Translate.vc / испанский → турецкий / Avance
Avance перевод на турецкий
2,507 параллельный перевод
Una chica que no estaba en coma y que tampoco murió después de hacerlo, lo que para mi, es un avance.
Komada olmayan ve işimiz bittikten sonra ölmeyen bir kızla. Ki bu, benim için bir ilk.
Esto parece ser un gran avance.
Bence büyük bir adım attın diyebilirim.
Acabo de hablar con Vedfeld y hubo un pequeño avance.
Vedfeld'le konuştum, küçük bir ilerleme kaydettik.
Cada avance en la historia ha conllevado la pérdida de vidas humanas.
- Canları da... Tarihteki her gelişme için bir şekilde insanlar feda edilmiştir.
Bueno, tenemos un avance.
Tamam, her şeyi aldık.
Tu querías un pequeño avance.
Küçük bir adım atmamızı istiyordun.
No quiero que avance Ven con tu jefe con la cantidad completa
Avans istemiyorum! Patronla paranın hepsini getirin!
La única manera de hacer que Blair avance es que se piense que yo nunca lo haré.
Blair'in devam etmesinin tek yolu, Benim asla edemeyeceğimi düşünmesi.
Bueno, no hay avance en mi especialidad sin una educación continuada.
Eğitimini tamamlamadan benim alanımda kimseye ekmek yok.
Por favor avance hasta la ventanilla.
Lütfen cama doğru ilerleyin.
Alerta de avance... Jenny Klein es la próxima.
Önceden haber veriyorum sırada Jenny Klein var.
Avance letrado.
Devam edin, avukat.
Hamilton se dio cuenta que estaba al borde de un revolucionario avance.
Hamilton devrim niteliğinde ömrü uzatan bir... -... deneyle çığır açmak üzereydi.
Oye, es un avance enorme en el caso, pero todavía no hay ni rastro de los peces grandes, así que, ¿ por qué Gabriel y tú no esperáis ahí?
Evet. Bak, bu dava için büyük bir fırsat ama hâlâ büyük balıktan bir iz yok.
Lo supongo. ¿ Algún avance?
Doğrudur. Gelişme var mı?
Con el internet de alta velocidad, tienes al alcance de las manos el mayor avance en el terreno sexual desde la invención de las toallitas.
Yüksek hızlı internet ile, banyo lifinin icadından bu yana seks alanında yapılmış en büyük ilerlemeyi avcunun içi gibi bilebilirsin.
Punto. El avance de la civilización está en peligro.
Uygarlık yürüyüşümüz tehlikede.
Creo que hemos hecho un gran avance en la actualidad.
Bugün önemli bir ilerleme kaydettiğimizi düşünüyorum.
Quiero un informe del avance sobre el asesinato de Kochenko.
Kochenko'nun öldürülmesiyle ilgili gelişmeleri öğrenmek istiyorum.
Necesito que esta operación avance sin problemas.
Bu operasyonu pürüz olmadan bitirmem gerek.
Aproximadamente 1.000 años después del desarrollo del hierro vino otro gran avance, incluso mayor :
Yaklaşık 1,000 yıl sonra, demirin evrimiyle daha büyük bir yenilik, bir buluş patlak verdi :
Y no quiero cantar victoria aún, pero creo que hice algún avance, le di bastante en qué pensar.
Ve kendimi övmek istemiyorum ama, Ama bence önemli şeyler dedim, düşüneceği çok şey verdim.
Tenía un pequeño avance.
Birşey üzerinde çalışmıyorsan. Yo, yo.
Numero tres, avance.
Üç numara, öne çık.
imaginen las implicaciones! Este podr ¡ a ser el avance tecnol ¢ gico m s importante de nuestro tiempo.
Bu, belki çağımızın en önemli teknoloji buluşu olabilir!
Avance.
Cama yanaşın.
Pero aquí tenemos a un joven con toda una vida por delante con deseos de vivirla como hombre, con la valentía y el desinterés de ayudar con el avance de la ciencia médica.
Ama burada, önündeki upuzun hayatı tam bir erkek gibi yaşamak isteyen ve bu yolda cesurca ve kendisini düşünmeksizin tıp bilimine yardımcı olmak isteyen genç bir adam söz konusu.
¿ La superdotada hizo sólo una clase de avance?
Bizim iş bitirici, işleri zorla mı yaptı yoksa?
Bueno, gracias por el avance.
Uyarı için teşekkürler.
Si ustedes pudieran capturar esa base, anularían el canal de abastecimiento permitiendo el avance del resto de nuestras fuerzas.
Eğer o hava üssünü ele geçirebilirseniz, ana ikmal hatları kesintiye uğrayacak, geri kalan kuvvetlerimizin içeri girmesi sağlanacak.
# Y yo estoy ansioso porque su carrera avance
Ama kariyerinin ilerlemesinden endişeliyim
Pararse en dos patas es un avance revolucionario.
İki ayaklarının üzerinde durmaları devrim niteliğinde bir gelişimdi.
- ¿ Algún avance?
- Selam, ilerleme var mı? - Evet.
¿ Algún avance identificando a nuestro amiguito?
Küçük dostumuzun kim olduğu konusunda herhangi bir gelişme var mı?
Sabes, Malcolm, estoy a favor del avance de la ciencia pero no veo cómo esto va a ayudarme a encontrar a un espía.
Bak Malcolm, ileri bilime hayranım ancak bunun köstebeği bulmamda ne işime yarayacağını anlamadım.
Sí, puede que tengamos un avance mayor.
Evet, belki geçiçi olarak başkan olabiliriz.
Cuando los bloques de hielo interrumpen el avance, es hora de trabajar duro,
Buzdan sırtlar işleri duraklattığı zaman bu sırtları kırmak gerekiyor.
Con el avance de la temporada la superficie de hielo desaparece
Mevsim ilerledikçe okyanusun donmuş yüzeyi parçalanıyor.
Con el avance del verano los tesoros más al sur, son finalmente liberados por el hielo.
Yaz ilerledikçe Antarktik Okyanusu'nun en güney bölgeleri buzdan kurtuluyor.
Es un avance.
Bu bir gelişme.
Ha habido un avance en el caso de Frank Stevens.
Frank Stevens'in davasında bir gelişme oldu.
Parece un avance pero lo que hicieron fue llevar la industria establecida del cine junto con sus actores al norte.
Filmlere bakıldığında, sanki bir ilerleme var sanırsınız. Aslında gelişmiş sinema sanayisi ve gelişmiş aktörler, kuzeye taşınır sadece.
Avance, Caplan.
Kımılda, Kaplan!
¿ Cómo? ¿ Algún avance con el NN?
- Kimlik tespitinde bir gelişme var mı?
¡ Al avance del próximo episodio!
Killua! Bir sonraki bölümün tanıtımına doğru!
Hoy es solo un avance de lo que está por venir.
Bugün yapacağımız sadece ön bir gösteri.
Tenemos un avance en el caso, jefa.
Davada bir ipucu yakaladık, Patron.
AVANCE DEL EQUIPO DE ESTUDIO DEL FERROCARRIL
DEMİRYOLU KEŞİF KOLU.
Quizás sea un avance.
Seviye atlamış olabilir.
Es un avance.
Bu da bir şeydir.
Te lo dije, Ronseph, avancé hacia cosas más grandes.
Ronseph, söylediğim gibi, artık büyük oynuyorum.