Translate.vc / испанский → турецкий / Almás
Almás перевод на турецкий
14,285 параллельный перевод
Tiene que respirar, Claire.
Nefes alması lazım Claire.
Seguro, enviaré a alguien a Walgreens atraerle algo bueno.
Güzel bir şey alması için Walgreens'e birini göndereyim.
Michelle te iba a recoger.
Michelle'in seni alması gerekiyordu.
No llegaría al extremo de llamarnos almas gemelas, aunque cualquier persona cuerda que nos viera lo haría.
Kalkıp da ruh ikiziyiz demeyeceğim, gerçi bizi gören her aklı başında insan bunu der.
Démosles un respiro a estos héroes.
Pekala millet, kahramanlarımızın nefes almasına izin verin.
Prepárense para que mi humildad épica los maraville.
Alçak gönüllülüğümün aklınızı başınızdan almasına hazır olun.
¿ Cree que puedes salvar sus almas haciendo esto?
Böyle yaparak paçayı kurtaracağını mı sanıyorsun?
Después de confesarnos, íbamos al cine con nuestras almas limpias.
Günah çıkarmadan sonra temizlenmiş ruhlarımızla sinemaya giderdik.
Por eso envié mi auto a buscarlo.
Bu yüzden onu alması için o arabayı gönderdim.
¿ Qué almas están atrapadas aquí?
Hangi ruhlar burada kapana sıkıştı?
La piedra es radioactiva, y necesitamos que nos den un permiso de importación.
Şimdi, taş radyoaktif ancak sizden önemli bir ruhsat alması lazım.
A tu edad, debes estar tomando vitaminas.
Senin yaşındakilerin vitamin alması gerekir.
Escucha, llama a tu amigo y dile que se prepare.
Dinle, arkadaşını arayıp bir şeyler almasını sağlayın.
Las personas lo habían llevado por mal camino, lo habían... hecho un hombre de canto y danza, y cuando se aburrieron, dejaron de ver sus películas, dejaron de escuchar, de realmente escuchar, a la voz que les había agarrado por los cuellos de las camisas... y sacudido sus almas.
Onu kandırıp şarkı söyleyen, dans eden birine dönüşmesine neden olanlar sıkılınca filmlerini izlemeyi bıraktılar. Onları yakalarından yakalayan, ruhlarını sarsan sesi dinlemeyi sahiden bıraktılar.
Todo el asunto fue cubierto por RCA y el Coronel, que temían que el incidente pudiera empañar... la ya tenue relación de Elvis... con el público y sus fanáticos.
RCA ve albay olayın üstünü örü. Elvis'in halkla ve hayranları ile zaten zayıflayan ilişkisinin zarar almasından korkuyorlardı.
Ruina de las almas.
Ruhların yıkımı.
¿ Por qué dejar que Frederica lo tenga si podrías ganar su interés?
Kendin ele geçirebilecekken, neden Frederica'nın almasına izin veresin?
Se fue con mi celular. Ni siquiera puedo pedirle a alguien que nos recoja.
Telefonumu da yanında götürmüş, o yüzden bizi alması için kimseyi arayamam.
No, habla de cómo el hombre blanco los masacró y los esclavizó.
Şarkı, beyaz adamın onları öldürmesi ve esir alması hakkında.
Usted y yo somos las únicas dos almas en esta roca olvidada de Dios.
Senle ben, bu adı batasıca kayalıklarda yegane kişileriz.
Todos los extranjeros lo necesitan en Nueva York.
New York'taki bütün yabancıların alması gerek.
Lo necesita para trabajar, - y no hay manera...
- İşi için lazım ve gelip almasının imkânı -
Tuvimos una falla doble de motor a 2.800 pies seguida de un amerizaje con 155 almas a bordo.
Çift motor kaybı 850 metrede oldu ve ardından 155 kişi ile suya iniş yapıldı.
Y este es el mundo de las almas.
Ve bu ruhların dünya...
La computadora tiene alma, tienen nuestras almas, porque todos compartimos la red.
Ne dersin? Yarın olur mu? Belki ondan sonraki gün?
No permitamos que la fealdad de este mundo nos quite la alegría.
Bu dünyanın çirkinliğinin sevincimizi bizden almasına izin vermeyelim.
Pues, yo... Sé que uno no debe apilarlo así. Hay que dejar que respire.
Evet, böyle dizmen lazım, hava alması gerekiyor.
Enviaré un auto para recogerte.
Seni alması için bir araba yollayacağım.
La AAU piensa decidir sobre la participación de EE. UU. en los juegos... -... en la convención de diciembre.
Amatör Atletizm Birliği, Aralık kongresinde ABD'nin oyunlarda yer almasına karar verdi.
Es decir, para ser justas, le dijiste que se arriesgara.
Açıkçası ona risk almasını söyleyen sendin.
Es una realidad inmortal ¡ las almas rebosan con vida eterna!
Bu ölümsüz bir hakikat, ruhlar hakiki sonsuz yaşamla parıldar!
Y muchas almas para comer.
Ve yenecek bol bol ruha.
Necesita antibióticos antes que se infecte.
Aşı yapılmadan önce antibiyotik alması gerek.
Verás, viajero, si no puedo hacer que esta maldita mula cruce esa maldita colina no podré curar a esas pobres almas con el evangelio de nuestro Señor Jesucristo, alabado sea.
Anlayacağın, bu lanet olası katıra tepeyi aşırtamazsam o zavallı ruhları Efendimiz İsa Mesih'in kutsal kitabıyla iyileştiremem.
Por favor, no dejes que me lleve.
Lütfen beni almasına izin verme.
Hay que poner al mando a alguien de confianza, que no dé problemas.
Güvenilir birinin yetkiyi ele alması lazım ortalığı bulandırmayacak biri.
" Los Siete Infiernos rebosan con las almas de hombres santos.
"Yedi Cehennem kutsal adamların ruhlarıyla doludur."
No dejaré que te atrape.
Seni almasına izin vermeyeceğim.
Ella necesita tomar los medicamentos, dejar de ir de fiesta y descansar mentalmente un poco.
İlaçlarını alması, eğlencelerden uzak durması ve dinlenmesi gerek.
Nadie vendrá a mi cuarto a cagar de nuevo.
Hiç kimse benim odama gelip birşeylerimi almasın artık.
Tú deberías aconsejarme a mí.
Akıl alması gereken benim.
No dejaré que un tonto petulante entre aquí y me la quite. No.
Şimdi öylece durup da kel bir lavuğun elimden almasına izin vermem.
Hay almas atrapadas incluso en las formas de vida más pequeñas.
Ruhlar var Hatta hapse atılmış En düşük yaşam biçimi.
Es como el jefe blanco de la plantación tomando las decisiones por sus campesinos negros.
Bu tıpkı beyaz tarla sahiplerinin siyah marabalar için tüm kararları almasına benziyor.
¿ Debo recordarte que dejé que llevaras a Marcie Hoffman al festival de azaleas en séptimo grado?
Yedinci sınıfta Açelya Festivali'nde Marcie Hoffman'ın seni almasına izin vermiştim, hatırlıyor musun?
Pasan unos pocos días, y consiguen a esta Marin para retractar su declaración... el Stock de rallies y ellos limpian
Birkaç gün sonra, Marin'in sözünü geri almasını sağlayacaklar hisseler yükselecek ve toparlayacaklar.
¿ Incluso si el precio son nuestras almas?
- Bedel ruhlarımız olsa bile mi?
Delito dos : Una joven compra drogas ilegales fuertes.
İkinci suç, genç bir kadının tesirli ve yasal olmayan uyuşturucular alması.
¡ Porque dejamos que se la llevara de mi maldita escena del crimen!
Çünkü olay yerimize girip almasına izin verdik!
¡ Quiero que me lo traigan, la policía de Cincinnati no tiene la custodia, ellos no lo fichan!
Buraya getirin, polis gözaltına almasın, kayıtlara geçirmesinler!
La Canterbury la debería estar recibiendo pronto.
- Yakında Canterbury'nin alması gerek.