Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / испанский → турецкий / Atf

Atf перевод на турецкий

607 параллельный перевод
El coronel Remsing... y el agente especial Burnside.
Bu da Albay Remsing ve ATF Özel Ajanı Burnside.
Lo que más me preocupa es la ciudad, no una investigación de la ATF.
Birinci önceliğim bu şehir. Bir A.T.F. soruşturması değil.
Se necesitaron 50000 dólares y 6 meses del sudor del agente Freed... para que la ATF :
50,000 $ ve Ajan Freed'in altı aylık çalışması sonucu...
Él es Wilson, de la ATF. Los detectives Tubbs y Crockett.
Bu Wilson, A.T.F. Dedektifler Tubbs ve Crockett.
Lleva esto al ATF, ¿ quieres?
Bunu Kovuşturmaya ilet lütfen, olur mu?
Tuve que descubrir desde el departamento que ya no trabajabas de policía encubierto.
ATF'den polis birimin geçiş sebebini bulmam gerekiyor.
¿ Por qué dejaste la policía encubierta?
Neden ATF'den ayrıldın?
Mantenme informado.
ATF. Beni haberdar et.
G. D. Browning.
G. D. Browning, ATF.
Está conmigo el agente Browning.
Yanımda ATF'den ajan Browning var.
¿ Está satisfecho con cómo ha manejado...?
ATF'nin olaya müdahalesinden memnun musunuz...?
¿ CIA, FBI, ATF?
CIA? FBI? ATF?
Agente Flemming. ATF.
Ajan Flemming, ATF.
Los informes de ATF eran flojos.
A.T.F. istihbarat raporları zayıfmış.
Nuestro hombre, Rarito, encontró a Ephesian en un refugio que ATF ni conocía.
Adamımız, Spooky, Ephesian'ı A.T.F.'nin bile bilmediği bir yerde buldu.
Los seguidores de Ephesian creen que el FBI y el ATF son el ejército del diablo, anunciado en las Revelaciones 12 : 17 para eliminar la simiente según los mandamientos de Dios y el testimonio de Jesucristo.
Ephesian ve müritleri F.B.I. ve A.T.F.'nin Esinlenmeler 12 : 17'de sözü geçen şeytanın ordusu olduğuna inanıyorlar : "Tanrı'nın emirleri ve İsa Mesih'in vasiyeti üzerine..." "... onlarla savaşacaklar. "
Al policía de la ATF eso sólo le interesa relativamente.
A.T.F'dekiler seni belli bir amaç için kullanmak istiyorlar.
Además... ¿ por qué le busca la ATF, si no?
Yoksa sizler onun peşinde olmazdınız.
Llamaba para saber... cómo te había ido con la ATF.
A.T.F'de işerin nasıl gittiğini öğrenmek için aradım.
Agente de la ATF Ray Nicolet...
- Evet. Ben A.T.F. Ajanı Nicolet.
Es Ray, el de la ATF.
- A.T.F. ajanı Rey.
Punto de vista no compartido por la ATF.
Sadece A.T.F'in bakış açısı farklı.
Si sólo hubiese toallas en la bolsa, podría ser... que ni lo sacara de la maleta y lo tuviera la ATF.
Poşette bu havlular olmasaydı parayı çarpma şansı olmazdı. Uçuş çantasında parayı aldı ve A.T.F'yi de atlattı. Şimdi anladım.
No quiero que Vd. y el gobierno se hagan cargo sin pruebas.
Sizin ve ATF'nin el koymanızı istemiyorum ortada delil yokken.
¡ Hablo del ATF...
- ATF ( Silah Şube )'den bahsediyorum... - Evet efendim!
¿ Y qué hace la ATF ante un suicidio en masa?
Peki, ATF dini fanatikler toplu intihara kalkıştığında ne yapacak?
Según los de ATF, la pareja no cooperó sacaron unas enormes armas y dispararon a todo el mundo.
ATF'ye göre, bu çift işbirliği yapmayı reddetti ve çok büyük silahlar çıkararak herkesi vurmaya başladı.
Los de ATF debieron disparar a la pareja y ahora están a la espera.
ATF'nin bu manyak çifti vurmaktan başka çaresi yoktu ve şimdi belirsizlik hâkim.
El comandante de Estupefacientes dice que creen que puede haber niños dentro...
ATF komutanı, bize evde çocuklar bulunduğuna inanmak için gerekçesi olduğunu...
¡ La ATF está afuera y creen que son una secta! ¡ Debemos hablar con ellos! ¡ Sube al tejado!
Dışarıda ATF birlikleri var, ve sizin dini bir kült olduğunuzu sanıyorlar.
Estoy con Danny Ganz, comandante de ATF.
Şu anda ATF komutanı Danny Ganz ile birlikteyim.
Desde hace horas, La ATF intenta comunicarse con los fanáticos religiosos de la casa.
ATF kuvvetleri saatlerdir bu evin içindeki dini fanatiklerle iletişim kurmaya çalışıyor.
Intentamos decírselo a ATF, pero nos han disparado. ¿ Algo más?
ATF adamlarına söylemeye çalıştık, ama bize ateş ettiler.
Hemos hecho que ATF sienta la ira de Dios.
O ATF hergelelerinin kalbine Tanrı korkusu saldık, inanın bana.
Y adivinen qué apareció en la página del ATF.
Ve tahmin edin ne buldum.
El ATF lo investiga por estar excesivamente armado.
ATF şu an bu konuyu araştırıyor çünkü fazlasıyla silahlanmışlar.
Quizá el ATF.
Belki de ATF.
Tenemos una apuesta. Yo digo del FBI, ellos del ATF.
İddiaya girdik - ben FBl dedim, onlar ATF dedi.
Agente especial James Hamner, ATF.
Özel Ajan James Hamner, ATF.
No quiero ser el miope aquí, señor, pero esto parece como un ataque terrorista directo a la ATF.
Basiretsiz gibi görünmek istemem ama bence bu olay A.F.T.'ye göre bir terörist saldırı gibi görünüyor.
La DEA ha venido a respaldarme, y por las drogas y las armas.
DEA ve ATF ajanları, bana destek sağlamanın yanı sıra uyuşturucu ve silahlar için buradalar.
En presencia de familiares y amigos, se efectuó el sepelio del agente John Brigham muerto el viernes mientras cumplía su deber.
Dostları, ailesi ve iş arkadaşları, ATF ajanı John Brigham'ı toprağa vermek için bu sabah Arlington Milli Mezarlığında toplandık. Cuma günü görev başında hayatını kaybetti. Henüz 40 yaşındaydı.
De "Alcohol, Tabaco y Armas".
ATF.
Consultemos a la ATF.
Alkol, Tütün ve Ateşli Silahlar Bürosu'na bakalım.
- Lo comparé con los datos de la ATF. - No hay perfil.
Alkol, Tütün, Ateşli Silahlar'ın bombacılar veritabanına baktım.
La ATF estipula que hay que catalogar todos los cartuchos.
Bildiğin gibi her dinamit çubuğu kataloglanır.
Eso está muy mal, porque voy a tener que regresar con un agente de la ATF y cerrarlos por un par de días,... y le garantizo que eso sí lo va a recordar.
Çok yazık. Birazdan bir ATF ajanıyla geleceğim ve burayı birkaç günlüğüne kapatacağım. İşte bunu kesinlikle hatırlarsın.
Esta mañana. Cortesía de Alcohol, Tabaco y Armas.
- Bu sabah, ATF'nin katkılarıyla.
¿ Y la DEA, y la base de datos del ATF?
Diğer kurumların veri tabanlarından bir şey çıktı mı?
El FBI, la CIA, la DEA, la ATF.
DEA, hatta New York Polisi'nin bile özel jetleri var.
Bob Sneed.
Bob Sneed, ATF'den.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]