ama kabul etmediğim bu isim kimindi?
¡ Abel Frye!
- Hayır. Abel Frye.
¡ Abel Frye!
- Abel Frye.
- Otra vez Abel. - ¿ Abel?
- Sanırım Abel onu da yakaladı.
Estoy harto de todo esto de Abel Frye. ¿ De acuerdo?
Abel Frye işinden çok sıkıIdım.
Abel nos protege.
Abel ensemizde.
Lo único que tenemos que hacer es señalarle a quién.
İşimiz Abel'a hangisinin olduğunu göstermek.
Y le gustaba una chica... pero ella estaba saliendo con el chico más lindo del colegio.
Şu kızdan hoşIanıyordu ama kız okulda ki en yakışıklı ve Abel'a sürekli eziyet eden şu çocuğa asıIıyordu.
Y este chico era el vivía molestando a Abel. - Como si fuese casualidad.
Önemli olan bundan sonrası.
Hasta ahora, Abel fue tras todas las marcas.
Abel ; futbol takımında ki bütün irikıyımlarla uğraştı.
- ¿ Dónde es que Abel Frye se ahorcó?
Peki Abel Frye kendini nerede astı?
- La única conexión es Abel Frye.
- Tek bağ Abel Frye.
Abel Frye se ha convertido en una leyenda.
Abel Frye okulda tam bir efsane haline geldi.
Él es nuestra única esperanza.
Abel Frye da bizden biri. Burada ki tek umudumuz o.
Oí que fue maldecido.
Abel'ı hala görmedin mi?
¿ Ya vio a Abel? ¡ Cállate!
Kapa çeneni.
No toques nada, Abel.
- Sakın birşeye dokunma.
Fritz Lang, Sergio Leone, Scorsese, Corbucci, Romero, -... Fulci, Peckinpah, Rollin, Torneur, -... Craven, Carpenter, Jack Hill, -...
Fritz Lang, Sergio Leone, Scorsese, Corbucci, Romero Fulci, Peckinpah, Rollin, Torneur Craven, Carpenter, Jack Hill Fleischer, Herzog, Morrissey, Ed Wood Waters, Suzuki, Stanley Kubrick, Fellini Alfred Hitchcock, Siegel, David Lynch Jodorowsky, Lustig, Melchior Orson Welles, Honda, David Lynch, John Woo, Jacky Chan Russ Meyer, Abel Ferrara, Joe D'Amato Fisher, Hooper, H.G. Lewis...
- ¡ Abel Whittle!
- Abel Whittle.
¡ Abel Wittle!
Abel Whittle.
¡ Abel Whitle!
Abel Whittle.
- El Sr. Abell murió.
- Bay Abel mi?
Dile a Abel Frye que es historia. Y Uds. también.
Abel Frye iliklerine kadar çürüdü.
Abel Frye era un chico patético y molesto.
- Abel Frye can sıkıcı bir pislikti.
¡ Abel Frye es uno de nosotros!
- Hayır bilmiyorsun.
Todavía no hay nada de Abel Frye.
Henüz başka bir Frye yok.