Translate.vc / испанский → турецкий / Bluebell
Bluebell перевод на турецкий
603 параллельный перевод
¡ Louisette, Bouchon!
Bluebell! Bouchon!
El ataque se produjo en la forma que ya estaban acostumbrados es decir, sólo una buque fue alcanzado.
Saldırı, bizim de tek bir gemiye saldırırken kullandığımız... ( Kaptan Robert Sherwood, HMS Bluebell )... bir yöntemle yapılmıştı.
Es esta la calle Bluebell?
Siz Bluebell Way misiniz?
Bluebell está allí a la izquierda.
Bluebell şurda sol tarafta.
¿ Qué es esta carta de la Agencia Bluebell?
Bluebell Ajansı'ndan gelen bu mektup nedir?
Créanme, si la Agencia Bluebell hubiera intuido algún peligro habrían tomado medidas para que la desacreditaran.
İnanın bana, Bluebell Ajansı gerçek bir tehlike sezseydi Jane'nin sertifikasını almak için bir şeyler yaparlardı.
AGENCIA DE ADOPCIÓN BLUEBELL CALLE 42 OESTE 510 VIERNES 22 DE JUNIO
Bluebell Evlatlık Verme Ajansı 22 Haziran Cuma
La buena gente de la Agencia Bluebell testificará que sí lo sabía.
Bluebell Ajansı'ndaki iyi insanlar bildiğinize dair tanıklık edecek.
Lavon Hayes quisiera darte la bienvenida a tu primera BlueBell ola de calor, donde el calor y el fastidio toman un nuevo significado.
Lavon Hayes, "BlueBell'deki ilk sıcak hava dalgasına hoş geldiniz" der. Ateşli ve rahatsız kelimeleri burada yeni bir anlam kazanıyor. - Yani?
Confía en mí. BlueBell se vuelve más divertido cuando estamos a 105 grados.
Güven bana, BlueeBell sıcaklık 35 derece olunca daha eğlenceli olur.
Bueno, es una ola de calor en BlueBell, y vosotros, chicos, estáis empapados.
BlueBell'de havalar çok sıcak ve insanlar zor durumdalar.
nunca pensé que estarías tan feliz con un día de 30 ° C el objetivo de BlueBell es satisfacer
24 derece sıcaklığı seveceğimi düşünmezdim. BlueBell'in hedefi mutlu etmektir.
Zoe, te mudaste a BlueBell.
Zoe, BlueBell'e taşındın.
No encuentro a Bluebell por ningún sitio.
Bluebell'i hiçbir yerde bulamıyorum. "
¿ Bluebell?
- Bluebell mi?
Antes de que Bluebell despareciera, se convirtió en algo luminoso.
Bluebell kaybolmadan önce ışık saçmaya başlamış.
Entonces, a la mañana siguiente Bluebell había desaparecido.
Ertesi sabah Bluebell gitmiş.
- ¡ Tengo el de Bluebell, John!
- Bluebell var!
¿ Por qué tenía que morir Bluebell, Dra. Stapleton?
Neden Bluebell ölmek zorundaydı, Dr. Stapleton?
¿ Le va a contar a Kirsty qué le ha pasado a Bluebell o lo hago yo?
Küçük Kirsty'ye Bluebell'e ne olduğunu söyleyecek misin, yoksa ben mi anlatayım?
Uno de los especímenes de laboratorio llegó hasta mi hija así que el pobre Bluebell tuvo que morir.
Kızımda bunun sonucu olarak laboratuvar deneklerinden birini aldı,... zavallı Bluebell gitmek zorundaydı yani.
- ¿ Annie, vas al Bluebell hoy?
Annie, bu gece Blue Bell'e gidecek misin?
Vamos al Bluebell y después a mi casa.
Sonra Blue Bell'e gideriz. Oradan da benim eve.
Atención, gente de BlueBell,
BlueBell halkı, dikkat dikkat.
Solo faltan dos días para conseguir vuestros tickets para la Feria del Renacimiento de Bluebell.
Rönesans Fuarı'na bilet almak için son iki gün.
Bluebell ama los eventos de la ciudad.
BlueBell kasaba etkinliklerine bayılır.
¿ Sabes? ¿ Quieres vender entradas? Le das a BlueBell algo en lo que centrarse más allá de decidir quién es el mejor novio para Lemon.
Bilet satmak istiyorsan, BlueBell'e "Lemon için hangisi daha iyi?" sorusundan daha iyi bir şey vermen gerekiyor.
Otro día perfecto en BlueBell.
BlueBell'deki bir başka harika güne.
- Gracias, BlueBell.
- Teşekkürler, BlueBell.
Esto es una aventura típica de BlueBell, te lo digo, en una escala de travesuras, esta no llega ni al tres.
Bu klasik BlueBell oyunlarından biri, derece olarak 3. derece bile sayılmaz.
No, no, BlueBell no es ese tipo de ciudad.
Hayır, BlueBell öyle bir kasaba değildir.
Lo mejor de BlueBell.
BlueBell'de Cehennem.
Soy de BlueBell, Alabama.
BlueBell, Alabama'danım.
DRIVER ( over P.A. BlueBell, Alabama )
BlueBell, Alabama.
Y Brick... ha estado esperando mucho tiempo para tener Bluebell para el solo.
Brick de BlueBell'i tamamen almak için uzun zamandır bekliyordu.
Sabes, que seas el alcalde es la primera cosa sobre BlueBell que realmente me gusta.
Senin belediye başkanı olman BlueBell'de hoşuma giden ilk şey.
BlueBell no es tan horrible, papá.
BlueBell o kadar da kötü değil baba.
Rose Hattenbarger, BlueBell beat blogger de la web site oficial torpe del pueblo.
Rose Hattenbarger, BlueBell blog yazarı diğer bir deyişle cansız resmi şehir sitesi.
Sin embargo, han estado trabajando muy bien aquí en BlueBell.
Ama BlueBell'de işler gayet yolunda.
Evidentemente, BlueBell no era la respuesta.
Belli ki, cevap BlueBell değildi.
No pertenecía a BlueBell.
BlueBell'e ait değildim.
Pero me levanté soñando con la puesta de sol, y tener arena bajo mis pies, y me di cuenta de que BlueBell, y Lemon... son lo que yo soy.
Ama uyandığımda gün batımını hayal ediyor kumu ayaklarımda hissetmek istiyordum. Sonra fark ettim ki BlueBell ve Lemon ben onlarım.
¿ BlueBelle?
BlueBell mi?
Pero después, vine a BlueBelle.
Ama sonra, BlueBell'e geldim.
Honramos cada navidad a nuestra manera en BlueBell.
Her zaman BlueBell geleneklerimize göre kutlarız.
Y voy a seguir, y voy ser capitana de las animadoras como tú, y voy a encontrar un marido guapo, quizá un médico o un abogado, y vamos a tener dos hijos y vamos a criarlos en BlueBell.
Ve böyle devam edip, senin gibi baş ponpon kız olacağım. Yakışıklı bir koca bulacağım, belki doktor, belki avukat olur. İki çocuğumuz olacak ve onları burada, BlueBell'de büyüteceğiz.
Soy de BlueBelle, Alabama.
BlueBell, Alabama'dan geliyorum.
Bluebelle, Alabama.
BlueBell, Alabama.
Lo que debería llevarme alrededor de BlueBell once veces.
Bunun içinde Bluebell'e en az 11 defa gelmek zorunda kalırdım.
Bien, BlueBell no es un refugio de animales y no tenemos por qué aceptar a cada animal descarriado que aparezca.
Bluebell bir hayvan barınağı değil ve biz de önümüze çıkan her başıboş köpeği kabullenmek zorunda değiliz.
Soy de BlueBell, Alabama.
BlueBell, Alabama'dan geliyorum.