Translate.vc / испанский → турецкий / Band
Band перевод на турецкий
3,310 параллельный перевод
Quieren reparar el daño, ponerle una venda.
Hasarı üzerine yara bandı koyarak düzeltmek isterler.
¿ Qué tal si tú y yo compartimos un delicioso revuelto de huevos, Astro?
Beraber bir tava yağda yumurtaya ekmek bandırmaya ne dersin Astro?
Sí, yo me llevo estos coleteros y este molde para brownies.
Bu saç bandını ve browni tavasını kesinlikle alıyorum.
Heridas superficiales, pero el genio fue a emergencias a que le pusieran antibióticos y puntos de aproximación.
Hafif sıyrıklar, fakat dahi çocuğumuz yara bandı ve'bactine'almak için acile gitmiş.
Tanto la filtración de la cinta como el rechazo del tratamiento indican que no tiene miedo a las consecuencias.
Hem bandı sızdırması hem de tedaviyi reddetmesi sonuçlardan korkmadığını gösterir.
Digo, en serio, ¿ quién quiere levantarse de la cama un domingo a la mañana, venir aquí corren una hora en la caminadora mirando la pared?
Cidden ama, pazar sabahı kalkıp da duvara bön bön bakarak koşu bandında saatlerini harcamak için kim buraya gelir ki?
Así debe ser como se siente E Street Band.
"E Sokak Gurubu" nun hissettiği gibi hissettiriyor.
Debería haber comprado una cinta de andar, es lo que él debería haber hecho.
Bence bir koşu bandı almalıydın.
Es como una curita, Eve.
Bu yara bandı gibidir, Eve.
Si le vieras la raya a una, le pondrías un apósito.
Bir kızın yarığını gördüğünde, üzerine yara bandı yapıştırırsın.
¿ Te conté lo de mi amiguito al que vi, de la guardería, con el parche en el ojo que me envió de vuelta?
Beni öteki taraftan buraya yollayan göz bandı takan ana okulu arkadaşımdan bahsetmiştim ya sana hani?
¿ Y qué ibas a hacer, le pondrías una curita?
Ne yapacaksın, yara bandı mı takacaksın?
Había un hacha y una sierra, un arma de fuego, cinta adhesiva, bolsas de basura, cadenas, esposas.
İçinde balta ve testere, silah, koli bandı, çöp torbaları, zincirler ve kelepçeler vardı.
Cuando no estábamos por la labor de mamar de sus pezones, recurría a empapar un algodón en leche materna para que lo chupáramos.
Huysuzluk edip sütünü emmediğimiz zamanlarda ise sütünü emziğe bandırır ve bize verirmiş.
Es más caro, pero si está contaminado o sea, inmunodeficiente o ulceroso, es el parche o la morgue.
Daha pahalı, ama bir şeyler bulaşırsa da, - immünyetmezligi, veya ülser sebep olur. Ya deri bandı ya da morg.
Entiendo, pero esto es una fábrica y si te sales de la cadena de montaje habrá consecuencias.
Anlıyorum ama burası bir fabrika ve sen üretim bandından uzaklaşırsan bunun sonuçları olur, tamam mı?
Su versatilidad vocal hacía las delicias de la juventud africana, y Mario, gran cultivador de su ego, aprovechó para crear un grupo homónimo que bautizó "Mario's Band".
Güçlü sesi Afrikalı gençlere keyif veriyordu ve egosunu tatmin etmek için Mario'nun Grubunu kurdu.
Sin capa de suciedad, sin banditas adhesivas.
Üstünde pis bir köpük yok, içinde yara bandı yok.
Podría ser una cortada. ¿ Me pueden dar una curita?
Galiba kestim, yara bandınız var mı?
Tradicionalmente, todo el mundo debería llevar túnicas blancas y cintas en el pelo.
Geleneksel olarak, herkesin beyaz cüppe giymesi... ve saç bandı takması gerekiyor.
Igual en lugar de cintas para el pelo ¿ la gente podría llevar una bufanda?
Belki saç bandı yerine... herkes eşarp takabilir.
"Voy a meter mi verga en la mermelada de Finn y tú puedes mamármela".
"Az önce sikimi Finn'in reçeline bandırdım. Onu yalayabilirsin."
Grunkle Stan, estas con los ojos vendados tambien?
Stan amca, sen de mi göz bandı takıyorsun?
Vale, fuera parches, fuera parches.
- Bandı çıkardım gitti.
Parches puestos, parches puestos.
Bandı takıyorum. Bandı takıyorum.
Me dieron una curita.
Yara bandı verdiler bana.
Los hospitales no dan curitas a menos que sea médicamente necesario.
Hastaneler, tıbben gerekmediği sürece yara bandı veremezler.
Esta mañana, me bebí un té hecho con un parche de nicotina.
Bu sabah nikotin bandından yapılmış çay içtim.
¿ por casualidad no has visto mi diadema?
Acaba saç bandımı gördün mü?
¿ Qué diadema?
Nasıl bir saç bandı?
Como, ¿ esa vieja bandita que ha estado en tu mesita desde Halloween?
Şu Cadılar Bayramından beri komidinin üstinde duran yara bandı mı mesela?
- Poned el video.
- Bandı başlatalım.
Estás emitiendo una señal GSM 1800.
GSM 1800 bandından sinyal yayınlıyorsun.
¿ Podrías fijarte sí puedes encontrar... algo de cinta adhesiva y un cuchillo para manteca?
Acaba bulabilirsen yara bandı ve yağ bıçağı getirebilir misin?
Si tomas una curita del botiquín... toda la cocina sabrá que estás jodida.
İlk yardım kutusundan yara bandı alırsan bütün mutfak senin işi beceremediğini öğrenir.
Sí, como en la Dave Matthews Band.
Evet. Mesela Dave Matthews Band.
Parches de nicotina para su tabaquismo, Antabuse para el hábito de beber, fluvoxamina para su O.C.D, interferón para la hepatitis C y doxiciclina para la clamidia... el chico es una farmacia andante.
Sigara alışkanlığı için nikotin bandı içki alışkanlığı için antabuz obsesif kompülsif bozukluğu için fluvoxamine hepatit C için interferon bel soğukluğu için doksisiklin bu adam yürüyen eczane gibi.
La band aid debe estar todavía en el cubo de la basura.
Yara bandı hala çöptedir.
Basado en el ejemplo de la band aid, la sangre del chico es tipo 0.
Yara bandı örneğine göre çocuğun kan gurubu 0.
Walter, tienes razón. Hay una frecuencia de radio que no le pertenece al gobierno que está transmitiendo en onda corta.
Hükümete ait olmayan S bandından yayılan bir radyo frekansı saptadım.
Siempre que puedes meter una comida dentro de otra comida, me apunto.
İstediğin zaman yemeğine bandırabilirsin. ya da diğer yemeklere, Oyun başlasın.
Entregaba pedidos a domicilio, el mismo, en una bicicleta que se mantenía unida por la cinta adhesiva.
Yemekleri koli bandıyla tamir edilmiş bisikletiyle teslim ederdi.
Es un mal sitio ocupado por gente que moja con comida salivada.
Buradakilerin çoğu ısırdıkları şeyi tekrar bandırıyor.
- Hola, Adam. Le pillé mojando dos veces en la salsa vegetal.
Isırdığı şeyi sebze sosuna tekrar bandırırken yakaladım onu.
To see what Griffith and the Band of the Hawk have done, and just what he has attained.
Griffith'in ve Şahin Takımı'nın yaptıklarını ve kazandıklarını görmek...
Con cuidado que perdí una bandita.
Aklında olsun... yara bandımı kaybettim.
¿ Ha intentado los parches?
Nikotin bandı denediniz mi?
Su soporte para dejar el huevo es el mejor del sector con la espiral del huevo más delgada para reducir las líneas de tinte.
Paas en iyisi. Yumurta bandırma telleri en ince düğümleri ile... boyama hatlarını en aza indirdiği için piyasadaki en iyiler.
Lista de reproducción de Treadmill.
"Koşu Bandı" şarkı listesi.
A diferencia de Beacon Hills donde casi no podemos permitirnos cinta adhesiva para mantener el equipamiento.
Okul, ekipmanlarımızı bir arada tutacak koli bandını bile zar zor veriyor.
Oh Dios mío ¿ es una cinta de policía?
Tanrım, bu polis bandımı?