Translate.vc / испанский → турецкий / Ahorá
Ahorá перевод на турецкий
596,516 параллельный перевод
Bueno, he estado trabajando en este caso por años, y ahora de repente hay tres atentados en mi contra.
Bu davayla yıllardır çalışıyorum. Ve şimdi aniden bana üç deneme var.
Ahora...
Şimdi...
Por eso es que ahora tengo que revisar todos estos datos financieros y descubrir en cuál de estos negocios está escondido nuestro hombre.
Bu yüzden şimdi neden? Bütün bu finansal tabloları gözden geçirmek zorundayım Ve hangi işin adamımızı sakladığını bulmaya çalış.
Ahora responderé algunas preguntas.
Şimdi birkaç soru soracağım.
Ahora, Palmer está regresando a Washington, y si te apuras, puede que la alcances.
Şimdi, Palmer D.C'ye geri dönüyor. Ve acele edersen, onu yakalayabilirsin.
¿ En serio se supone que no haga preguntas ahora?
Şu anda hiç bir soru sormamam mı gerekiyor yani?
No es seguro que estés aquí ahora, y yo.. Tienes que irte.
Şu an burada olman güvenli değil, ben sadece, gitmen gerekiyor.
- Ahora, si me disculpa...
- Şimdi izin verirsen...
Ahora, la dirección, por favor.
Şimdi, adresi yazın lütfen.
¿ Cuál es el recuento de muertos hasta ahora?
Şu ana kadar kaç kişi saydın? Ve ne için?
¿ Y para qué? ¿ Ahora es cuando me dices que soy un monstruo?
Bana canavar dediğin kısma mı geldik?
Pero ahora solo creo que estás triste y te sientes solo.
Ama şimdi üzgün olduğunu düşünüyorum, ve yalnızsın.
Coopere ahora, denos sus nombres... Denos esos nombres o lo pondré frente a un subcomité del Senado.
İşbirliği yaparsan, bize isimlerini verirsen... bize onların isimlerini ver, yoksa seni Senato alt komitesinin önüne koyarım.
El único problema es que ahora vamos a tener que encontrar una nueva forma de entrar a la cumbre.
Problem şu ki toplantıya gidebilmek için yeni bir yol bulmamız gerekiyor.
Me encantaría, pero tiempo no es algo que tengamos mucho ahora.
İsterdim ama şu an zaman bizim için çok değerli.
Ahora sé qué hacer.
Ne yapmamız gerektiğini biliyorum.
Mira. Tenemos que llevar a Jiya a casa. Ahora.
Bak, Jiya'yı hemen eve geri götürmemiz lazım.
Y nuestros agentes van en camino ahora para recoger la Primaria.
Ve ajanlarımız da şuan Ana Gemiyi almak için yoldalar.
Y ahora les doy trabajo y excelente comida a millones de estadounidenses.
Şimdi de milyarlarca Amerikalı'ya iş imkânı sunuyorum, iyi gıda sağlıyorum.
Iba a parar en la 125, pero ahora están construyendo esa gran tienda elegante.
Aslında 125. Sokak'a kadar olacaktı ama o marketle büyük bir kenar mahalle dönüşümü başladı.
Ahora tengo pruebas.
Artık kanıtım var.
Pero ahora... vi la estación del Sur de Doggypaws del metro.
Sonra karşıma Güney Doggypaws metro istasyonu çıktı.
Y ahora yo quiero tapártela a ti.
Şimdi de o sözü veren ağzını öpmek istiyorum.
Ahora, siempre que llegas y el buzón está abierto, debes calificar exámenes en el auto.
Her gün posta kutusunun bayrağı havadadır ve sınavları okuyabileceğiniz tek yer arabadır.
Ahora somos nosotros dos,
Artık sadece ikimiz varız.
Y luego debes explicarle cómo luce ahora Edward Furlong
Edward Furlong'un bugünkü hâlini anlatıyorsun.
¿ Y ahora qué?
Ya şimdi?
¿ Ahora Andy Cohen quiere reunirse conmigo?
Andy Cohen benimle buluşmak mı istiyor?
Ahora el único "programa de realidad" que me interesa es darles seguro dental a mujeres jóvenes en todo el mundo que son feas.
Şu anda ilgimi çeken tek reality şov dünyanın her yerindeki çirkin kadınlara hesaplı diş bakımı yaptırmak.
¿ Ahora esto quiere una huella digital?
Bu şey parmak izi istiyor.
¡ Tal vez ahora pueda atrapar a ese fantasma!
Şu hayaleti nihayet yakalayacağım desene.
¡ Porque ahora soy un hermoso tigre!
Ben artık güzel bir kaplanım!
Ahora me imagino con Artie.
Dur, Artie gözümün önünde.
Ahora tú vas a Europa.
Kimmy TV'ye çıkıyor, sen Avrupa'ya gidiyorsun.
¡ Comenzando ahora mismo!
- Başlıyorum!
Siempre he ido a los bailes con un familiar, pero ahora tengo un novio.
Dansa hep akrabalarımla gittim. Şimdiyse bir sevgilim var.
¿ Y ahora quieren que unos pesados audífonos lo aplasten?
Şimdi sen kafasına kaba bir kulaklık takmasını istiyorsun.
Ahora nado como una nutria.
Şimdi su samuru gibiyim.
Pues ahora es una perra.
O küçük bir kaltak.
Ahora quiero saber qué sucede y que me lo digas ya.
Şimdi neler olduğunu öğrenmek istiyorum. Hem de hemen.
Estoy medio ocupado ahora.
Şu an biraz meşgulum.
No, ahora tenemos dos.
Tüh ya, şimdi iki tane oldu.
Bueno, ahora lamento haber preguntado.
Şimdi sorduğuma pişman oldum.
Y ahora yo entiendo que ciertas cosas son entre tú y yo, y en el caso de enrojecimiento e inflamación, el Dr. Fink.
Artık bazı şeylerin ikimizin arasında kalması gerektiğini anlıyorum. Bir de kızarıklık ve şişme olması durumunda Dr. Fink.
Ahora lo sé.
Artık anladım.
Ahora debemos darle un nombre perfecto.
Şimdi de ona en mükemmel adı verelim.
- ¿ Y ahora a quién voy a salvar?
Şimdi kimi kurtaracağım peki?
Ahora me secuestras.
Şimdi de beni kaçırıyorsun.
Ahora no puedo dormir, no puedo comer...
Artık ne ağzıma bir lokma, ne de gözüme bir uyku giriyor.
Así que ahora sé... que un gran mal viene por mi hijo y que morirá en la Batalla Final.
Artık büyük bir kötülüğün oğlumun peşinde olduğunu ve Son Savaş'ta onu öldüreceğini biliyorum.
Ahora... dime dónde está tu corazón.
Şimdi bana kalbinin nerede olduğunu söyle.