Translate.vc / испанский → турецкий / Bulma
Bulma перевод на турецкий
3,230 параллельный перевод
* Pero cada monstruo necesita encontrar el profundo secreto interior * * que transforma a Dr.Jekyll en un sexy Mr.Hyde *
# Fakat her yaratık içinde yatan gizemi bulma ihtiyacı duyar # # Bu değişim Dr. Jekyll'ı seksi Bay Hyde'a dönüştürmüştür #
No quiero ser Norbert el negativo, pero el océano es muy, muy vasto, y las posibilidades de encontrar las patas de dragón son tan buenas como Patán y Astrid...
Huysuz Norbert'i oynamak istemem ama okyanus oldukça büyük bir yer ve o ejderha ayaklarını bulma şansımız Snotlout ve Astrit'in...
¿ Cómo afecta su investigación? Mientras más gente sepa qué buscamos, mejor.
Kimi aradığımızı bilen insan sayısı artarsa onu bulma şansımız da artar.
¡ Simplemente estás buscando una excusa!
Bana bahane bulma!
Porque necesito que se enfoquen en la anomalía.
Çünkü sen ve Toby'nin anomaliyi bulma işine odaklanması gerek.
Hay un sistema de posicionamiento giroscópico dentro del prototipo.
Prototipte gömülü bir jiroskopik konum bulma sistemi var.
El secuestrador los lleva a un contenedor con cámara de descompresión.
- Adamın talimatlarını uyguluyorlar. Kızı bulma yolunda ilerliyorlar.
Créeme, llegará un día en que no tendrás que preocuparte acerca de tener suficiente dinero para combustible.
Bir gün gelecek, benzin için para bulma hususunda hiç kaygılanmayacaksın.
Tenemos que seguir adelante y encontrar una salida.
Başka bir yol bulma için devam etmeliyiz.
La mayoría de la gente no sabe esto de mí, pero tengo la habilidad innata de encontrar el regalo perfecto.
Birçok insan bilmez belki ama mükemmel hediyeyi bulma konusunda esrarengiz bir yeteneğim vardır.
Su programa de cocina es malo con molestas frases de moda.
Yemek programı vasat ve slogan bulma denemeleri garip olabilir.
Creo que era hora de hacerlo.
- Bulma vakti geldi öyleyse.
De acuerdo, bien, entonces quiero que nos pongamos más en serio con lo de encontrar un padrino.
Sana bir sponsor bulma konusunda daha fazla kafa yormamız gerek.
Este pobre tuvo la experiencia única de encontrar este horroroso espectáculo.
Birkaç zavallı üniversiteli, bu korku gösterisini bulma tecrübesine sahip oldu.
Klaus es la única posibilidad que tenemos de hallar la cura.
Klaus, tedaviyi bulma yolunda tek şansımız.
Un lugar que ayuda a los Cazadores a encontrar trabajo.
Avcılar'ın iş bulma kurumu.
Dios mío, y tú estás en la edad de "inventar malas excusas mientras tu cuerpo se deshace en pedazos". ¿ Nos estamos poniendo viejos?
Aman Tanrım. Sen de "Vücudunun dağılmasına kötü bahaneler bulma" yaşındasın. Yaşlanıyor muyuz?
Oye, tú... ¿ se te da bien encontrar información sobre la gente, no?
Bak, sen insanlar hakkındaki şeyleri bulma konusunda iyisin, değil mi?
No te burles de mí, Ross.
Kafa bulma benimle Ross.
Solo no me consigas a una fea.
Çirkin birini bulma yeter.
No hay tantas canciones sobre el, pero lo atribuyo mas a las dificultades de ritmo.
Onun hakkında fazla şarkı yok. Bunu uyak bulma zorluklarına bağlıyorum.
De hecho, la única forma que pude rastrearla fue a través de la agencia de empleo.
Aslında onu geçici olarak işe girmesini sağlayan iş bulma kurumu sayesinde bulabildim.
En algún momento, la agencia tuvo que haberla contactado allí.
İş bulma kurumu onu o numaradan en az bir kez aramış olmalı.
He pasado el resto de mi vida tratando de localizarlo. y aquí estamos.
Geri kalan hayatım onu bulma çabalarıyla geçti ve işte buradayız.
Quizá perdiste el sentido de la orientación.
Belki de yön bulma hissini kaybettin.
Las enfermeras que cuidarán de los soldados en el campo de batalla... ¿ están siendo reclutadas por una agencia de empleo de Gyeongseong?
Kyong Song İş Bulma Ajansı askerler için hemşireleri mi çağırıyor?
Me gustaría reembolsarles los gastos y conseguirles otro donante.
Maliyeti ne olursa olsun size geri ödeme yapmaktan mutlu olurum ve yeni bir donör bulma masrafını karşılamaktan da.
¡ Es como buscar a un copo de nieve en una tormenta de arena!
Burada mı? cehennemde kar tanesi bulma şansın daha fazla!
Katy, no bromees.
Katy, benimle kafa bulma.
- No juegues conmigo.
- Benimle kafa bulma.
Bueno, él acaba de perder a su mamá de cancer y perdió a su padre por su sueño : encontrar el medallón.
O annesini kanserden kaybetti, ve bababsı madalyonu bulma hayali içerisindedir.
- El Centro de Empleo de esa manera, Santa cariño.
- İş bulma kurumu şu tarafta Noel şekeri.
Así que si nos concentramos en los casos de cáncer de aparición precoz, sería mucho más probable encontrarlo en mujeres que tienen predisposición.
Eğer erken yaşta kanser olan kadınlara yoğunlaşırsak yatkınlığı olan kadınları bulma şansımız artar.
- No me jodas.
Benimle kafa bulma.
- Creo que es tiempo de que encuentres un nuevo reportero alguien que se sienta bien con la pérdida de tiempo que es esto, alguien a quien no le importe el hecho de que cualquier niño de seis años puede sacar el brazo por la ventana
Sanırım yeni bir hava durumu sunucusu bulma vaktin geldi. Bunun ne gereksiz bir vakit kaybı olduğunu önemsemeyen altı yaşında bir çocuğun bile kolunu camdan çıkarıp bugün havanın nasıl olacağını bilebileceğinden rahatsız olmayacak biri.
- ¿ Entonces, hace que deje de drogarme, y a ti te da sexo?
Yani bana kafayı bulma diyor ama seninle yatıyor?
Y si lo hiciera, soy menos peleador que tú.
Öyle olsaydım bile kavga bulma konusunda senden daha az hızlı olurdum
No bromees, amigo.
- Benimle kafa bulma, dostum.
No me mientas.
Benle kafa bulma.
Espero que Josh encuentre a alguien con quien volver a pescar.
Josh'ın balığa çıkacak birini bulma umudu.
No pudimos encontrar al secuestrador... y el crimen ya prescribió.
Suçluyu bulma konusunda başarısız olduk. Zamanaşımı süresi doldu.
Hora de recurrir a mis aptitudes de pionero.
Yön bulma becerilerimi kullanma zamanı şimdi.
Le daré oportunidad a mi magnetismo psíquico una oportunidad a a ver si puede encontrarlo otra vez.
Pisişik çekim gücüm ile onu tekrar bulma ihtimalim var.
Caminando a los extremos de la Tierra con la esperanza de encontrarlo. Y traerlo de vuelta.
Onu bulma ve geri alma ümidiyle kıyamete kadar dolaşıyormuş.
Es un servicio de pareja sustituta para una relación sistema-humano.
İşletim sistemiyle insan arasındaki cinsel ilişkiye yardımcı olacak vekil partner bulma hizmeti sunan bir servis.
Entonces decidí encargarme de impulsar el negocio.
Müşteri bulma işi bana düştü.
No te metas conmigo
Benimle kafa bulma.
oficina DE EMPLEO
İŞ BULMA KURUMU
¡ No juegues con nosotros!
Bizimle kafa bulma!
Y en realidad, esa es una de las razones por las que me atraía tanto Don.
Aslında, Don'ı çekici bulma.. nedenlerinden birinin aslında bu olduğunu düşünüyorum.
Quiero decir, cuenta conmigo para encontrar a alguien certificado.
Zırdeli birini bulma konusunda bana güvenebilirsin.