Translate.vc / испанский → турецкий / Austin
Austin перевод на турецкий
1,990 параллельный перевод
Austin no quería que fuera con él porque dijo que tenía una reunión importante... con su jefe en el Inferno, y que si iba parecería patético.
Austin yanında olmamı istemedi çünkü... Hell-A'da patronuyla büyük bir buluşma yapacağını ve bunun sıkıcı bir durum olduğunu söyledi. Yani, evet.
Y al no volver a casa por la mañana, y no contestar al móvil... llamé para saber si de verdad había habido una reunión, y su jefe me dijo que Austin se fue de la fiesta con otra persona.
Sabah eve gelmeyip, telefonunu da açmayınca olanları öğrenmek için patronunu aradım. Patronu Austin'in partiyi başka biriyle terk ettiğini söyledi.
¿ Así que me estás diciendo que Austin era un empleado del Inferno?
Austin Hell-A'nın bir çalışanı mı diyorsun? Sadece uyuşturucu satıcısı değil miydi?
Austin volaba por todo el país a todos los sitios donde su jefe daba una fiesta.
Austin ülke genelinde patronunun düzenlediği partilere giderdi.
¿ A todas esas fiestas, Austin viajaba con un suministro de éxtasis para vender?
Austin tüm o farklı partilerde satacağı GHB'leri uçakla mı götürüyordu? Hayır.
Si Peter Benjamin tuvo algo que ver con la muerte de Austin, yo debería dirigir el interrogatorio.
Peter Benjamin'in, Austin'in ölümüyle bağlantısı varsa ben sorgulamalıyım.
La noche que le perdimos, a Austin Blair.
Onu kaybettiğimiz gece... Austin Blair'in üzerinde dinleme cihazı vardı.
Empecemos por el principio. ¿ Podría describir su relación con el fallecido, Austin Blair?
Austin Blair'le olan ilişkinizi tanımlayabilir misiniz?
Austin trabajaba para mí en diferentes locales por todo el país, y por lo que me han dicho ustedes, ahora parece obvio... que además traficaba con drogas a escondidas.
Austin benim için değişik partilerde görev alırdı ve sizin de söylediğiniz gibi, şu an görülüyor ki ayrıca uyuşturucu da satıyormuş. Katılabilir miyim?
¿ Puedo hacer una pregunta complementaria? ¿ En realidad vio a Austin Blair marcharse de la fiesta Inferno la noche en que desapareció?
Austin Blair'i kaybolduğu akşam Hell-A partisinden çıkarken gördünüz mü?
Travis... Cuando le dije al chaval que Austin se había marchado con alguien, le hablaba más bien, por su patrón histórico.
O çocuğa Austin'in biriyle çıktığını söylediğimde daha çok her zaman olan bir şeyden bahsediyordum.
Tenemos dos salas de recuperación... con personal específico para la gente que, ya saben, se sobrepasa.
Aşırı dozda uyuşturucu alanlar için. Austin Blair bunlardan biri olabilir mi?
Bueno, no quiero machacar la reputación de un chaval muerto, pero como todos hemos visto el vídeo, obviamente Austin estaba trincando de su propia remesa.
Ölü bir çocuğun arkasından konuşmak istemem. Ancak kayıtlardan da gördüğü üzere... Austin zulasına sıkça gidiyordu.
Otra pregunta, por favor. Tengo tres testigos que afirman que vieron a empleados de la Inferno... sacar a rastras a Austin Blair inconsciente, hasta un callejón.
Austin Blair baygın bir haldeyken Hell-A çalışanları tarafından ara sokağa sürüklendiğini gören üç tanığım var.
¿ De verdad tienes tres testigos que vieron como arrastraban a Austin Blair?
Austin Blair'in sürüklendiğini gören üç tanığın var mı? Elbette yok.
Estoy segura de que puedo. Entonces digamos que Austin no murió por una sobredosis.
Austin'in aşırı dozdan ölmediğini söyleyebilirsin.
Dejo el estúpido F.B.I. ¡ Y de ahora en adelante, la Policía de Los Ángeles considera la muerte de Austin Blair como asesinato!
LAE göre Austin Blair cinayete kurban gitmiştir.
ASESINO El Dr. Morales no ha encontrado ningún pinchazo en el cuerpo de Austin, así que no le pusieron ninguna intravenosa para rehidratarle.
Dr. Morales, Austin'in vücudunda ne delik ne de yara bulabildi.
Austin tomó cuatro gramos de éxtasis líquido más de la dosis habitual.
Austin alışılmış dozun 4 gram üstünde GHB almış.
Quizás alguien alegró su copa, porque sabían que Austin había ido al Inferno con un micro.
Belki de Austin'in dinleme cihazıyla Hell-A'ya geldiğini bilen biri içkisine katmıştır.
Peter Benjamin dijo algo sobre Austin yéndose a casa en coche, excepto que le encontraron en un callejón.
Peter Benjamin, Austin'in araba sürmesiyle ilgili olarak ara yolda bulunduğunu söylemeden önce bir şey söylüyordu.
Sí, creo que son de Austin.
- Evet, galiba Austin'in.
Y a Austin le ponía nervioso que alguien condujera el coche de su padre.
Austin babasının arabasını yabancı birinin kullanmasına çok kızardı.
Lo registré a nombre de Austin por un tema del seguro.
Sigorta yüzünden Austin'in üzerine kayıt ettirdim.
Austin nunca llegó a casa desde el Inferno, y tampoco lo hizo su coche,
Austin Hell-A'dan eve dönmedi. Arabası da öyle. Siz nasıl oldu da arabasını evden aldınız?
Pudimos comparar el éxtasis que encontramos en la casa de Austin... con el que encontramos en el cuerpo de Austin y conectarlo todo... con el que encontramos en su oficina.
Austin'in evinde ve cesedinde bulunan GHB ile ofisinizde bulduğumuz maddeyi karşılaştırıp eşleşme sağlayabiliriz.
Se metió en el negocio de las drogas con su hijastro.
FBI Austin'le bir anlaşmaya vardı.
El F.B.I. pilló a Austin traficando. Le prometieron que se lo podrían fácil si les entregaba a su proveedor.
Tedarikçisini gammazlarsa işlerin kendisi için kolaylaşacağını söylediler.
Y verá, Austin me presentó a Peter Benjamin.
Austin beni Peter Benjamin'le tanıştırdı.
Al principio, las cosas iban muy bien, y luego el F.B.I. pilló a Austin traficando.
Önceleri her şey yolunda gidiyordu, sonra... Austin FBI tarafından enselendi.
Austin pensaba que simplemente dejaría de hacer el éxtasis, que me desharía de equipo, y entregaría a Peter a los federales, y que ambos quedaríamos libres.
Austin, GHB yapmayı durup, ekipmandan kurtulmamı ve Peter'i de federallere vererek bu işten paçayı sıyırabileceğimizi söyledi.
¿ Así que Austin intenta protegerle, y usted va y hace que le maten?
Yani Austin sizi korumaya çalıştı. - Sizse ölmesini mi sağladınız? - Hayır, hayır.
No, no. No. Peter dijo que simplemente despediría a Austin, haciéndolo inservible para el F.B.I.
Peter onu kovacağını ve FBI için işe yaramaz hale getireceğini söyledi.
Y sacar tus cosas de casa de Austin va a ser muy difícil.
İstediklerini gerçekleştirmek şimdi çok daha zor olacak.
Quiero a Austin...
Austin'i istiyorum.
No traicionas el recuerdo de Austin quedándote con su dinero.
Parasını alman Austin'in anısına saygısızlık olmaz.
En vivo en Austin.
Austin'den canlı.
Esposo, te presento a Austin, Star, Meg, Miguel y Alison.
Kocacığım, bunlar Austin, Star, Meg, Miguel ve Alison.
Durante 15 años, ha estado excavando en este pequeño campo cerca de Austin.
15 yıldır, Austin yakınında bulunan bu küçük alanda didiniyor.
Randall Trent, Calle Austin No. 73.
Randall Trent, 73 Austin Sokağı.
- Soy de Austin.
Gerçekten mi?
Pasen el día más importante de su vida en el opulento salon de baile Astin
Hayatınızın bu en önemli gününü Ophulet Austin Balo Salonunda yaşayın.
Era el jefe de Austin.
Onun patronu. Sorguyu durdur, durdur.
A Austin. ¿ Puedo verle?
Austin... Onu görebilir miyim?
Ahí está Austin pasando éxtasis.
Austin GHB'yi elden çıkarıyor.
Austin va a trompicones al baño.
Austin tuvalete gidene dek.
Es raro, porque le dijo a Travis Myers que vio a Austin irse con otro hombre.
Austin'i bir adamla giderken gördüğünüzü söylemişsiniz.
Austin...
O asla tek başına çıkmazdı.
Así que Austin se recuperó.
Yani, Austin kendine geldi.
Que habían matado a Austin.
Austin'in öldürüldüğünü.
El dinero de Austin se queda aquí.
Austin'in parası burada kalacak. Neden?