Translate.vc / испанский → турецкий / Broken
Broken перевод на турецкий
210 параллельный перевод
No puedo ir al pueblo hasta que cojan al asesino.
Bu yüzden benimle Broken Bow'a geliyorsun.
Así que va a venir a Broken Bow conmigo.
Seni götürüp Sheriff'e teslim edeceğim.
¿ Usted es...
Seni Broken Bow'a götüreceğim.
Chris? Voy a llevarle a Broken Bow.
Senin işlediğin cinayeti, Lane ödemeyecek.
Pueden llegar a Broken Bow esta noche, si no hay tormenta.
Fırtına çıkmazsa, ikiniz de bu gece Broken Bow'a ulaşabilirsiniz.
¿ Espera que volvamos a Broken Bow para que le puedan colgar?
Broken Bow'a geri döndüğünde asılmayı bekliyor musun?
¿ Conoce algún médico en Broken Bow?
Broken Bow'da tanıdığın bir doktor var mı?
Este explorador ha visto cabalgar a 10 hombres hacia Broken Bow.
Bu gözcü Broken Bow'dan on atlı gediğini görmüş.
Está acusado de matar a un tasador oficial en Broken Bow.
O, Broken Bow'da ayar bürosu memurunu öldürmekle suçlanıyor.
Si consiguen llegar a Broken Bow quedaremos al descubierto.
Şayet biri Broken Bow'a geri dönerse, tüm bölge alarma geçer.
Ella conoce a uno en Broken Bow. Puedo ir a por él y volver mañana.
Broken Bow'da kızın tanıdığı bir doktor var.
A menos que vayas a Broken Bow.
Sen Broken Bow'a gidebilirsin.
Envíe un hombre a avisarlos. No.
Broken Bow'a gelmeden önce onları uyramak için birini gönder.
Voy a quedarme en este negocio, y he remarcado la manada de Grinnel con mi nueva marca registrada : La Broken-Bar-O.
Ben artık sığır işinde kalıcıyım ve Tod Grinnel'in sığırlarını kendi yeni kayıtlı markamla damgaladım, Kırık Bar O.
Llegó un cable del ingeniero en Broken Hill.
Broken Hill'de ki mühendisimizden telgraf var. Ayrıntılı rapor.
El radar está estropeado, no importa.
Radar's broken! Never mind.
# My heart is broken
* Kalbim kırıldık *
# Since you've gone my heart is broken
* Gittiğinden beri, kalbim kırık *
# My heart is broken
* Kalbim kırık *
# When I get broken
* Kırıldığımda *
# When you get broken
* Kırıldığımda *
Seguro, si. solo vaya a Broken Spoke y coma algo.
Elbette var. Kırık Çomak'a gidip ye.
¿ Broken Spoke?
Kırık Çomak?
Para comer, va s Broken Spoke, porque es el único lugar en el...
Yemek yemek için Kırık Çomak'a gidilir, çünkü kasabada tek orası...
liberaré a sus clientes Robert Broken Feather y Thomas Jefferson Wolfcall... su Señoría.
- Pekala. Bu şartlar altında, müvekkilleriniz Robert Broken Feather ve Thomas Jefferson Wolf Call'ı... -... şartlı tahliye ediyorum.
Ni siquiera me decido entre cantar "Boulevard of Broken Dreams" o "Three Coins in the Fountain" en el bis.
Ben söylediğim şarkıların sözlerini bile hatırlamıyorum. "Boulevard of Broken Dreams" i ya da "Three Coins in the Fountain" ı.
- Para amantes de corazones rotos que siempre lloran al escuchar mi canción.
? FOR BROKEN-HEARTED LOVERS TO CRY AWAY THE BLUES?
And I've been drinking from a broken cup
Kırık kupadan içerdim içki...
Podríamos intentarlo más cerca en Broken Wing.
Biz sadece, ah, Kırık Kanat orada hemen üzerinde deneyebilirsiniz.
¿ Broken Wing?
Kırık Kanat?
"El blues del cuello roto".
"The Broken Neck Blues."
Creo que si Forrest se sacara el sombrero se vería la herida donde Jack McCall Nariz Rota disparó a Bill Hickok el Salvaje.
Sanırım Forrest'in kafasının arkasında da bunlardan biri var tam Broken Nose Jack McCall'ın Wild Bill Hickok'vurduğu yerde.
Sobre 6 carreteras rotas!
! OVER 6 BROKEN HiGHWAYS!
Volví a Nebraska y paré en el Museo Histórico de Brokenbow para ver su magnífica colección de puntas de flecha.
Tekrar Nebraska'ya döndüm ve Broken Bow'daki tarih müzesine giderek mızrak başı koleksiyonunu gördüm.
No pude moverme, aunque ambos sabíamos que, de no detener a Espada Rota, no lograríamos nuestro cometido.
Kılıcımı çekemedim. Ama ikimiz de biliyorduk ki, eğer Broken Sword'u durdurmazsak kralı asla öldüremeyecektik..
Aparentemente, dos soldados Suliban se estrellaron cerca de una ciudad llamada Broken Bow, Oklahoma.
Görünüşe göre iki Suliban askeri "Broken Bow, Oklahoma" denen bir yerin yakınına düşmüş.
Estaba sentada en The Broken Spoke con el tío más agresivo de la ciudad.
Kasabanın en belalı adamıyla bir barda oturuyordum.
Abandonado al nacer, estaba solo a una joven edad, luchando para sobrevivir en las calles de Beverly Hills, andando por el bulevar de los sueños rotos, prostituyéndome en Hollywood y Vine.
Doğar doğmaz terkedilmiş, Küçücükten beri yalnız. Beverly Hills sokaklarında hayatta kalma mücadelesi vermiş. Broken Dreams Caddesinde kendi yolunu bulmaya çalıştı.
Él cayó en esta área, entre Bathurst y Broken Hill probablemente por eso es que no ha habido noticias.
O, Bathurst ve Broken tepeleri arasındaki bu alana düştü hiçbir haber alınamamış olması da bu olasılığı artırıyor.
Heals a broken heart
Kalpler düzelir...
# # Todos tienen esta sensación rota # #
# Everybody's got this broken feeling ( Herkeste var bu kötü duygu ) #
# # Que haya una voz # # # # Desde la colina rota # #
# That there is a voice ( İşte bir ses var ) # # from the Broken Hill ( Broken Hill'den gelen ) #
# # Desde esta colina rota # #
# From this broken hill ( Broken Hill'den gelen ) #
# # Pero él mismo estaba roto # #
# He himself was broken ( Yitirmişti umudunu ) #
# # Es un frío y roto aleluya # #
# It's a cold and it's a broken ( Soğuk ve bozuk ) # # Hallelujah ( Tanrıya hamd olsun ) #
Le acusan de asesinato en Broken Bow.
Broken Bow'da cinayetten aranan biri.
¿ Es muy grande Broken Bow?
Broken Bow nasıl büyüdü?
Ve a Broken Bow.
Broken Bow'a gidin.
BROKEN BOW, Oklahoma 30 años después.
Broken Bow, Oklahoma, 30 yıl sonra
"Broken Bow"
DeFender-ilR ( mutludogac @ tnn.net ) Gene Roddenberry ve James "Scotty" Doohan'ın anısına
BROKEN BOW, Oklahoma - 30 años después.
Broken Bow, Oklahoma, 30 yıl sonra