Translate.vc / испанский → турецкий / Alta
Alta перевод на турецкий
16,464 параллельный перевод
- ¿ Cables de alta tensión?
- Elektrik hatları mı?
¡ Dilo en voz alta!
- Pekala. Yüksek sesle söyle!
Nueva York tiene la tasa de desempleo más alta de Estados Unidos.
Amerika'daki en yüksek işsizlik oranı New York şehrinde.
Y ascenderé sobre la más alta de las nubes
En yüksek bulutun üstüne çıkacağım
De nuevo, no quieres decir eso en voz alta.
Tekrar söylüyorum, bunu yüksek sesle söylemek zorunda değilsin.
Porque eres alta, y papá siempre decía que tienes manos de hombre.
Çünkü sen uzunsun ve babam hep erkek ellerin olduğunu söylerdi.
¿ Y cómo se llama esa torpe chica alta que trabaja contigo?
Seninle çalışan uzun garip kızın adı neydi?
¿ La chica torpe y alta?
Uzun garip kız mı?
Creo que eso es lo que se conoce como un problema de clase alta.
Bu bence çok saçma bir istek.
¡ No! Lo dije en voz alta.
Olamaz, içimden söylemedim.
Tiene alta su adrenalina.
Adrenalini yüksek.
- Accidente de alta adherencia.
- Darbe aldım.
Tengo una niña que monta ponies. Así de alta.
Midilli süren küçük kızım var.Bu boylarda.
Porque Daniella era muy alta.
Çünkü Daniella... bilirsiniz, çok, çok uzun boyluydu.
Me gustó Alta fidelidad.
High Fidelity'i sevdim.
Pienso en voz alta.
Sadece yüksek sesle düşünüyorum.
Su alta está condicionada a que asista a sesiones diarias para poder monitorear su progreso.
Tedavinizi takip etmek gibi günlük görüşmeler yapacağız.
No lo había dicho en voz alta.
Bunu daha önce hiç sesli söylemedim.
♪ Una estoy Singin'♪ ♪ de alta g en, podrás... ♪
# Benim şarkı söyleyip, sizin... #
Es de una orden alta.
Bunu bilmek zor. Ve elimizde sadece şey var
Algo de un pastor belga entrando en la cocina con una rata en la boca antes de que su alta y morena dueña pudiera pararle.
Uzun boylu esmer sahibi onu tutamadan ağzında bir sıçanla mutfağa dalan bir Belçika Malinois Köpeği'yle ilgili sorun yaşamışlar.
Puedes seguir haciendo tu programa, sigue insinuando que algo raro está pasando, pero debes mentir sobre lo de hoy.
Programını yapmaya devam edebilirsin. Alttan alta garip şeylerin yaşandığını söyleyebilirsin. Ama bu akşamla ilgili yalan söylemek zorundasın.
Para ser una escuela cerrada tiene sistema de alta seguridad.
Artık eğitim vermeyen bir okul için epey sağlam güvenliği olduğunu söyleyebilirim.
Han tratado a Ko, y le van a dar el alta.
Ko'ya tedavi yapılıyor ve birazdan taburcu edilecek.
Sí, le están dando el alta.
Evet, acilden çıkış yapıyor.
Alta seguridad, más alto riesgo. Te veo allí.
- Yüksek güvenlik, yüksek risk.
No sé, cuando lo digo en voz alta, pierde sentido.
Bilmiyorum, seslendirmeye çalışınca olmuyor.
Lo entrenó usted mismo y lo tenía en alta estima antes de su traición a la compañía.
Onu kendiniz eğittiniz, ve şirkete ihanet etmeden önce ona büyük bir itibar sağladınız.
Es nuestra reciente adquisición, el Propulsor de alta tecnología.
- Bu yeni üretim son teknoloji sırt roketi. - Çıkar onu.
♪ Estando solitario en la cima de una alta montaña... ♪ ♪... sopla el viento frío. ♪
Esiyor soğuk rüzgarlar yüksek bir dağın tepesinde dikildiğimde.
♪ ¿ Es esta la montaña más alta del mundo? ♪
Bu mu dünyadaki en yüksek dağ?
- Siempre existe una montaña más alta. ♪
- Her zaman daha yüksek dağlar vardır.
Jack Thompson la tiene en alta consideración.
- Enerjik. Jack Thompson, hakkınızda oldukça olumlu düşünüyor.
Creo que dispara un pulso de fotones de alta energía.
Yüksek enerjili fotonlar fırlatacak sanırım.
E incluso un tirón en su caballo de alta puede venir de ella cuando su carrera está en la línea.
Söz konusu kariyeri olunca en ahlâklı polis bile her şeyi yapar.
Más alta. Y seguiré una moda totalmente nueva.
Uzarım.Tamamen yeni bir moda akımına kapılabilirim.
Y ahí es dónde van a poner el tren de alta velocidad.
Hızlı treni de şuraya yapacaklar.
¿ Loca, rica, de la alta sociedad perra?
¿ Loca, zengin, yüksek bir toplum kaltak?
¿ Qué hay de rayos X de alta energía?
Yüksek enerji x-ray peki?
Así que lo que vamos a hacer es Vas a mantener la cabeza hacia abajo y la nariz limpia y llevar a cabo en su mayoría tareas administrativas para los agentes en planta alta, y que vas a hacer por lo que con ninguna pregunta.
Bu yüzden burada kafanı eğip, boynunu bükecek ve soru sormaksızın üst kattaki ajanlar için çoğunlukla yazı işleri yapacaksın.
Quédate en el campamento haz solo trabajo donde puedas estar sentada pide ayuda cada vez que quieras algo de una estantería alta... ¿ Pero sabes qué?
Kampta kal sadece oturabileceğin işler yap üst raftan bir şey lazım olduğunda yardım iste.
Entonces, ¿ me das el alta completamente?
Tamam mıyım ben şimdi?
Es realmente alta como una jirafa.
Zürafa kadar boyu var.
AIM ha estado robando engranajes de alta tecnología en todo el mundo, luego lo juntan en una base subterránea oculta.
AIM dünyanın her yerinden yüksek teknolojiye sahip aletler çalıyor sonra da onları gizli bir yeraltı üssünde topluyordu.
¡ El zepelín de alta tecnología de S.H.I.E.L.D. ahora es algo mejor!
S.H.I.E.L.D.'ın yüksek teknolojili zeplini artık daha büyük birşey haline geldi!
Para que el transmisor de Cho funcione, debemos llegar a la parte alta.
Eğer Cho'nun cihazı işe yararsa bizim yukarı çıkmamız gerek.
Supongo que estoy pensando en voz alta, ¿ no es una hora rara para una cita?
Tamam, galiba sesli düşünüyorum buluşmak için garip bir saat değil mi?
De acuerdo, Chen, que suben alta.
Chen, sen yukarı.
Me han dicho que solo una alta sacerdotisa podía leer la inscripción.
Bana yalnızca baş rahibelerin bu yazıyı okuyabileceğini söylediler.
Azucar alta vitamina D baja
- Şeker yüksek. D vitamini düşük, B12 eksik.
# En alta mar #
Orada, denizlerde