Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / испанский → турецкий / Bent

Bent перевод на турецкий

281 параллельный перевод
Entré y le dije al viejo Bentley, "Bent, vete al cuerno..."
Odasına girip yaşlı Bentley'e şöyle dedim, "Bent, seni ihtiyar mıymıntı —"
Dr. Alan Bent.
Dr. Alan Bent.
- ¡ Yviviré... hasta el máximo sin su ayuda!
Bent'in tepesinde yardımın olmadan yaşamayı umuyorum.
No me lamentaré de mi suerte hasta dos kilómetros... afuera del Recodo del Francés.
Kendim için üzülmeyeceğim bile Fransız Bent'inden bir buçuk mil uzaklaşana kadar.
No importa. Soy minoría.
Merak etmeyin, bent yetkili biri değilim.
Fuerte Bent en Colorado.
Bents Fort, Colorado'da.
Lo compuso un borracho sentado en un bar de Fuerte Bent en Colorado.
Colarado Bent Fort'da bir barda otururken sarhoşun teki yazdı.
"Salí de la oscura taberna a la calle, donde el sol abrasaba sin misericordia y Bent se puso a gritar : " Sal fuera, Kid Shelleen te echaré a puñetazos de Tombstone y te mandaré al infierno ".
"Karanlık meyhaneden dışarı adımımı attım güneşin acımasızca yaktığı sokağa ve Bent haykırdı,'Çık dışarı, Kid Shelleen seni Tombstone'dan def edip cehenneme yollayacağım!"'
- ¿ Dónde está tu brazalete?
- Pazıbent nerede?
Arregla el sitio para pescar.
Balık yakalamak için bent yapıyor.
Coloqué uno en la compuerta principal... del pantano de Chatsworth.
İlkini çok önemli bir bent kapağına yerleştirdim. Chatsworth Su Deposuna.
Compuerta principal.
Bent kapağında.
En Nueva Escocia el Sr. Roy Bent se ha convertido en el primero... en cruzar el Atlántico en un triciclo.
Bugün Nova Scotia'da, North Walsham Norfolk'tan Bay Roy Bent Atlantik'i üç tekerlekli bisikletle geçen ilk adam oldu.
El Sr. Bent está en nuestros estudios de Durham... y es un lástima porque nosotros estamos en Londres.
Bay Bent, Durham stüdyolarımızda. Büyük talihsizlik, çünkü biz burada, Londra'dayız.
¡ Soy médico practicante en el hospital Peter Bent Brigham!
Ben Peter Bent Brigham Hastanesi'nde hekimlik yapıyorum!
~ Through rain and wind and weather Hell-bent for leather
Through rain and windand weather Hell-bent forleather
Ciudad Ciclón, Angel de Ensueño, Decidido a ir a Texas Amor a los Saltos, Polilla y Moho, Elevación Terrestre Crème de la Crème, El Alto de Tennessee Gallina al Volante, Lobo de Mar La Invasión de la Gente en Salmuera Odisea del Dolor, El Botín Pagano y su última y más espectacular obra cinematográfica Viento Nocturno.
"Cyclone City", "Dream Angel", "Hell-bent for Texas" "Love on a Pogo Stick", "Moth and Rust", "Earthrise" "Crème de la Crème", "Tall Man from Tennessee" "Chicken at the Wheel", "Sea Dog" "Invasion of the Pickle People" "Odyssey of Pain", "The Pagan Plunder" ve onun en son, en büyük fantezi sinema filmi "Gece Rüzgarı".
Caminé un rato y luego entré en un bar llamado "El Brazo Torcido" ".
Bir süre etrafta dolaştım, ve sonra "Bent Arm" isimli bir bara girdim.
El Brazo Torcido.
"Bent Arm" ha?
En un bar llamado El Brazo Torcido.
"Bent Arm" isimli bir barda.
Ese día se rompieron todas las fuentes del abismo, se abrieron las cataratas del cielo, y estuvo lloviendo sobre la tierra durante cuarenta días y cuarenta noches.
Tam o gün büyük derinliğin bütün çeşmeleri patladı ve cennetin bent kapakları açıldı. Ve dünyaya kırk gün kırk gece yağmur yağdı.
Si detiene el agua aquí con una presa, podré hacer una lagunilla.
Suyu kesmek için buraya bir bent yaparsan... burada bir havuz yapabilirim.
El memorándum 263 de Seguridad Nacional... ordenó la repatriación de los primeros 1.000 soldados.
Ulusal Güvenlik, Bent 263... ilk 1.000 askerin ülkeye dönmesini emrediyordu.
Mi madre quiso hacer una presa para proteger sus tierras.
Ben küçükken annem, verimli arazisini korumak... için bir bent yapmak istemiş.
Clausula 14, Párrafo 5, Items 6 y 7.
Madde 14, paragraf 5, bent 6 ve 7.
Fascinante, pero no soy una experta en arqueología.
Etkileyici. Ama bent arkeoloji uzmanı değilim.
De acuerdo. Una cláusula, es como la última línea de un contrato.
Anlaşma maddesi anlamındaki bent.
La cláusula.
Bent.
Ah, odio decirtelo, pero ya han utilizado ese truco para escapar los matones de la luna venuciana en el episodio "Heck-Bent para Sparky".
Söylemek istemezdim ama bu numarayı da kullanmıştın Sparky Curcunası bölümünde, Venüslü Ay Şapşalları'ndan kaçmak için.
Cuando abres una compuerta, ¿ cómo la cierras?
- Bent kapağını nasıl kapatabilirsin?
- Bent.
- Bent.
Hola, Bent. ¿ Esta es tu habitación?
Merhaba Bent. Bu senin odan mı?
¿ Alguna vez escuchaste hablar de las represas?
- Hiç bent diye bişey duymadın mı? Kunduzlar?
# You won't see me bent over double No me verán quebrantarme
Hiçbir şeye boyun eğmem ben Karanlıkta ve molozlarda
# Through the centuries many backs have bent A través de los siglos muchas espaldas se han doblado
Asırlar boyunca pek çok sırt kamburlaştı
Cuando uno se topa con ese alguien y no lo ha superado, se abren las compuertas.
Yani birine rastlayınca olur. Ve onu unutamamışsan, güm, bent kapakları açılır.
Construye un dique, obstruye el río, que los hornos no cejen.
Bir bent inşa edip suyu durdurun. Gece gündüz yakın ocakları.
Solo estaba...
Bent...
¿ Te refieres a que el mal entra aquí a cada momento empeñado en matarnos?
Oh, gece ve gündüz nasıl kötü mavna burada her saat ortalama Bizi öldürmeye hell-bent?
Dijo que bebieron en el bar Bent Oak desde las 6 : 00 hasta que cerró.
Akşam altıdan kapanana kadar Bent Oak'da takıldıklarını söyledi.
No lo recuerdo. Tal vez recuerde que estuvo en el Bent Oak.
Belki Bent Oak'ta olduğunuzu hatırlarsınız.
¡ Bent! ¡ Morv!
Şekil değiştir.
- Ninguno.
- Hiçbirini, Bent.
Hola, Represa Rota.
Merhaba, Yıkık Bent.
No hacía tanto que Represa Rota había sido acuchillada hasta morir.
'Yıkık Bent'in ölesiye bıçaklanmasının üzerinden çok geçmemişti.
Alegremente, Represa Rota dio su clase final. Alegremente, Represa Rota dio su clase final.
Ne mutlu ki, Yıkık Bent son dersini verdi.
Represa Rota, Tullida # 5, Cuello Largo, Medianoche... todos murieron
Yıkık Bent, Topal # 5, Uzun Boyun, Gece Yarısı... hepsi öldüler.
Represa Rota fue a ver a un hotel a un cliente que odiaba a su esposa.
Yıkık Bent, bir otel odasında,... eşinden nefret eden bir müşteriyle görüşmeye gitti.
- It bent to the party line. Haase le habló al grupo.
Haase grubuyla konuştuk.
- No me sigas.
Bent takip etme!
Hola, Bent.
- Selam, Bent.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]