Translate.vc / испанский → турецкий / Boden
Boden перевод на турецкий
284 параллельный перевод
El Dr. Boden dijo que no mucho café.
Dr. Boden fazla kahve içmesin dedi.
Stuart, Trent, Boden.
Stuart, Trent, Boden.
El exsoldado, Stuart, fue trasladado, pero, o Trent, o Boden cantarán.
Şu eski asker Stuart başka bir kata tranfer edilmiş... ama Johnny, Trent veya Boden'in konuşmaya başlayacağından emin. - Dr. Fong seninle miydi?
Falta Boden.
Ama Boden hâlâ bizimle.
Ya sabe que fue un enfermero, está a punto de hacer hablar a Boden.
Ne de olsa, katilin bir görevli olduğunu biliyor... ve gidişata göre Boden'dan kimliğini öğrenmek zorunda.
el Dr. Boden, físico americano, Premio Nobel, especialista en Física Nuclear.
Dr. Boden, Amerikalı fizikçi, Nobel Ödülü sahibi. Atom ve hidrojen bombası üzerine çalışmaları var.
El Dr. Boden hace mi retrato.
Dr. Boden benim resmimi yapıyor.
A Einstein le gustaba el violín y a Boden, el dibujo.
Einstein'nın hobisi keman çalmaktı Boden'in hobisi de resim yapmak.
¿ Te imaginas a tu Johnny cuidando del Dr. Boden
Düşünsene, beni, Johnny'ni... Dr. Boden'i tedavi ettiğimi düşünsene.
Dile Swanee que muy pronto Boden se reencontrará con sus fantasmas. Y entonces todo habrá acabado.
Swanee'ye Boden'in aklının her an düzelebileceğini söyle... ve bu olduğunda yapbozu bitireceğimi söyle.
¡ Dr. Boden!
Dr. Boden.
Preguntan por el Dr. Boden.
Dr. Boden bekleniyorsunuz.
Lo llaman del Pentágono.
Dr. Boden Pentagon'dan bekleniyorsunuz.
El Dr. Boden es requerido por la NASA.
Dr. Boden NASA'dan bekleniyorsunuz.
es requerido a Terranova.
Dr. Boden Newfoundland'dan bekleniyorsunuz.
- Hannah Boden, 41 2 millas de Sable.
- Sable Adası'nın 650 km G.B.'sı
¡ Aquí el Hannah Boden!
Burası Hannah Boden!
Aquí el pesquero Hannah Boden, con un SOS del pesquero Andrea Gail.
Burası balıkçı teknesi Hannah Boden Andrea Gail için tehlike işareti veriyorum.
Ray murio del sindrome de Boden-Georgeson
Ray, Boden-Georgeson sendromundan ölmüş.
Se llama Trista Bowden.
Adı Trista Boden.
Quiero que vayáis a hablar con Trista Bowden.
Bakın, ikinizin gidip Trista Boden'la konuşmanızı istiyorum.
Le detengo por la violación de Trista Bowden.
Trista Boden'a tecavüz ve saldırıdan tutuklusunuz.
Ud. Violó a Trista Bowden y asesinó a Jessica Raab.
Trista Boden'a tecavüz edip onu dövdünüz ve Jessica Raab'ı öldürdünüz.
Estaba con su consejero, Don Boden.
Danışmanıyla birlikteymiş, Don Boden ile.
Podría haber conseguido un puesto en el norte, en Boden.
Hayır. Boden'in kuzeyinde çalışabilirdim.
Shelley Boden, 30 años, etapa 4 de cáncer de colon, con metástasis al hígado.
Shelley Boden, 30 yaşında, karaciğer metastazlı, 4.evre kolon kanseri.
Adrian Essex tiene un matón número uno Eugene Boden, es sospechoso en algunos casos de asesinato.
Adrian Essex'te bir tetikçinin numarası var Eugene Boden, bir dizi cinayetin şüphelisi.
RESIDENCIA DE EUGENE BODEN
Eugene Boden'in Evi
Si podemos poner a Essex y Boden en una línea de reconocimiento entonces veremos qué es qué y quién es el asesino.
Essex ve Boden'i yan yana getirebilirsek o zaman neyin ne olduğunu ve kimin katil olduğunu öğreneceğiz.
Cuando puse mi dedo en la dirección correcta Boden no podía ayudar pero reaccionó.
Parmağımı doğru adrese koyduğumda Boden yardım etmedi ama tepki verdi.
Pero Adrián no estaba en la misma habitación y el Sr. Boden testificará que mi cliente no tenía... -... ningún conocimiento de las drogas. - Su cliente evitó el arresto.
Fakat Adrian aynı odada değildi ve Bay Boden müvekkilimin uyuşturucu ile ilgili bilgisi olmadığını doğrulayacaktır.
Tenemos a Boden y a Essex en custodia.
Hem Boden hem de Essex şu anda göz altındalar.
Dougie Boden, asistente de gerente de la agencia- -
Dougie Boden, Hayat Sigortası müdür yardımcısıyım.
¿ Eric Boden?
Eric Boden?
Britta-Lena Boden.
Britta Lena Boden.
Verá... buscamos a... ¿ Boden?
Şey, bir bakayım. Biz şeyi arıyoruz...
Adrian Essex tiene un matón número uno Eugene Boden, es sospechoso en algunos casos de asesinato.
Ne var? Adrian Essex'te bir tetikçinin numarası var Eugene Boden, bir dizi cinayetin şüphelisi.
Pase lo que pase, ni aunque Jim se estrellara en un avión, jamás volvería con Boden.
Ne olduğunun bir önemi yok, Jim uçak kazsında ölse bile asla ama asla Bowden'a dönmem.
Y el pobre Boden sabe perfectamente que eso no puede impedir que lo ames como hombre.
Zavallı Bowden seni seven başka bir adamla arana giremeyeceğini çok iyi biliyor. - Aptal değil.
Aquí el jefe Boden.
Ben, Amir Boden.
Boden te está buscando.
- Boden, seni arıyordu.
Aquí el jefe Boden, necesito dos ambulancias más y un helicóptero.
Ben Amir Boden, iki tane daha ambulans ve bir helikopter istiyorum.
Oíd, faltan diez minutos para que pelee Boden.
Boden'ın maçı 10 dakikaya başlıyor.
Combatiendo en la esquina roja, por el departamento de bomberos de Chicago, el jefe Bo-Bo-Bo-Boden.
Ve sol köşede Chicago İtfaiye İstasyonu'ndan Amir Bo-Bo-Bo-Boden.
Boden parece un misil termodirigido cuando sube al cuadrilátero para enfrentarse al capitán Olmstead del Departamento de Policía de Chicago.
Boden, hedefine doğru giden bir füze gibi ringe çıkıyor ve Chicago Polis Departmanı'ndan Yüzbaşı Olmstead'in karşısına çıkıyor.
y por Terranova.
Dr. Boden Newfoundland'dan bekleniyorsunuz.
Llaman al Dr. Boden de la N. A. S. A.
Dr. Boden. Dr. Boden NASA'dan bekleniyorsunuz.
Don Boden.
İsmi Don Noden.
- Don Boden.
- Don Boden.
- ¿ Quién es Don Boden?
- Don Boden kim?
CBI, Sr. Boden.
CBI'danız, Bay Boden.